Emek Kurultayı’nda buluşan Cumhuriyet ve Ekmek davası
Bugün saat 10.00’da Petrol-İş’in Acıbadem’deki Genel Merkezinde 1. Emek Kurultayı toplanıyor. Bu satırları okuyanlara, toplantıyı izlemelerini öneriyoruz.
İşçi sınıfının gücü
1920’lerde veya 1930’larda değiliz. Bugün ücretle çalışanlar, Türkiye nüfusunun en büyük kesimidir. Yıldırım Koç arkadaşımız usanmadan kaç kez yazdı, kamu çalışanları da, aslında kafa işçileri konumundadır.
İşçi sınıfı, yalnız sayısal gücüyle değil, toplu, örgütlü, çağdaş nitelikleri ve mücadele geleneğiyle de geleceğin Türkiyesini kuracak halkın merkezindeki sınıftır.
Bugün herkes, emekçi sınıflar olmadan, Türkiye’nin bu karanlıklardan çıkamayacağını anlamalıdır.
Vatanseverlik emek severliktir
Vatanseverlik, içi boş bir kavram değildir. Vatan, üzerinde üretim ve hizmet yaptığımız topraktır. Halk açısından böyledir. Vatanseverlik de, özünde emekseverliktir. Vatanımızı savunurken, dağları, taşları değil binlerce yıllık emek birikimimizi savunuyoruz.
Bunların bilincinde olmadığımız zaman, vatanı beylerin çiftliği olarak görürüz.
Cumhuriyet savaşı iktidar savaşıdır
Türkiye’de bugün iki güçlü emek hareketi var.
Cumhuriyet Hareketi, emekçilerin iktidara yönelen siyasal kesimidir.
Cumhuriyet ve vatan savaşı, iktidar savaşıdır. Emekçilerin kendisi için sınıf karakteri kazanmış kesimleri Arslanlı Yol’da iktidara yürüyorlar.
Ekmek davası Cumhuriyet davasıyla başarıya ulaşır
Bir de Ekmek Hareketi var. Ekmek Hareketi de emekçi sınıfların mücadelesidir.
Ancak bu hareket, AKP iktidarından ekmek, kıdem tazminatı, sigorta, taşeronluğun kalkması gibi taleplerde bulunuyor. Henüz kendiliğinden sınıf karakterindedir. Başka deyişle Türkiye’yi yönetecek, diğer milli sınıflara önderlik edecek, ülkeyi kurtaracak tarihsel yeteneklerinin henüz farkında olmayan kesimdir.
Bugün toplanan Emek Kurultayı’nın özelliği tarihseldir. Cumhuriyet emekçileri, ekmek davasındaki emekçikleri tarih sahnesine çıkarmak için bu kurultayı örgütlediler. Düzenleyici, Aydınlık gazetesidir. Başka deyişle işçi sınıfımızın örgütlü öncü müfrezesidir.
Kurultay’a katılan işçi önderleri ve sendika yöneticilerine bakıyoruz, işçi sınıfının siyasallaşmasına ve iktidara yürümesine emek veren insanlar.
Arslanlı Yol’a önderlik görevi
Türkiye, işçi sınıfının milletin başına geçerek tarih yapacağı bir döneme girmiştir.
Halk ayaklanmış, ayyıldızlı bayraklar altında toplanmış ve Mustafa Kemal’in askeri olmuştur. Bilinçli halktan söz ediyoruz, başka deyişle gözlerini küçük dünyasının ötesindeki ufuklara diken emekçilerden ve vatanseverlerden.
İşçi sınıfının önderlerinin önlerine koyacağı mesele şudur: Türkiye’nin her yerinde Arslanlı Yol’a giren on milyonlarca emekçiyi hangi stratejiyle, hangi siyasetlerle ve hangi örgütlenmelerle Ankara Kalesi’ne ulaştırırız?
İşçiye bencillik vaazı veren yenilgiseverler
İşçinin kendi içine dönerek ve sınıf bencilliğiyle yapabileceği hiçbir şey yok.
Solun ekonomist ve yenilmeyi seven kesimleri, işçi hareketini hep kendi kabuğu içinde tutmaya çalışıyorlar. İcat ettikleri sloganlar da, dönüp dolaşıp işçi bencilliğine gömülmektedir.
İşçi sınıfının öncü-devrimcileri ise, sınıfa bencilliği değil önderliği aşılıyorlar. İşçi hareketi, ancak bütün milletle birleşerek kendisini kurtarabilir.
Milleti birleştirerek tarih yapmak
Milletin birleştirilmesi, bugün milli olan bütün sınıfların ortak kurtuluş çaresidir.
Burada en büyük umut, işçi sınıfıdır. En büyük güvence, yine işçi sınıfıdır.
Sınıfa bu tarihsel rolünü kavratmayanlar, işçi sınıfını çaresizliğe mahkûm ettiklerinin farkında olmayabilirler. Ama yaptıkları budur.
Ancak artık bu çaresizliğin sonuna gelinmiştir. Arslanlı Yol’a bu nedenle sürekli dikkat çekiyoruz. Oradaki iktidar birikiminde, işçi hareketinin biricik başarı olanağı var. Bunu görmek ve başına geçmek, gündemin merkezindeki görevidir.
Emek Kurultayı’nda bu yönelişin ve yeteneğin toplandığı görülüyor.
Kolay gelsin!
Selamlıyor, başarılar diliyoruz.
İŞÇİLERE TARİHSEL ÖNDERLİK ROLLERİNİ ANLATAN KİTAP
Yıldırım Koç
CHP-PKK pazarlığını görmezden mi gelmeli?
“CHP-PKK pazarlığını görmezden gelelim, bu tartışma AKP’nin işine yarar” görüşü var.
O zaman AKP-PKK ittifakını da görmezden gelelim!
Batsın balık, yan gitsin!
PKK, hem iktidarın ortağı olsun, hem de muhalefetin!
CHP, tuzaklarda çırpınsın, AKP malı götürsün! Biz de gözlemci olarak izleyelim!
ABD’nin güdümündeki senaryo bu değil mi?
Ne gam, biz de bölünme sürecinin oyuncuları içinde sahne alırız!
Belki bize de bu kumpanyada bir hisse verirler!
İyi de, biz istediğimiz kadar ellerimizle gözlerimizi kapatalım, halk da gözlerini kapatacak mı?
Nasıl görmezden geleceksiniz, Cumhuriyet manşete çıkartmış.
Sözcü bile görmek zorunda kalacak! Bu aymazlığa herkes abone mi olacak?
Hayır, herkesi satın alsalar, millet var. Olay Türkiye’nin geleceğini belirleyecek önemde. Bulunur görmezden gelmeyecek bir erdemli!
Nasıl görmezden geleceksiniz, PKK terörünü İstanbul varoşlarına taşıyacak bir plan uygulanıyor.
Sözcü, “Şırnak belediyesi teröriste sıcak yemek gönderiyor” diye haber yapıyor.
Sözcü, 19 Kasım 2013
Şırnak belediyesine ne hacet, plan tutarsa, Kartal, Maltepe, Sultangazi ve Esenler belediyeleri bölücü teröre İstanbul’da sıcak yemek servisi yapacak!
CHP sözcüsü Haluk Koç, “Herkesin desteğine açığız” diyor.
CHP yönetiminde vatan-millet kaygısı kalmamış, kayalıklara tam yol ilerliyor.
Bekir Çoşkun, Rahmi Turan, Emin Çölaşan, Mehmet Türker, Uğur Dündar, Ataol Behramoğlu, Orhan Bursalı, Necati Doğru, Yılmaz Özdil ve diğer arkadaşlar, gazetecilik mesleğini de görmezden gelerek mi yürütecekler?
Mümkün mü?
BDP/HDP’ye İstanbul’da belediye vermek, PKK terörünü İstanbul’a getirmektir.
İsteyen görmezden gelsin.
Elbette bu milletin gözlerini kapamayacak evlatları vardır.
Ve millet, onların arkasında toplanacaktır!
Mehmet Ali Güller arkadaşımın görüşüne hiç katılmıyorum. CHP intihar etti diye Türkiye intihar etmez! Türkiye’nin kaderi CHP’nin kuyruğundaki teneke değildir.
Eğer CHP, Sarıgül veya Gürsel Tekin’le seçime girerek PKK ile ittifak yaparsa, bozguna uğrar.
Milletin adayı Can Ataklı, milleti arkasına alır ve AKP’yi tepeleyecek gücü toplar.
Millet, PKK ile ittifaklar kuran AKP ve CHP’ye mahkûm ve çaresiz değildir.
Bu dönem başka dönem.
Doğu Perinçek
Aydınlık/ROTA