Tekrar görülmeye başlayan Kawasaki hastalığı nedir? Çocuklarda mı ortaya çıkıyor?
5-6 yaş arasında ortaya çıkmaya başlayan Kawasaki hastalığı nedir? Avrupa'da görülmeye başlayan hastalık aileler arasında endişeye neden oluyor...
lk defa Japon pediatrist Dr. Tomisaku Kawasaki tarafından 1967 yılında tanımlanan hastalık, çoğu durumda tedaviden birkaç gün sonra ciddi bir sorun olmadan iyileşir, hastaların büyük bir bölümünde kalıcı hasara neden olmaz.
Hastalığın nedeni ise henüz bulunamamıştır. Tek bilinen ise çocuğun taşıdığı bazı genlerin hastalığa yakalanma ihtimalini arttırmaktadır.
Kış sonu ve ilkbaharda ortaya çıkan hastalığın ilk belirtileri; Üç günden uzun süren yüksek ateş, akıntı olmadan gözlerde ortaya çıkan kızarıklık, göğüsten bacağa kadar yayılan deride, kasıklarda ve genital bölgede kızarıklık, el ve ayaklarda şişlik ve kızarıklık, özellikle boyunda büyümüş lenf bezleri, tahriş olmuş boğaz, ağız ve dudaklar, şişik ve parlak kırmızı dil belirtileridir.
Hastalığın ikinci aşamasında ise; eklem ağrısı, ishal, kusma, karın ağrısı, el ve ayak derisinin soyulması, safra kesesinin genişlemesi ve geçici işitme kaybıdır.
Hastalığın üçüncü aşamasında ise; komplikasyon gelişmedikçe belirtiler ve semptomlar yavaşça kaybolur. Çocukların eski enerjilerine kavuşabilmeleri ve normal görünmesi sekiz hafta kadar sürebilir.
Çocuğunuz bu semptomlardan herhangi birini gösteriyorsa doktorunuzu arayın. 1 yaşından küçük veya 5 yaşından büyük çocukların eksik semptom gösterme olasılığı daha yüksektir. Bu çocuklar; kalp hastalığı komplikasyonları riski yüksek olan Kawasaki hastalığı vakalarının yüzde 25'ini oluşturmaktadır.
KAWASAKİ HASTALIĞININ TEDAVİSİ VAR MI?
Kawasaki hastalığının belirtilerini gösteren çocuklar aileleri tarafından hastaneye götürülmelidir. İlk tedavinin amacı ateş ve iltihabı azaltmak ve kalp hasarını önlemektir. Hastalığın çocuğu çok etkilememesi için erken tedavi çok önemlidir.
Tedavi, yüksek dozda aspirin ve damar içi gama globulin verilmesini içerir. Her iki tedavide sistemik iltihabı azaltarak akut belirtilerin kaybolmasını sağlayacaktır. Hastaların büyük çoğunluğunda koroner anormalliklerin ortaya çıkışını önleyebildiği için, yüksek doz damar içi globulin tedavinin vazgeçilmez unsurudur. Nadir de olsa kortikosteroidler de kullanılabilir.
