Palme'yi PKK mı öldürdü?

‘Olof Palme Cinayeti ‘Kuşbeyaz’ kitabının yazarı Gazeteci Mehmet Ali Yula, İsveç’te, İsveç Başbakanı’na yönelik gerçekleştirilen suikastın PKK tarafından işlendiğini söyledi. Sabah Gazetesi Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek ise, PKK’nın yıllar öncesinde bu tür siyasi cinayetlerle Avrupa’da korku imparatorluğu kurduğunu, bu korku sayesinde yıllarca örgütün finans kaynaklarını oluşturduğunu belirtti.

Palme'yi PKK mı öldürdü?

Gazeteci-Yazar Ferhat Ünlü'nün Tvnet'te hazırlayıp sunduğu İstihbarat programına konuk olan ‘Olof Palme Cinayeti ‘Kuşbeyaz’ kitabının yazarı,MİT Eski Yöneticisi Necdet Yula'nın oğlu gazeteci Mehmet Ali Yula ve SABAH Gazetesi İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek, Avrupa’da işlenen siyasi cinayetlere dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yula, İsveç Başbakanı Olof Palme’yi PKK’nın öldürdüğünü belirtirken, Şimşek ise PKK’nın bu tür siyasi cinayetler ile Avrupa’da yıllarca korku imparatorluğu kurduğunu savundu.

Gazeteci-Yazar Mehmet Ali Yula, Olof Palme cinayetine ilişkin şunları söyledi:

“PKK, İSVEÇ’İ MESKEN TUTTU’

İsveç, Kürt diasporasının yoğun olduğu bir yerdir. Burada yıllardır PKKlı sığınmacılar vardı. Olof Palme cinayetinden önce, bir grup PKK’lı oraya yığılmaya başladı. Orada bulunan diğer Kürt grupları bastırdılar. Bu cinayeti PKK işledi. Olof Palme cinayetinden önce, PKK tarafından işlendiği ortaya çıkan üç siyasi cinayet işlenmişti. Bu cinayetler açık alanlarda ve korku salacak niteliklerde işleniyordu.

‘İSVEÇ, PKK’YI TERÖR LİSTESİNE ALAN İKİNCİ ÜLKE OLDU’

20 Haziran 1984 tarihinden sonra işlenen ikinci cinayettin İsveç, Türkiye’den sonra PKK’yı Terör Örgütü listesine alan ikinci ülke oldu. PKK’lılara yönelik operasyonlar yaptılar. PKKlıları Türkiye’ye iade edeceklerdi. Ancak o dönemlerde idam olduğu için bunu anlaşmalar gereği yapamadılar.

‘ABDULLAH ÖCALAN’IN İLTİCASI KABUL EDİLMEDİ’

Olof Palme cinayetinden önce Abdullah Öcalan’ın eşi Kesire Öcalan, İsveç’te ilticacı olarak yaşıyordu. Abdullah Öcalan dda sığınmacı olarak başvurdu. Ancak İsveç kabul etmedi. PKK bu olaydan sonra İsveç’i düşman olarak algıladı.

‘PALME, SAYGIN BİR POLİTİKACIYDI, BİR KURŞUNA KURBAN GİTTİ’

İsveç Başbakanı Palme, dünyada saygı duyulan bir politikacıydı. ABD’ye kafa tutmuş bir ülkenin başbakanıydı. Neticede İsveç'i düşman olarak algıladlar. Palme de PKK’dan rahatsızdı. O dönemler, PKK’nın Avrupa’daki sorumlusu ve Avukatı Hüseyin Yıldırım İsveç’i açık bir dille tehdit etti. Bu suikastten sonra PKK gözünü daha da kararttı. PKK, bütün Avrupa'da yerleşmeye çalışıyordu. 1984-1986 arasında PKK Avrupa’da 13 tane PKK cinayet işledi. O dönemlerde örgütten ayrılmaya kalkanlar vuruldu.

‘RAPORDA AÇIKÇA PALME HEDEF GÖSTERİLDİ’

Abdullah Öcalan, 954 sayfalık bir rapor hazırladı. Bu rapor bir yere yollanmıyor. Şam’da yazılıp, İsveç’ten Avrupa’nın dört bir tarafına dağıtılıyordu. O dönemlerde raporda Olof Palme, açık hedef gösterildi. Raporda Abdullah Öcalan militanlarına cinayeti işlemeleri için seslendi.

‘SUİKASTIN KODU: ‘SOKAKTA DÜĞÜN VAR’

İsviçre İç İstihbarat Örgütü, FBI gibi çalışıyor. O dönem suikast istihbaratını İsveç İç İstihbarat Örgütü doğrudan almıyor ama o yönde bilgileri oluyor. İsveç’te yaşayan Remzi kod adlı bir PKK’lı telefon dinlemelerinde, sokakta gerçekleşecek bir düğünden bahsediyor. Bunu İsveç İstihbaratı bir eylem kodu olarak anlıyor. Sonrasında cinayet işleniyor. Tetikçilerden biri bulundu ve yargılandı. Biri ise bulunamadı.

‘İSVEÇ POLİSİ BU OLAYI ÇÖZEMEZ’

İsveç polisi bu olayı çözemez. İsveç’te demokrasi biraz fazla işliyor. İsveçliler yalan söyleyemez. Polis ne sorsa cevap verirler. Sonuçta bu olayı çözemediler. Dışarıdan gelenlere bu bir fırsattı. Olof Palme, korumasız gezen bir liderdi. Eşi ile birlikte metroya giderken 357 magnum silahla ensesinden tek kurşunla vuruldu. Suikastın işlendiği yer metro girişine yakın bir yerdeydi.”

Sabah Gazetesi Özel İstihbarat Müdürü Abdurrahman Şimşek ise PKK ve Avrupa’da işlenen cinayetlere ilişkin şunları söyledi:

HÜSEYİN YILDIRIM, PALME CİNAYETİNİN PKK İŞİ OLMADIĞINI SÖYLEDİ’

Ben araştırmalar yapmak için İsveç’e gittim. Stockholm'de Hüseyin Yıldırım ile görüşmelerim oldu. Kendisine Palme cinayetini sorduğumda, bu cinayeti PKK’nın işlemediğini kesin bir dille söyledi. Kesinlikle Olof Palme cinayetini kendisinin planlamadığını altını çizerek belirtti. Ama Abdullah Öcalan geçmişte, bu tür suikastların emrini verdiğini bazı kitaplar'da da itiraf etmiştir.

‘CEMİL IŞIK, BİRÇOK BİLGİ BİLİYORDU, İNFAZ EDİLDİ’

1994 yılında Almanya’da cinayetler işlendi. Son olarak, suikast sonucunda yaşamını yitiren Musa Anter cinayetini araştırırken, Şırnak'lı Hamit Yıldırım’ı SABAH'ın Özel İstihbarat Bölümü olarak bulduk. Biz olayı araştırırken Muş Varto'lu Cemil Işık’ın ne kadar önemli olduğunu o zaman anladık. Cemil Işık, Anter cinayeti ile ilgili herşeyi biliyordu. Örgütten ayrılmak istedi. Ama örgüt tarafından Almanya'da öldürüldü. Faillerini hala Türk kamuoyu bilmiyor.

‘AVRUPA’DAKİ SİYASİ CİNAYETLERİN HİÇBİRİ AYDINLATILAMADI’

Avrupa’da yıllarca birçok siyasi cinayet işlendi ve aydınlatılamadı. Avrupalı ülkelerin bu cinayetleri aydınlatmamasının arka perdesinde konuşulacak çok şey var. Biliyorsunuz ki barış süreci PKK, İmralı, Kandil ve Avrupa üçgeninde işliyor. PKK, yıllardır güçlü para sermayesini Avrupa'dan topladığı paralarla elde etti. Dolayısı ile PKK Avrupa'daki gücünü bu cinayetlerle borçlu. Avrupa'da

gerçekleştirdiği tüm cinayetler yabancı servisleri korkutma amacını taşıyordu. Bu amaca da yıllar içinde ulaştılar.

‘AVRUPA ÜLKELERİ DE PKK İLE PAZARLIK YAPTI’

En son DHKP-C’li Dursun Karataş, Fransa'da cezaevinde olmasına rağmen, Fransa ile gizli bir pazarlık yapıyor. Fransa ülkelerinde eylem yapmaması için DHKP-C örgütüne birçok şey vaat ediyor. PKK ve DHKP-C, Avrupa’da bu açığı gördü ve uyguluyorlar. Avrupa gizli servisleri ise, bu kişileri finans ederek Avrupa'da uzun yıllar eylem yapılmamasını sağladı. Fehriye Erdal, Interpol tarafından kırmızı bülten ile aranırken, hiç kimse cesaret edip, Türkiye’ye veremedi. Bu cinayetler PKK’nın Avrupa’ya yerleşmesi ile oldu.

‘MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI 1990 YILINDAN SONRA DIŞA AÇILDI’

Türkiye'de 1990 yıllarına kadar MİT içe dönüktü. Dışarıdan da bize hazır istihbarat servis ediliyordu. Başbakan Erdoğan döneminde Hakan Fidan’ın MİT’in başına geçmesi ile MİT dışarıya açıldı. En son Paris cinayetinde MİT, Ömer Güney ile ilgili bütün bilgileri Fransız İstihbaratı ile anında paylaştı. Güçlü bir istihbarat servisimiz olursa bu ve buna benzer siyasi cinayetler Avrupa'da daha az işlenir.”

Kaynak: Sontv