Suriyeli siyasetçiler Soçi zirvesini Ulusal Kanal'a değerlendirdi: Masaya oturma süreci başladı
Baas Partisi'nin etkili isimlerinden Halef el Muftah 'Türkiye ve Suriye'nin güvenliğe bağlı ortak çıkarları olduğunu' vurguladı
Suriye yönetime yakın siyasi isimleri, Suriye'nin de dolaylı da olsa Soçi'de olduğunu, Soçi zirvesiyle birlikte, Türkiye ile Suriye'nin 'masaya oturma' sürecinin de başladığını söylediler. Suriyeli siyasetçiler, diyalogda askeri ve güvenlik sorunlarının aciliyetine dikkat çektiler.
'SİYASET DE DEĞİŞİR'
Suriye siyasetinin merkezinde yer alan isimler Soçi zirvesinin sonuçlarını Ulusal Kanal'a değerlendirdi. Suriye'nin en tepe yönetim organı 'Ulusal Liderlik' üyesi Mehdi Dahluallah sürecin olumlu ilerlemesi için güven probleminin aşılması gerektiğini vurguladı. Suriye'nin krizden önceki son Suudi Arabistan Büyükelçisi olan Dahluallah, "Somut durum değişirse siyaset de değişir" dedi.
'ADIM ATMA SIRASI TÜRKİYE'DE'
Devlet Başkanı Beşar Esad'a yakın Baas Partisi'nin etkili isimlerinden olan Halef el Muftah "Türkiye ve Suriye'nin güvenliğe bağlı ortak çıkarları olduğunu" söyledi. "Siyasi sonuçları ne olursa olsun coğrafyayı ortadan kaldırmak mümkün değil" diyen Muftah, "İki ülke ilişkilerinin gözden geçirilmesi gerektiğini" ifade etti.
Şam siyasi hayatında önde gelen isimler arasında sayılan Muftah, Türkiye Suriye ilişkilerinde adım atma sırasının Türkiye'de olduğuna işaret etti:
"Top Türkiye'de. Türkiye duruşunu tekrar düzenlemeli. Somut adım atmalı. Durum Türkiye ve Suriye'nin birlikte eşgüdümlü bir biçimde çalışması gerektiğini gösteriyor."
Muftah, ABD'nin PKK/PYD üzerinden yürüttüğü siyasetin tehlikelerine de değindi:
"ABD elindeki Kürt kartıyla, Türkiye, İran ve Suriye coğrafyasıyla oynamak istiyor. Türkiye, İran ve Suriye duruşlarını tek bir noktada birleştirirse, Amerika ilerlediği yolu gözden geçirmek zorunda olduğunu anlayacak. ABD bu üç ülkedeki teröristlere verdiği desteği kesmesi gerektiğini de böylece anlayacak."
'SURİYE DE MASADADIR'
Halef el Muftah Soçi'de varılan uzlaşıda dördüncü taraf olarak Suriye hükümetinin de bulunduğunu söyledi:
"Zirveden bir gün önce Rusya Devlet Başkanı Putin ile Suriye Devlet Başkanı Beşar Esat görüştü. Bunun anlamı; Suriye'de masadadır. Toplantının dördüncü tarafıdır. Rusya ve İran Suriye'nin onayı olmadan karar alamaz."
'SÜREÇ BAŞLADI'
Uzun yıllar Türkiye'de kalmış olan Suriye Enformasyon Bakanlığı Müsteşarı Bessam Abu Abdullah da Soçi zirvesinden sonra "Ankara ve Şam'ın masaya oturacağı bir sürece girildiğini" düşünüyor. Abdullah, "Bence oturacaklar, Devlet Başkanımız Beşar Esat, 'bütün taraflarla çalışmaya hazır olduğunu' söyledi. Bence bu çalışma askeri ve güvenliği ilgilendiren noktalardan başlamalı. Şu an konumuz kuzeydeki askeri durum."
Abdullah, ABD'nin ülkedeki askeri varlığı ve PKK/PYD eylemleri konusunda 'dörtlü çalışma düzeni'ne geçilmesi gerektiğini düşünüyor: "Suriye'nin kuzeyinde üçlü çalışmadan dörtlü çalışmaya geçilecek. Kuzeydeki ABD bayraklarına karşı askeri, istihbari, güvenlik açısından ortak çalışma olacak. Çünkü ABD Suriye'nin kuzeyinden çekilmeyecek."
Suriye Enformasyon Bakanı Müsteşarı, PKK/PYD'ye de Barzani örneğini hatırlatıyor: "ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde çirkin planları var. ABD Türkiye gibi bir ortağı kaybettikten sonra istediği hamleyi yapamayacak. Askeri gücü sınırlıdır. SDG (PKK/PYD'nin çatı örgütü) içinde Arap savaşçılar da var. Ve bunlar Suriye ordusuyla savaşmaya hazır değil. Öte yandan Irak'ın kuzeyinde yaşananların bunlara ders olması gerekiyor."
IŞİD'in Suriye ordusundan kaçıp PYD'ye katıldığını belirten Abdullah, Soçi'de teröre karşı gösterilen duruşun Suriye'nin bütünlüğüne katkı sağladığını vurguladı. Abdullah ayrıca Türkiye ve Suriye arasında atılacak ilk adımların siyasetten çok "askeri ve istihbari alanda" olabileceğine dikkat çekti: "Soçi'de varılan uzlaşı gereği ortak çalışmalar yapılacak. Özellikle de askeri istihbarat alanında. Bu süreçte Türkiye ve Suriye yakınlaşacak. Ankara ve Şam'ın birlikte çalışması için kapılar açılacak."
Şam'daki "koordineli çalışma istediğini" vurgulayan Abdullah, Ankara'nın atması gereken kritik adımı ise şu sözlerle açıkladı: "Şu anda Suriye hükümeti, Türk ordusununun ülke topraklarındaki varlığını 'işgalci' olarak tanımlıyor. Bu noktada Ankara'nın iletişime geçmesi lazım. Dört ülkenin birlikte çalışması bekleniyor. Suriye'nin kuzeyindeki tehlike bitince Türkiye'nin çekilmesi gerekiyor."
TÜRK HALKINA GÜVENİYORUZ
Arap Öğrenci Birliği Genel Sekreteri Nidal Ammar: Cenevre'de Astana'da başlayıp Soçi'de tescillenen şey, Suriye devleti hakkında tek kararı Suriye halkının vereceğidir. Rusya'nın Çin'in ve İran'ın desteklerinin olumlu yanı Erdoğan hükümetinin uyanması, gerçekleri görerek yöntem değiştirmesidir. Türkiye ve Suriye halkları arasındaki Erdoğan hükümeti tarafından açılmış büyük yaraların düzeltilmesi için çalışılmalıdır. Suriye ve Türkiye halkı kardeştir. Biz Türk halkı ve gençliğine güveniyoruz .
Mehmet Kıvanç
ulusal.com.tr