Çatlakların nedeni kilo değildir!
Dermatoloji Uzmanı Dr. Şerafettin Saraçoğlu, “Yaş, kilo ve cinsiyet gözetmeyen cilt çatlaklarının suçlusu kilo alıp vermek değil; hormonal değişimlerdir” dedi.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Şerafettin Saraçoğlu, “Yaş, kilo ve cinsiyet gözetmeyen cilt çatlaklarının suçlusu kilo alıp vermek değil; hormonal değişimlerdir” dedi.
Özel Elit Polikliniği Dermatoloji Uzmanı Dr. Şerafettin Saraçoğlu, Cilt çatlaklarının ne olduğunu anlamak için önce cildin yapısını ve nasıl çalıştığını açıklamak gerektiğini belirterek, “Normal cilt, yüzde 80 kolajen ve yüzde dört elastin’den oluşan lif gözenekli bir ağ yapısına sahip. Cilt yapısında bulunan elastin, cilde esnekliğini veren ve gerilmesini mümkün kılan proteindir. İşte elastin lifleri hasar gördüğünde cilt çatlakları ortaya çıkıyor” diye konuştu.
ÇATLAK NASIL OLUŞUR?
Dermatoloji Uzmanı Dr. Şerafettin Saraçoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Cilt çatlaklarıyla ilgili halk arasında en sık duyulan hurafe çatlakların cildin gerilmesinden kaynaklandığı. Dahası, bu durum kilo almakla veya hamilelikle ilişkilendirilir; cildin bu yeni ve daha geniş vücuda uymak için gerildiği düşünülür. Fakat çatlakların asıl nedeni hormonlardır. Ergenlik çağındaki gelişme sırasında ve hamilelikte vücut geliştikçe cildin de genişlediği doğrudur. Fakat, bu yaşam değişikliklerine hormonlarımızdaki ve cilt metabolizmasındaki değişiklikler eşlik eder.
Cilt çatlaklarına neden olan asıl etken gerilme değil, bu etkilerdir. Cildin fiziksel olarak gerilmesi cilt çatlaklarında çok küçük bir rol oynuyor; “fakat bu olumsuz durum kesinlikle cildin hareketiyle veya kıvrılmasıyla ilgili değil” diyor Saraçoğlu. Hamilelik, doğum kontrol hapları, hızlı kilo alma veya verme, lokal steroid kremleri ve hızlı büyüme, cilt çatlaklarına neden olan en önemli faktörler arasında. Bu durumda ana sebep, tüm bu olayların ciltteki hormonlar üzerindeki bıraktığı etki.
Çatlaklarla ilgili en önemli sorun ise ciltteki esnek liflerin hasar görmesi ve onarılmalarının zor olması. Örneğin bir yara, kolajen proteinlerinin yenilenmesi sayesinde iyileşirken, elastik liflerin onarılması çok daha güçtür. Cilt çatlaklarını problemli yapan da, bu liflerde bir kusur olması ve liflerin etkili bir şekilde onarılamamasından kaynaklanan kalıcı görüntü bozuklukları. Özellikle hamilelik sırasında ve kilo alma döneminde yapılabilecek en önemli şey alfa-hidroksi asitli lokal kremler uygulamak. Bu lokal uygulamalar, vücut çatlaklarının başlangıcını frenlemeye yardımcı olabilir. Cilt çatlaklarını tedavi etmenin en iyi yolu, ilk aşamada onları engellemektir.” Bu noktada yapmanız gereken en önemli şey lokal steroid ürünlerle birlikte retinoid ve alfa hidroksi asit içeren lokal kremler kullanmak. Laboratuar ortamında normal cilt üzerinde suni olarak cilt çatlaklarına neden olmak için kullanılan lokal steroid kremlerin bu noktada devreye girmesi kulağa biraz garip geliyor olabilir. Ancak çatlak, vücudun bir tepki biçimi ve steroid kremler bu tepkiyi minimum düzeyde tutmak için uygulanıyor. Steroid kremlerin olumsuz etkilerini dengelemek içinse alfa-hidroksi asitler ve retinoid’ler kullanılabiliyor.
Cilt çatlaklarını düzeltmeye yardımcı olabilen, özellikle lazerlerle uygulanan çeşitli tedaviler de bulunuyor. Fakat hiçbir tedavi, cilt çatlaklarının tamamen kaybolarak normal cilt görünümüne kavuşmasını sağlayamıyor. Özellikle kırmızı cilt çatlaklarında etkili bir sonuç vaat eden “pulse boya lazer”, kırmızılığı azaltıyor ve dokuyu düzeltebiliyor. Cilt çatlakları beyaz olduğundaysa, lazer en iyi durumda orta dereceli bir düzelme sağlıyor. Yine de cilt çatlakları, problemin azaltılabildiği, ortadan kaldırılamadığı bir bölge olarak kalıyor.”
Cerrahi müdahalelerle ilgili gerçekten iyi bir yöntemin olmadığını düşünen Saraçoğlu, cilt çatlağından kurtulmaya çalışırken bundan çok daha kötü bir cerrahi yara izine sahip olunabileceği konusunda uyardı.
İHA