Tuncay Mollaveisoğlu yazdı: Türkiye bu noktada oyun kurucuların ayağına basıyor
Ulusal Kanal programcısı, Yeniçağ gazetesi yazarı Tuncay Mollaveisoğlu bugünkü köşesinde Musul operasyonunu kaleme aldı. Yazısında Musul'un önemine dikkat çeken Mollaveisoğlu, şehrin Irak ve Büyük Ortadoğu Projesi için kilit taşı olduğunu vurguladı.
Mollaveisoğlu yazısında, "Türkiye bölgesel "yayılmacı" hayalleri bir kenara bırakıp kendi sınır güvenliğine, iç güvenliğine yoğunlaşmalı. Musul meselesine Cumhuriyet tarihini karalayarak, sözde Osmanlıcılar'ın Musul hamaseti ile iç politikayı dizayn etmeye çalışarak, manüple ederek yaklaşılmamalı" ifadesini kullandı.
Tuncay Mollaveisoğlu'nun Yeniçağ gazetesindeki yazısı şöyle:
Musul kilit taşıdır Irak'ın...
Çekerseniz Irak bölünür...
Irak'ın bölünmesi, ABD'nin "nükleer tehdit" bahanesi ile Saddam diktasını devirdiği sürecin devamıdır...
Hep söylüyoruz; hedefte Büyük Ortadoğu Projesi var...
***
Musul, BOP'un da kilit taşıdır aynı zamanda...
Planlanan Kürt devletinin başkenti olmaya adaydır.
Bölgede "dünya bilek güreşi şampiyonası" yaşanıyor.
Emperyalizm; İngilteresi, Amerikası ve bağlı devletleri ile Musul'da.
Musul her sıklete göre değil... Herkes gücü oranında sesini yükseltiyor.
Türkiye "benim de bileğim güçlü" diyerek bölgesel dizaynda söz sahibi olmak istiyor.
Haklı mı? Evet, sonuna kadar haklı...
Ama yeterince güçlü değil...
Gücünü bölgesel ittifaklar ve Avrasya güçleri ile artırmak zorunda.
***
Ankara, bölgede Irak Merkezi Hükümeti'ne karşı Barzani'yi destekleyen bir politika sürdürdü... Haklı gerekçeleri vardı; Barzani kendi alanında PKK'nın etkinliğinden rahatsızlık duymaya başlamış, Türkiye bu "rahatsızlığı" PKK'ya karşı kullanmak istemişti.
Ancak her zaman olduğu gibi burada da denge kaçtı... Kuzey Irak'taki petrollerin taşınması ve sahipliği tartışmasında Türkiye, Barzani'yi destekleyince Merkezi Hükümet ile ipler iyice koptu. Ankara'nın Barzani sevgisi yalnızca PKK'ya karşı birlik olmak değildi, Kuzey Irak'ın doğal kaynaklarının taşınması ve pazarlanmasında iş alacak Türk iş adamları kimlerdi? Barzani ile hangi "ekonomik" anlaşmalar yapılmıştı, ayrı bir yazı konusudur...
Erdoğan-Barzani yakınlaşması nedeniyle "stratejik müttefikimiz" ABD, mesajlarını Irak Merkezi hükümeti aracılığı ile veriyor.
Ne diyor Merkezi hükümet?
"Türkiye'yi burada istemiyoruz."
Hatta Arap Birliği bile "istemeyiz" diyen aynı koronun içinde! Türkiye Suudi Arabistan siyasetini de gözden geçirmelidir!
Irak'ta 63 ülke var ama Türkiye olmasın!
Hamaset yapmıyorum; ülke tarihleri açısından, kısacık bir zaman öncesine kadar Türklere ait olan Musul'u, emperyalist bir işgal sonucu kaybetmiştik. Şimdi o işgalciler IŞİD bahanesi ile bölgede yeniden at koşturuyor!
Üstelik kendi askerleri ölmüyor. Bölgenin bin yıllık sakinlerini birbirine düşürerek kaostan besleniyorlar; bölüp, parçalayıp, yutacaklar...
İşte Türkiye bu noktada ayağına basıyor oyun kurucuların...
Çıkarlarımız ABD ile açıkça çatışıyor.
Irak, Suriye, İran ve Türkiye toprak bütünlüğünü korumalı!
Ama büyük oyun bunun tam tersini hedefliyor!
Biraz açmamız gerek;
ABD'nin önümüzdeki dönemde tüm politikası Asya'ya girmek... Ama orada Çin ve Rusya gibi "dişli" rakipler var... Bir süre sonra açıkça karşı karşıya gelecekler! ABD bu sert kapışmanın öncesinde arka bahçesini düzenlemek zorunda. İsrail'in yanına ikinci bir İsrail olan Kürt devletini kuracak, bu güvenilir basamak üzerinden Asya'ya yüklenecek!
Bu nedenle Musul'u "kurtarma" operasyonuna daha yukardan bakılmalı.
Türkiye bölgesel "yayılmacı" hayalleri bir kenara bırakıp kendi sınır güvenliğine, iç güvenliğine yoğunlaşmalı.
Musul meselesine Cumhuriyet tarihini karalayarak, sözde Osmanlıcılar'ın Musul hamaseti ile iç politikayı dizayn etmeye çalışarak, manüple ederek yaklaşılmamalı!
Ankara'nın birinci görevi yüzbinlerce Türkmen'i korumak ve kurulan oyunda söz sahibi yapmak olmalıdır.
İkinci ve sürekli ısrar etmesi gereken konu Irak'ın toprak bütünlüğü ile ilgilidir.
Açıkça görüldüğü gibi bir dönem BOP'un eş başkanı ilan edilen Erdoğan, ABD ile olan ulusal çıkar çatışmasında doğru bir refleks ortaya koymuş, karşılığında bölgeden dışlanmak durumunda kalmıştır.
Türkiye hızla dengeleri yeniden kurmalı, bölge ülkeleri ile "ulusal güvenlik" başlıklı bir iş birliğine öncülük etmelidir. Avrasya güçleri ile olan ilişki derinleşmelidir.
***
Musul'da başlayıp Akdeniz'in doğusuna uzandığı açıkça belli olan koridor, milyar dolarlık bir para nehrinin de yatağıdır... Bu nehrin korsanları bölge ülkelerini, insanlarını terörle terbiye etmeye çalışıyor, kendi yarattıkları ejderhalarla korku salıp, onlarla savaşarak gitmemek üzere bölgeyi denetimleri altına alıyorlar.
Türk askeri Suriye'de korsan nehrini ikiye bölüyor. 1250 km'de temizlik sağlandı.
Musul ise askerî olmasa da politik olarak doğru hamleleri bekliyor.
ulusalkanal.com.tr