Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'ndan Rus haber ajansı Tass'a önemli açıklamalar
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Biz ilişkilerimizi kriz öncesine taşımayı değil, ondan çok daha yükseklere ulaştırmayı konuşmalıyız ve ayrıca artık “kriz öncesi” veya “kriz sonrası” gibi tabirleri kullanmayı bırakıp, bu stratejik vizyonun gerektirdiği şekilde ileri bakmalıyız. Hala kısıtlamaya tabi olan Türk gıda ve tarım ürünlerine dair yasakların kaldırılması, Türk şirket ve iş adamlarına getirilen sektörel kısıtlamaların iptal edilmesi bu kapsamda önem taşıyor. Yüzyıllardır Avrasya coğrafyasının ritmini birlikte belirleyen iki kadim devletiz. Biz Rusya ile ilişkilerimize hep bu stratejik vizyonla yaklaştık. Geleceğe de yine bu vizyonla bakıyoruz. (Halklar arasındaki) Bu yakın etkileşim, sayıları her geçen gün artan ortak evlilikleri de beraberinde getiriyor. Bu evliliklerden doğan çocukları ben Türkiye-Rusya dostluğunun geleceğine yapılmış en önemli yatırımlar olarak görüyorum. Sanıyorum yaşadığımız zorlu dönemden çıkaracağımız ana sonuç bu tabloyu asla unutmamak olmalıdır" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye-Rusya ilişkilerinde "kriz öncesi" veya "kriz sonrası" gibi tabirler kullanılmadan ileri bakılması gerektiğini belirterek, "Hala kısıtlamaya tabi olan Türk gıda ve tarım ürünlerine dair yasakların kaldırılması, Türk şirket ve işadamlarına getirilen sektörel kısıtlamaların iptal edilmesi bu kapsamda önem taşıyor." dedi.
Çavuşoğlu, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un 1 Aralık'ta Türkiye'ye yapacağı ziyaret öncesinde Rus haber ajansı Tass'a verdiği mülakatta, iki ülke ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye ve Rusya'nın "iki alelade komşu" olmadığını söyleyen Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Yüzyıllardır Avrasya coğrafyasının ritmini birlikte belirleyen iki kadim devletiz. Biz Rusya ile ilişkilerimize hep bu stratejik vizyonla yaklaştık. Geleceğe de yine bu vizyonla bakıyoruz. Liderlerimiz de yine bu uzun vadeli, stratejik bakışa sahip oldukları için yaşanan zor dönemi süratle geride bırakma imkanını elde ettik. Bu imkanı, ülkelerimiz, halklarımız ve bölgemize azami ölçüde yararlı kılmak, bu aşamada temel önceliğimizdir."
Çavuşoğlu, Rusya ile yaşanan uçak krizinin iki ülkenin birbiri için ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunun altını çizerek, "Sanıyorum krizin bize en büyük dersi budur. Büyük resme baktığımız zaman, Türkiye’yle Rusya’nın pek çok alanda ne kadar fazla ortak paydaya sahip olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Her şeyden evvel paylaştığımız engin Avrasya coğrafyasında birlikte istifade edebileceğimiz önemli imkanlar ve keza birlikte mücadele etmemiz gereken ortak tehdit ve sınamalar var." diye konuştu.
"Türkiye'ye yönelik yasakların kaldırılması önem taşıyor"
Türkiye'nin Rusya’yla ilişkilere asla dar bir bakış açısıyla yaklaşmadığına vurgu yapan Çavuşoğlu, "Vizyonumuz 100 milyar dolar ticaret hedefi, Akkuyu ve TürkAkım gibi dev projelerdir. Dolayısıyla biz ilişkilerimizi kriz öncesine taşımayı değil, ondan çok daha yükseklere ulaştırmayı konuşmalıyız ve ayrıca artık “kriz öncesi” veya “kriz sonrası” gibi tabirleri kullanmayı bırakıp, bu stratejik vizyonun gerektirdiği şekilde ileri bakmalıyız." dedi.
Bu istikamette ilerlemek için iki tarafın da çaba göstermesi gerektiğini belirten Çavuşoğlu, "Hala kısıtlamaya tabi olan Türk gıda ve tarım ürünlerine dair yasakların kaldırılması, Türk şirket ve işadamlarına getirilen sektörel kısıtlamaların iptal edilmesi bu kapsamda önem taşıyor. Taşımacılarımızın da önünü açmamız lazım. Benzer şekilde, resmi temaslarımızın yoğunlaştığı, ticareti, turizmi ve yatırımları arttıralım dediğimiz bir dönemde vize muafiyetini tam teşekküllü şekilde yeniden başlatmak da şüphesiz çok faydalı olur." şeklinde konuştu.
Türkiye-Rusya ekonomik ilişkilerinin birbirini "mükemmel biçimde tamamladığına" dikkati çeken Çavuşoğlu, "Rusya Türkiye’nin enerji alanındaki başlıca tedarikçisi, Türkiye ise Rusya’ya taze meyve-sebze konusunda en iyi fırsatları sunan tedarikçi. Türkiye, Rusya’ya turizm alanında en iyi koşulları sağlıyor, Rusya da Türk inşaatçılarına önemli projeler veriyor." dedi.
Çavuşoğlu şöyle devam etti:
"Belki bunlardan da önemlisi, kültürel ve insani alanda etkileşimimizin yoğunlaşması. Mevlana’yı, Yunus Emre’yi, Puşkin’i, Tolstoy’u yetiştiren, bilimden felsefeye, resimden müziğe pek çok sahada çığır açmış iki medeniyetin torunları olarak etkileşimimiz bugün de sürüyor. Belki de bu noktada verilebilecek en güzel örnek, 2008 yılında bizim Mehter Takımı ve sizin Kızıl Ordu’nun verdiği ortak konserdir. 2015 Eylül ayında Sayın Cumhurbaşkanımızın da açılışına katıldığı Moskova Merkez Camii ülkelerimiz arasındaki dostluk ve kültürlerimiz arasındaki etkileşimin diğer bir anıtıdır. Bence ortak derinliğimizi yansıtan, halklarımızın birbirini daha iyi tanımasını sağlayan bu tür faaliyetlerin sayısını arttırmalıyız."
Antalya'nın Rusların sadece tatil için geldiği bir yer olmaktan çıkıp, ev sahibi olduğu ve esnafın birinci yabancı dil olarak artık Rusça konuştuğu bir kente dönüştüğünü anlatan Çavuşoğlu, "Bu yakın etkileşim, sayıları her geçen gün artan ortak evlilikleri de beraberinde getiriyor. Bu evliliklerden doğan çocukları ben Türkiye Rusya dostluğunun geleceğine yapılmış en önemli yatırımlar olarak görüyorum. Sanıyorum yaşadığımız zorlu dönemden çıkaracağımız ana sonuç bu tabloyu asla unutmamak olmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ve Rusya'nın elele verdiğinde Mavi Akım, Akkuyu ve TürkAkım gibi milyarlarca dolarlık projeleri kolayca hayata geçirebilen iki ülke olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, "Ben inanıyorum ki önümüzdeki yıllar bize bunları dahi gölgede bırakacak büyüklükte ortak projeler geliştirmek için pek çok fırsat sunacak. Biz Türkiye olarak kendi adımıza bu fırsatları Rusya ile birlikte en iyi şekilde değerlendirmek için gerekli azim ve kararlılığa sahibiz." dedi.
Çavuşoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ben önümüzdeki hafta değerli meslektaşım Sergey Lavrov’u Antalya’da konuk edeceğim. Ardından Sayın Başbakanımız Sayın Medvedev’in davetlisi olarak Rusya’ya gidecek. Yeni yıl döneminde de liderlerimiz Rusya’da bir kez daha buluşacaklar. Bizim bu temaslardan temel beklentimiz az önce saydığım hususlarda gerekli adımları atıp normalleşme defterini kapatmak ve Türkiye-Rusya ilişkilerine yeni işbirliği ufukları kazandırmaktır."