Türk Ordusuna güveniyoruz
Türkiyemizde, dünyanın hiçbir yerinde görülmeyen ölçülerde ordu düşmanlığı var.
ORDU DÜŞMANLIĞININ
MERKEZİNDE ABD VE AB VAR
Sebebini doğru saptamak önemlidir: Ordu düşmanlığının merkezinde ABD ve AB bulunuyor. 1991 yılından bu yana ABD ve AB kaynaklarına bakalım, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı sürekli yıpratma kampanyası yürütüldü. Hasan Bögün arkadaşımız, “ABD ve AB Belgeleriyle Türk Ordusu” başlıklı kitabında bu kampanyayı kanıtlarıyla anlatır ve açıklar, okumanızı öneririm (Kaynak Yayınları).
Ergenekon-Balyoz-Poyrazköy-İzmir vb davaları, Türk Ordusuna karşı yürütülen kampanyanın doruğudur. İki örgüt hedef alındı. Siyasal düzlemde İşçi Partisi (Bugün Vatan Partisi) ve askeri düzlemde Türk Ordusu.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni savaşmadan teslim almaya yönelik bir harekâtla karşılaştık. Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül-Fethullah Gülen ortaklığı, Atlantik harekâtının iç cephedeki unsurlarıydı. Yalnız onlar mı, PKK’nin yönettiği güçler de, Ergenekon savaşında ABD güdümünde görev yaptılar ve bu göreve devam ediyorlar. Vatansız “solcu”lar, hep PKK’nın kuyruğunda oldu.
MİLLETÇE VATAN MEVZİSİNDEYİZ
“Vatansız solcu” olur mu diyeceksiniz. Elbette olmaz! 20. Yüzyıla bakalım, bütün devrimler Vatan savaşlarında oldu. Çağımız, emperyalizme karşı devrimler çağıdır. Ve o devrimlerin mevzisi ise, Vatandır.
Karşıdevrimin merkezi olan Küresel güçlerin hedefi, vatandır. Bizi vatansızlaştırmak ve millî devletimizi tasfiye etmek istiyorlar, görmeyen var mı? Bu durumda millî devletin silahlı gücüne diz çökertmek, küresel efendilerin öncelikli meselesidir.
ORDU DÜŞMANLIĞI FIRSATÇILARI
MİLLİ DEVLETİ YÖNETEMEZ
Emperyalizmin güdümündeki kuvvetler, son Süleyman Şah Türbesi harekâtını ordu düşmanlığı için fırsat bildiler. İçlerinde en pervasız Devlet Bahçeli çıktı. Genelkurmay Başkanı’nı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’ni hedef alan sözleri, Türk milletinin duygularıyla ve değerleriyle çarpışıyor. MHP yönetimi bu tutumunu dün Genel Başkan Yardımcısı Semih Yalçın’ın ağzından devam ettirdi. Bu tavır, küresel merkezlerle ve Fethullah Gülen bağlantılarıyla açıklanabiliyor. Kemal Kılıçdaroğlu da Devlet Bahçeli gibi. Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı derinlerden gelen bir sorunu var. Her fırsatta açığa vuruyor.
Evet, CHP ve MHP yönetimlerini burada anmak zorunda kaldım. Beni mecbur ettiler. Bu arkadaşlar, devlet yönetemezler ve Türkiye’yi bu karanlıklardan çıkartamazlar. Devlet yönetemeyecekleri için, AKP iktidarını yıkamazlar. Yıkabilmek için Millî Devleti yönetme yeteneği gerekir.
AYDINLIK’IN DİK DURMA
SORUMLULUĞU VAR
Gelelim kendimize. Aydınlık, Devlet Bahçeli’nin Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’e devlet ve Türk terbiyesiyle bağdaşmayan sözlerle saldırısını dün “Bahçeli-Özel atışması” diye verdi. Bu başlık, Aydınlık gazetemizin TSK’ya yönelik kampanya karşısında dik durma sorumluluğuyla bağdaşmıyor.
Milletimiz ile ordu arasındaki bağları sağlamlaştırmak, güveni güçlendirmek, hele bugün yakıcı bir görevdir.
Ordusuz millet ayak altında kalır, örneklerini tarihte aramaya gerek yok, çevremize bakarsak görürüz.
Türkiye, ancak silahlı gücüyle göğüsleyebileceği tehditlerle karşı karşıyadır. Bunu önümüzdeki yakın gelecekte vatanını seven herkes anlayacaktır. Mesele, bugünden anlamak ve sağlam durmaktır.
SİPERDEKİ ADAMIZ
Türkiye’nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, en başta Türk Ordusunun yaptırım gücüyle kazanacağız. Bu konuda Orduya güvenimizi sarsacak bir gelişme yok, tersine Türk Ordusu milletimizin güvenini güçlendiren bir konumdadır.
İkincisi, terbiye ile terbiyesizlik arasında tarafsızlık olmaz! Hele o terbiyesizlik, Türk milletinin yaptırım gücünü hedef alıyorsa, cephede yer tutmak sorumluluğunu taşıyoruz.
Vatan Partisi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne güveniyor.
Bu güven, yalnız İstiklâl Savaşı geleneğine olan güven değildir, aynı zamanda son 25 yılın olgularından besleniyor.
Belki de en önemlisi: Biz, olayları yorumlayan köşe yazarı veya gözlemci değiliz, savaşın içindeyiz, cephedeyiz. O nedenle ancak ve ancak siperden konuşabiliriz. Siperdeki adam, güven sarsmaz.
Piyasaya sürülen psikolojik savaş malzemeleri, hurafeler, dedikodular karşısında kimsenin ayakları titremesin! Olur olmaz her durumda ayakları titreyenler savaş kazanamaz.
Türk Ordusu, komuta kademesinden son neferine kadar Türk milletini mahcup etmeyecektir, buna eminiz.
Doğu Perinçek
Aydınlık