CHP’nin bildirgesi AKP’nin 2005 paketi
Kamu Yönetimi Uzmanı ve eski CHP Milletvekili Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, CHP seçim bildirgesi metnini ‘Çökmüş küreselciliğin artığı’ olarak tanımladı. Güler, ‘CHP’nin bildirgesi kuruluş ilkelerini reddeden neoliberal bir metin’ dedi
Prof. Dr. Birgül Ayman Güler, 24 Haziran seçimleri öncesi CHP’nin hazırladığı seçim bildirgesini Aydınlık’a yorumladı. CHP’nin bildirgesini, “Neoliberal bir seçim bildirgesi” olarak tanımlayan Güler, anamuhalefet partisinin bu metinle 2001 yılındaki Kemal Derviş programını başlangıç kabul ettiğini söyledi. Güler şunları söyledi:
‘IMF VE AB NE İSTİYORSA...’
“IMF ve Avrupa Birliği belgelerinde bizim yapmamızı istedikleri ne varsa, hepsini yapmaya söz veren bir bildirge hazırlamışlar. Tarih dışı bir bildirge... 2001 yıllarının küreselcilik sistemi çöktü. Çökmüş bir sistemin yarım kalmış işlerini tamamlamaya soyunmuş bir bildirge... Bu bildirge, çökmüş küreselciliğin artığı bir
metin.”
‘ELVEDA CHP’ BÖLÜMÜ’
Bildirgenin 13’üncü sayfasında bulunan Altı Ok’un tanımlandığı bölümün “Elveda CHP” bölümü olduğunu vurgulayan Güler, “Altı Ok partinin kurucu ilkeleridir. Yeniden yorumlamak söz konusuysa kurultayda veya parti programı üzerinde birlikte çalışılarak yapılabilir. Parti programının bel kemiği olan ilkeleri değiştirmek partiye karşı işlenmiş bir suçtur” dedi. Güler, seçim bildirgesinde Altı Oku’un şu ifadelerle değiştirildiğini belirtti: “Devrimcilik demokratlık olmuş, Halkçılık hümanizma, Cumhuriyetçilik çoğulcu demokrasi olurken, Milliyetçilik eşit yurttaşlık olarak tanımlanmış. Devletçilik insani kalkınma, Laiklik de özgürlükçülük olarak belirtilmiş. Kuruluş ilkeleri reddedilmiş, CHP’ye yabancı bir metin hazırlanmış.”
‘EYALET SİSTEMİNİN ÖNÜNÜ AÇIYOR’
CHP bildirgesinde en çok tartışılan konulardan biri de Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın çekinceleri kaldıracaklarını vaat etmesi ile kamu yerel birimlerinin idari ve mali özerkliğinin sağlanması vaadiydi.
Metinde bulunan bu iki maddenin her şeyi açıkladığına işaret eden Birgül Ayman Güler, vaatleri “Avrupa Birliği’nin istediği ‘eyaletçi yürüyüşün’ dile getirilişi” olarak yorumladı. Eski Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer’in 2003 yılından 2005 yılına kadar önerdiği kamu yönetim reformunu hatırlatan Güler şunları söyledi: “Dinçer o dönemlerde bir kamu yönetimi reformu hazırlamıştı. Çok tartışılmıştı. Başaramadılar tabii ki. Tamamlayamadılar. Bu bildirgede Dinçer’in hazırladığı reform paketi madde madde aynı. Adeta AKP’nin tamamlayamadığı o reformu tamamlamaya, bitirmeye aday olan bir bildirge.”
‘ÖZERKLİKTE İKİ ÇEKİNCE KALDI’
Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’nın çekinceleri ile ilgili bilgi veren Güler, şöyle devam etti:
“Türkiye Avrupa Yerel Yönetim Özerklik Şartı’nı kabul etti. Ancak 10 paragrafa çekince koydu. Çok büyük bir kısmı kabul edildi. Sekiz paragraf aslında 2005 yılında çıkan kanunlarla kaldırıldı. Sadece Bakanlar Kurulu kararıyla ‘kaldırdım’ denecek o kadar. Henüz bu bildirme işini yapmadılar. O zamanlar bunu iç politikaya oynuyorlar diye değerlendirmiştik. Şimdi fiili olarak 10 çekince görünmesine rağmen iki paragrafa çekince kaldı. O paragraflardan biri mali yetkilerle ilgili. Diğeri de idari vesayeti kaldırmakla ilgili.”
Bu çekincelerin kalkmasının ardından Anayasa’da mutlaka değişikliğe gidilmesi gerektiğini söyleyen Güler, “Avrupalılar bile bu metni okuyunca, ‘Bunlar ademi merkeziyetçi bir devlet sistemine gidecekler’ diye görüyor. Bakanlıkların taşra teşkilatlarını yerel yönetimlere veriyor bildirge. Bu açık açık devlet sistemini değiştirmektir. Bu bildirge, AB’nin yıllardan beri Türkiye’de istediği yerelci, ademi merkeziyetçi devlet yapısını doğrudan etkileyecek değişiklik anlamına geliyor” sözlerini kullandı.
İşte o vaatler
‘Eyalet’ yolunu açacak vaatler bildirgede şöyle yer aldı:
| Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’ndaki çekinceleri kaldıracağız.
| Kamu yerel birimlerinin idari ve mali özerkliklerini sağlayacağız
| Bazı bakanlıkların taşra kuruluşlarını görev alanlarına göre belediyelere veya il özel idarelerine devredeceğiz
| Yerel yönetimlerin özerkliklerini AB standartlarına kavuşturacağız.
| Merkezi yönetimin yerel meclislerin kararlarına müdahalesini önleyecek yasal düzenlemeler yapacağız.
| Türkiye’nin idari yapısını yerel yönetimleri daha güçlü ve özerk hale getirecek şekilde yeniden yapılandıracağız. Yerel yönetimlere bu doğrultuda daha fazla kaynak ayıracağız.
| Yerel doğal kaynakların, madenlerin ve kum ocaklarının tahsisinde yerel yönetimlerin karar alma süreçlerine katılımını sağlayacağız.
| Ulusal mekansal planlama dışındaki tüm plan yetkilerini yerel yönetimlere vereceğiz.
’HDP’NİN BARAJI AŞMASINI İSTERİZ’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 24 Haziran seçimleri öncesi canlı yayınında soruları yanıtladı. Seçimi kazanmaları halinde Anayasa’da düzenleme yapacakalrını belirten Kılıçdaroğlu, ‘Sivil’ anayasa yapcaklarını belirtti. Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanlığını da alacağız, Parlemanto seçimlerini de alacağız. Sivil bir anayasa yapacağız” diye konuştu. “HDP barajı aşmalı, parlamentoda olmalı” ifadelerini kullanan Kılçdaroğlu şöyle devam etti:
“Millet İttifakı bizim demokrasi tarihimizde atılmış en önemli ittifaklardan birisidir. Türkiye’nin geleceği esas alınarak, demokrasi esas alınarak ve bu millet için çalışmak ve bir araya gelmek için güçbirliği yapıldı. Bunun sonucu hep birlikte alacağız. Bu ülkeye gerçek anlamda bir demokrasiyi getireceğiz. Bildirgemizin açıklandığı gün söylemiştim, biz ayrıca bütün etkenlerden arınmış herkesin bağımsız iradesiyle bir araya geldiği bir sivil anayasa yapacağız. İttifak partileriyle birçok konuda birleşiyoruz. Cumhurbaşkanı tarafsız ve kucaklayıcı olmalı.”
EREN ERDEM’İ SAVUNDU
CHP milletveki Eren Erdem’in MİT tırları ile açıklamasına da değinen Kılıçdaroğlu, Erdem’i savunarak şunları kaydetti: “Eren Erdem Bey ile görüştüm. MİT TIR’ları ile parti sözcümüz basın toplantısı yapmıştı. Elindeki belgeleri milletvekillerine ve basın mensuplarına dağıttı. Eren Erdem oradan aldım diyor, basın toplantısından aldı, doğru. O belgeler her yerde vardı. 17 internet sitesinde görüntüler yayınlandı. Sitelerden kaldırılmasıyla ilgili savcılığın yazısı var. 17 internet sitesinde yayınlanan şeyi bir iktidar partisi görmüyorsa kördür. Bu da devlet sırrı oluyor, böyle devlet sırrı olur mu. Herkes biliyor, bu nasıl devlet sırrıdır. Bunu Eren Erdem’e yurtdışı yasağı konulması ayıptır.”
Erdem Atay/ Aydınlık