Başbakan Binali Yıldırım: Hiçbir darbeci Atatürkçü değildir
Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında konuştu.
Başbakan Binali Yıldırım, partisinin grup toplantısında konuştu. 15 Temmuz darbe girişiminde Meclis'in bombalandığını hatırlatan Başbakan Yıldırım, "İşte bu Meclis 1920'den beri bir çok darbe gördü. Ama hiçbir darbede bomba görmedi. Bu hainler onu da yaptılar, bu Gazi Meclis'i yok etmeye çalıştılar. Ama sonunda Meclis dimdik ayakta, onlar yok olup gitti. Atatürk'ün açtığı Meclis'i kapatan hiçbir asker bu ordunun askeri olamaz. Meclis'i bombalayan,o emri veren hiçbir asker bu milletin evladı da değildir bu ordunun mensubu da değildir. Her darbe teşebbüsü en başta Mustafa Kemal'in hatırasını, onun açılışına öncülük ettiği TBMM'yi yaralamıştır. Hiçbir darbeci Atatürkçü de Kemalist de değildir hatta bu ülkeye de ait değildir" dedi.
İşte Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından satır başları;
15 Temmuz hain darbe girişiminin hem millette hem de devlette açtığı yarayı kapatmak için olağanüstü bir çaba içerisindeyiz. Kahraman Türk milleti her konuda olduğu gibi ekonomide de üzerine düşeni yapmıştır. 11 milyar dolar parasını bozdurarak Türk ekonomisinin gücüne güç katmıştır. Bürokrasi hiçbir şey olmamış gibi çalışmalarını sürdürmüştür. Şehitlerimizin son yolculuğuna gönderilmeleri, gazilerin tedavileri ilk günden bu yana kusursuz bir şekilde ifa etmenin gayreti içerisinde olduk. Bu konudaki hassasiyetimiz devam edecek.
BAŞBAKAN'DAN MUHALEFET LİDERLERİNE ÇAĞRI
Yine ilk günden itibaren siyasi parti liderleriyle istişare halinde olduk. Dün de sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile genel merkezde MHP lideri Sayın Devlet Bahçeli ile Meclis'teki makamında ziyaret ettim. Kendilerine OHAL sürecinde hükümetin aldığı kararlarla ilgili kapsamlı bilgi aktardım. Sayın Cumhurbaşkanımız pazar günü İstanbul'da büyük bir demokrasi ve şehitler mitingi gerçekleştirecek. Bu mitinge AK Parti olarak tüm teşkilatlarımızla katılım sağlayacağız. Cumhurbaşkanının çağrıltısı doğrusunda hepimiz Yenikapı'da hazır olacağız. Demokrasimizin en büyük mitingini gerçekleştireceğiz. Cumhurbaşkanımızın parti liderlerine yaptığı çağrıyı ben tekrarlamak istiyorum; Gün birlik ve beraberlik günüdür. Dolayısıyla CHP liderini, MHP liderini ve partilileri bu büyük buluşmaya davet ediyorum. Onların büyük şölene gelerek dostluk, kardeşlik dayanışmasını bütün milletimizle göstermelerinin önemli olduğunu ifade ediyorum. Düşüncelerini milletimizle paylaşmalarını, geleceğimiz ve kardeşliğimiz için önemli olduğunu düşünüyoruz.
"FETÖ İLE MÜCADELEDE YALNIZ BIRAKILDIK"
15 Temmuz darbe girişimi en büyük hasarlardan birini ordumuza verdi. Rabbim nasıl karanlıkları aydınlığa çıkartıyorsa, nasıl ki şerleri hayırlara vesile ediyorsa 15 Temmuz'u da hayırlara vesile etti 17-25 Aralık darbe girişiminden sonra FETÖ denen örgüte amansız bir mücadele başlatmıştık. Ancak bu hain örgütle mücadelede hep yalnız bırakıldık. Siyasi partilerden beklediğimiz desteği alamadık. Uluslararası planda da maalesef beklediğimiz desteği göremedik. 15 Temmuz'da bu hain örgütün maskesi öyle bir düştü ki sadece biz değil tüm Türkiye bu hainlerin gerçek yüzünü gördü.
"EĞER DARBE GİRİŞİMİ GERÇEKLEŞSEYDİ..."
15 Temmuz akşamı Türkiye kelimenin tam anlamıyla uçurumun kenarından döndü. 15 Temmuz darbe girişimi başarılı olsaydı bugün ne anayasa olacaktı, ne hukuk işleyecekti ne de Gazi Meclis var olacaktı. Siyasi partiler kapatılmış olacak ve siyasi irade tamamen yok edilecekti. Bu darbe girişimi başarılı olsaydı, özgür basından, ifade özgürlüğünden hiçbir eser kalmayacaktı. Devletimiz de milletimiz de uçurumun kenarından dönmüştür. Bunu sağlayan da Başkomutan Recep Tayyip Erdoğan'ın dik duruşudur.
"OHAL MİLLETİMİZE DEĞİL, DEVLETE İLAN EDİLMİŞTİR"
OHAL milletimize değil, hükümete devlete ilan edilmiştir. Bu darbe girişimini yapanlar, onların destekçilerinin tamamen ortaya çıkarılması ve hesapların sorulması için biz kendimize OHAL ilan ettik. Millet serbest, istediğini yapsın. Onlar yapması gerekeni 15 Temmuz gecesi yaptılar.
"TERÖR BAĞLANTILI 1684 SUBAY VE ASTSUBAYIN İLİŞİĞİ KESİLDİ"
Kamuda büyük temizliği başlattık, devam ediyoruz. Bu haşhaşileri tek tek tespit ettik meslekten çıkarıyoruz. Darbe girişiminin soruşturulması içinde yargının ve kolluğun çalışmalarını kolaylaştıracak düzenlemeleri de gerçekleştirdik. TSK içerisinde de kapsamlı bir temizlik hareketi başlattık. Kuvvet komutanlıklarımız içerisinde 1684 terör bağlantılı subay ve astsubayın ilişiği kesilmiştir. Ayrıca çıkardığımız KHK'lerde 15 Temmuz şehitlerimizin yakınlarına ve gazilerimize haklar getirdik. Şehit yakınlarına ve gazilere terörle mücadelede sağlanan hakların tamamını sağladık. Vatandaşlarımızdan talep gelmesi üzerine bir bağış kampanyası başlattık.
"TSK DAHA GÜÇLÜ HALE GELECEK"
Çıkardığımız KHK'lerle en büyük en köklü düzenlemeleri TSK içerisinde yaptık. Bu düzenlemeler TSK'yı zayıflatmayacak tam aksine daha güçlü hale getirecektir. Çünkü dünyada tehdit şekilleri değişiyor. Bu değişen, yakın, orta, uzun vadeli tehditlere karşı Silahlı Kuvvetler'in yeniden yapılanması ve bütün enerjisini hasmi işlerine harcaması ülkemizin güvenliği için olmazsa olmazdır.
"BU ORDU MİLLETİN BAĞRINDAN ÇIKMIŞTIR"
TSK, insanlık tarihinin en eski kurumlarından biridir. En güçlü ve en köklü ordularından biridir. TSK'nın mazisi zaferlerle dolu bir ordudur. 1071'de zafer kazanan ordu TSK'dır. Selahattin Eyyubi'nin Kudüs'e giren ordusu işte bu ordudur. İstanbul'u fetheden ordu da işte tam bu ordudur. Nice zaferleri bir destan gibi yazan ordu işte bu ordudur. Bu ordu, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan bağrından Mustafa Kemal'i çıkaran da bu ordudur. Asırlardan beri bu aziz millet yememiş, Mehmetçiğe yedirmiştir. Malını değil, bu aziz millet canını ordusunun emrine vermiştir. Anadolu'daki her evde ya Balkan savaşlarından ya Sarıkamış'tan ya Çanakkale'den ya Kıbrıs'tan ya da bölücü terörden en az bir şehit ya da gazi vardır. Bir oğlunu şehit veren, ikincisini de üçüncüsünü de eşini de kızınıda elbette kendi canınını da bu ülke için feda etmiştir. Etmeye de devam edecektir. Bu ordu milletin ordusudur. Bu ordu milletin bağrından çıkmıştır. Bizim ordumuz Balkan Savaşları'nda kendi iç meselelerinden büyük bir tahribat yaşadı.
"HİÇBİR DARBECİ ATATÜRKÇÜ DE KEMALİST DE DEĞİLDİR"
Mustafa Kemal, Meclis açılmadan bir günce bir talimat gönderiyor. Allah'ın lütfuyla Nisan'ın 23'üncü günü Meclis'in açılacağından ve o günden itibaren askeri ve sivil bütün makamların tek mercinin TBMM olacağını bildiriyor. Askeri ve sivil hepsinin üzerinde bu Gazi Meclis var. İşte bu Meclis 1920'den beri bir çok darbe gördü. Ama hiçbir darbede bomba görmedi. Bu hainler onu da yaptılar, bu Gazi Meclis'i yok etmeye çalıştılar. Ama sonunda Meclis dimdik ayakta, onlar yok olup gitti. Atatürk'ün açtığı Meclis'i kapatan hiçbir asker bu ordunun askeri olamaz. Meclis'i bombalayan,o emri veren hiçbir asker bu milletin evladı da değildir bu ordunun mensubu da değildir. Her darbe teşebbüsü en başta Mustafa Kemal'in hatırasını, onun açılışına öncülük ettiği TBMM'yi yaralamıştır. Hiçbir darbeci Atatürkçü de Kemalist de değildir hatta bu ülkeye de ait değildir. Bugün, milletin ordusuna sızmış asker formasının içine girmiş bu teröristleri tek tek temizliyoruz. Bu temizliği ordumuzla birlikte yapıyoruz. Kendi kökleriyle, öz ruhu ile tekrar buluşturuyoruz. Çıkardığımız KHK'lerle ordumuzu, TSK'yı darbe öncesine yani olması gerektiği asli yerine taşıyoruz. Her darbe sonrasında ordumuzu biraz daha zayıflattılar. Her darbe sonrasında askeri tartışılır hale getirdiler.
"YARGIDA BİRLİĞİ SAĞLAMAK İÇİN GEREKLİ ADIMLARI ATACAĞIZ"
Sınavı kazanan şartları yerine getiren herkes harp okullarına gidebilecek. Okullara girişteki kısıtlamaları ortadan kaldırdık. Asker işini yapacak. Asker fabrikayla, tersaneyle, tamir bakım atölyesi ile uğraşmayacak. Tüm bunları Milli Savunma Bakanlığı'nı yaptık. Disiplin konularıyla sınırlı olarak askeri yargı MSB bünyesinde faaliyet gösterecek. Bütün buradaki disiplin kurullarının oluşturulması ve hizmetlerin yapımı Milli Savunma Bakanlığı tarafından takip edilecek. Askeri yargıtayı da kaldıracağız. Yargıda birliği sağlamak için gerekli adımları atacağız. Bu konuda diğer partilerle süreci başlattık. Onların da kanaati yargıda birliğin sağlanması. Kuvvet komutanlarını MSB'ye bağladık.
"İSTANBUL'DAKİ KAPATILACAK BİRLİKLER ÇORLU'YA VE TRAKYA'YA TAŞINACAK"
Kazan'da açıkladığım gibi Akıncı Üssü'nü kapatıyoruz. Bu hainlerin merkezinde millete bombalar yağdıran bu üs, Ankara için yaşam alanı haline gelecek, hayırlı uğurlu olsun. Ankara ve İstanbul'da askeri tankların çıktığı kışlaları da şehir dışına taşıyoruz. Mamak ve Etimesgut'taki zırhlı araçların bulunduğu kışlalar Polatlı tarafına gidecek. İstanbul'da Hasdal ve Maltepe'deki kışlalarda Çorlu ve Trakya tarafına gidecek. Güvercinlik'teki havacılık okulunu da kapatıyoruz. Oradaki helikopterlerde gönderilecek. Tehdit, Ankara ve İstanbul'da değil tehdit sınırlardadır. Bütün birikimimizi sınır bölgelerine taşıyacağız. Ülkemizin güvenlğini tam anlamıyla sağlayacağız. Darbe sonrasındaki darbelerle zayıflatılan TSK'yı yaptığımız bu düzenlemelerle daha güçlü hale, harbe daha güçlü hale getiriyoruz.
"FETÖ'YE NASIL GEREĞİNİ YAPTIYSAK PKK'YA DA YAPACAĞIZ"
Siyaseti zehirlemek istediler. Ekonomiyi felç etmek istediler. Değerli milletvekili arkadaşlarım dün akşam saatlerinde bir başka hain terör örgütünün saldırısında maalesef 7 polisimizi şehit verdik. Şehitlerimize Allah'tan rahmet ediliyorum. Yakınlarına ve milletimize baş sağlığı diliyorum. 15 Temmuz'da FETÖ başarılı olamadı ama onun kardeş örgütü PKK, FETÖ gibi alçak saldırılar yapıyor. Onun boşluğunu doldurmaya çalışıyorlar. FETÖ'ye nasıl gereğini yaptıysak PKK terör örgütünü de bu ülkenin sorunu olmaktan çıkaracağız. Buna kararlıyız. Şimdi artık kırsalda daha fazla operasyonlara ağırlık vereceğiz.