Vatan Partisi'nden AP'nin Türkiye ile ilgili raporuna yanıt
Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, Avrupa Parlamentosunun (AP) hazırladığı “2016 Türkiye Raporu” ve müzakarelerin askıya alınması önerisi hakkında bir basın açıklaması yaptı.
Vatan Partisi Genel Sekreteri Utku Reyhan, Avrupa Parlamentosunun (AP) hazırladığı “2016 Türkiye Raporu” ve müzakarelerin askıya alınması önerisi hakkında bir basın açıklaması yaptı.
Reyhan şunları belirtti:
Avrupa Parlamentosunun (AP) hazırladığı “2016 Türkiye Raporu” görebildiğimiz kadarıyla Türk Milletinden gizlenmiştir. Vatan Partisi, 38 maddelik raporu satır satır incelemiş ve Türkiyemize sömürge muamelesi yapan utanç verici başlıkları ortaya çıkarmıştır.
Neler söylemektedir AP?
1- Darbe teşebbüsü sonrasında gözaltına alınan, tutuklanan ya da görevinden ihraç edilen bütün gazeteci, akademisyen, siyasetçi, kamu görevlisi, hakim-savcı ya da sıradan vatandaşların serbest bırakılsın ve görevlerine iade edilsin, kapatılan okullar tekrar açılsın.
Özeti: Türkiye, FETÖ ve PKK ile mücadeleyi bıraksın.
2- 16 Nisan Halkoylaması Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın açıkladığı üzere gayrimeşrudur ve geçersizdir. “Bağımsız bir kurul” Halkoylaması sürecini incelemelidir.
Özeti: Türkiye’nin anayasasını tanımıyoruz!
3- Türkiye, halkoylaması sonucu kabul edilen yeni anayasayı uygularsa, AB, Türkiye ile üyelik görüşmelerini askıya alsın. Yeni bir anayasa için beraber çalışalım.
Özeti: Türkiye’nin egemenlik haklarına açıkça müdahale edilmekte, “Anayasanızı da biz yapalım” denilmekte, aksi takdirde üyelik görüşmelerinin sonlandırılacağı tehdidi dillendirilmektedir.
4- HDP milletvekilleri ve belediye başkanları derhal serbest bırakılsın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), OHAL sonrası kendisine gelen mağdur başvurularını hızla sonuca bağlasın.
Özeti: Rapor boyunca “hukukun üstünlüğü” edebiyatı yapan AP, hem Türk yargısına hem de AİHM’ye talimat vermektedir. Üstelik iki terör saldırısı sonucu 1 yılı aşkın süredir OHAL uygulayan Fransa örneği dururken ve onlara tek satır OHAL’i kaldırın önerisinde bulunmamışken, onlarca terör saldırısının ve daha da önemlisi bir darbe teşebbüsünün yaşandığı Türkiye’ye OHAL’i kaldır deme yüzsüzlüğü gösterilmektedir.
5- Temmuz 2015’ten bu yana terörle mücadele adı altında 2 bin Kürt öldürüldü. 500 bin Kürt göç etmek zorunda kaldı. “AP, Kürt sorununun adil siyasi çözümünün, Güneydoğu’ya ve Türkiye’ye kalıcı refah ve istikrar getireceğinden emindir. AP bu nedenle iki tarafı da müzakere masasına dönmeye çağırır.”
Özeti: AP, hendek operasyonlarında ölen PKK’lı teröristleri, sivil vatandaşmış gibi sunarak provokasyon yapmakta, PKK hendeklerinden kaçarak ülkenin Batısına yerleşen vatandaşlarımızı da devletin zorla sürdüğünü ima etmektedir. Üstelik 500 bin rakamı gerçeği yansıtmamaktadır. 500 bin neredeyse Diyarbakır’ın yarı nüfusudur. Hendek operasyonları yapılan ilçe merkezlerinin toplam nüfusu ancak 500 bin etmektedir ki, buralarda da insanlarımızın çoğu ya yerinde durmakta ya da güvenlik sağlandıktan sonra geri dönmektedir. Daha da önemlisi ve hem hükümetin hem de basının görmediği Türkiye’yi parçalayacak “çözüm sürecinin” yeniden başlatılması istenmektedir. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve PKK terör örgütü eşit tutulmakta ve “iki taraf” ifadesi kullanılmaktadır.
6- “AP, üye ülkelerinin Türkiye’de OHAL mağduru olan vatandaşların iltica sürecini hızlandırma yönündeki faaliyetlerini selamlar.”
Özet: Zekeriya Öz ve benzeri FETÖ militanları AB üyelerinin himayesindedir. Bundan geri adım atılmayacağı ilan edildiği gibi, mültecilerin işlemlerinin hızlandırılması selamlanmaktadır!
7- Türkiye ile üyelik görüşmeleri askıya alınsa da belirli konularda (göçmenler, enerji, ekonomi vb.) işbirliği devam etmeli. Türkiye dış politikasını AB’ye uydurmalı, hatta Türk Dışişleri Bakanı belirli konularda AB Dış İlişkiler Konseyi toplantısına çağırılmalı.
Özet: Üye olmasanız da sömürgemiz olacaksınız. Her toplantıya değilse de bazı toplantılara sömürge görevlisi gibi Dışişleri Bakanınızı arada çağırıp talimat vereceğiz.
8- Türkiye büyüyen bir Pazar olduğu için Gümrük Birliğine devam edilsin hatta eksiklikleri giderilerek ilerletilsin.
Özet: Sizi üye yapmasak da soymaya devam etmek istiyoruz. Zaten sizdeki AB aşkı sürdüğü müddetçe bundan da rahatsız olmazsınız gibi!
9- Vize muafiyeti için Türkiye’nin terörle mücadele yasasını değiştirmesi gerekmektedir.
Özet: Avrupa’da rahat rahat gezmek istiyorsanız arada sırada canlı bombaların patlamasına razı olacaksınız. Aybüke öğretmenleriniz 22 yaşında ölmeye devam edecek, PKK istediği ilçe merkezlerinde özerklik ilan edebilir.
10- Üyelik öncesi destek fonu hükümete değil doğrudan sivil topluma ve mültecilere verilsin.
Özet: Sizi üye yapmayacağız ama ülkenizde AB ajanları olması ve Türkiye’ye düşmanlık etmeleri için içinizden bazılarına para vereceğiz.
11- Türkiye, Avrupa’daki Türkleri kendi siyasi çıkarları için kullanmaktan vazgeçsin.
Özet: Avrupa’da yaşayan Türkler, Türk değildir. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmaları bir şey değiştirmemektedir.
12- Kıbrıs’tan Türk askerleri çekilsin, Gazi Magosa kapalı bölgesi Birleşmiş Milletlere devredilsin, Kıbrıs’a Türklerin gidişi son bulsun. Avrupa Parlamentosu münhasır bölgeler hakkında Kıbrıs Cumhuriyeti (Güney Kıbrıs Rum Yönetimi) ve diğer ülkelerin anlaşmalarına saygı duyar.
Özet: Türkiye Kıbrıs konusundaki bütün iddialarından vazgeçsin. Hatta mümkünse adada tek bir Türk kalmasın.
13- Türkiye komşularının topraklarında sınır ötesi harekât yapmasın.
Özet: Terörü engelleyeceğim, toprak bütünlüğümü koruyacağım iddialarıyla Türkiye “Fırat Kalkanı” gibi operasyonlar yapmasın, Kandil, Sincar gibi terör yuvalarına harekât düzenlemesin, teröristlerin Türkiye’ye elini kolunu sallayarak giriş çıkış yapmasına izin versin.
TÜRKİYE BU KÜSTAHLIĞI KABUL EDEMEZ
AP 2016 raporu, başından sonuna Türkiye’nin milli egemenliğini hedef almakta, ne yürütmesini ne yargısını ne yasamasını ne de halk iradesini tanımadığını ilan etmektedir. Bu rapor Türkiye’nin hiçbir zaman Avrupa Birliği üyesi olamayacağının yeni bir göstergesidir. Vatan Partisi başından bu yana Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıkmakta, üye olmaksızın Avrupa Birliği ve ülkeleriyle eşit, adil ve karşılıklı çıkara dayanan ilişkiler kurmayı savunmaktadır. Nitekim, Milli Hükümet Programımızın 3. Maddesinde aynen şu ifadeler yer almaktadır.
“Türkiye, Türkiye’den yönetilecektir. Türkiye üzerindeki yabancı denetim ve müdahale bütün temelleriyle tasfiye edilecektir. Milletçe refaha ilerlemenin ve özgürleşmenin biricik siyasal çerçevesini oluşturan millî devlet, emperyalizmin küresel saldırısına karşı savunulacaktır.
Türkiye’yi Avrupa Kapısı’na bağlayan, millî devletimizi ve Atatürk Devrimi’ni tasfiye eden AB aday üyelik sürecine son verilecektir. AB Aday Üyelik Protokolü, Katılım Ortaklığı Belgesi, Müzakere Çerçeve Belgesi gibi yeni Sevr antlaşmaları feshedilecek ve Türkiye, Avrupa Gümrük Birliği’nden çekilecektir.”
Bugün gelinen noktada Avrupa Birliği’nin, Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü, huzurunu ve ekonomik kalkınmasını istemediği açıktır. Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi üye yapmak istemediği ancak kapısına bağlayarak sömürmek istediği de gün gibi ortadadır.
Vatan Partisi’nin 40 yıldır söylediği gerçek bugün bütün çıplaklığıyla karşımızdadır.
TÜRKİYE’NİN YERİ AVRASYA’DIR
Türkiye, ABD ve AB ile bağımlılık ilişkilerine son vererek, adil ve eşit ilişkiler kurarak ilişkilerini devam ettirmelidir. Ancak Türkiye’nin birliğini, bütünlüğünü ve refahını sağlamanın yolu, başta komşu ülkeler olmak üzere Asya’nın yükselen devletleriyle iş birliğindedir. Türkiye seçeneksiz değildir, Türkiye düşmanlarını muhafaza eden, daha da ötesi yönlendiren ABD ve AB’ye mecbur ve mahkûm değildir.
Maalesef AKP hükümeti bu gerçeği tam olarak görememekte, söz konusu raporu “Yok hükmünde” saydığını ifade etmektedir. Bu raporu yok hükmünde saymanız onu yok etmemektedir. Hükümeti Avrupa Birliği konusunda acil yaptırımlar uygulamaya davet ediyoruz. İlk adım olarak “Geri Kabul Anlaşması”nın iptalini, ardından Avrupa Birliği aday üyeliğinden ve gümrük birliğinden çıkmak için gerekli adımları atmaya çağırıyoruz.
Ana Muhalefet Partisi bütünüyle bu raporun yanındadır. Raporda yer alan FETÖ’cülerin ve HDP-PKK Milletvekillerinin serbest bırakılması, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın gayr-ı meşru ilan edilmesi ve tanınmaması gibi kabul edilemez önerilerin CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı “Adalet Yürüyüşünün” talepleri ile örtüştüğü görülmektedir. Nitekim Sayın Kılıçdaroğlu AP’ye “Türkiye Erdoğan’dan ibaret değildir.” diye seslenerek bu programı uygulamak için görev talep etmektedir. Dün Sayın Kılıçdaroğlu’nun The Guardian’da yazdığı makale de bu anlayışla tutarlıdır.
Tekrar ediyoruz, Vatan Partisi’nin iktidarında Türkiye, milli egemenliğini tehdit eden AB aday üyeliği ve Gümrük Birliği gibi anlaşmaları yırtıp atacaktır. Milli egemenlik ve karşılıklı çıkar dış politikamızın temel ekseni olacak ve bu kapsamda Türkiye, Avrasya’daki saygın ve şerefli yerini alacaktır.
Milletimize saygı ile duyurulur.
ulusal.com.tr