Doğanın tadını “yürüyen ev“le çıkarıyor
Gümüşhaneli Sarı, kamyon kasasına kurduğu yürüyen evi sayesinde zorlu kış şartlarında bile köyünün ormanlık alanlarına giderek hafta sonları arkadaşlarıyla kamp yapıyor.
Gümüşhaneli Volkan Sarı, kamyon kasasına kurduğu ahşap eviyle hafta sonlarını doğayla baş başa geçiriyor.
Özel bir maden şirketinde servis şoförü olarak çalışan 39 yaşındaki Sarı, geçen yıl satın aldığı eski kamyon kasasına yaklaşık 2 aylık çalışma sonucu ahşap ev kurdu.
Sarı, kamyon için 10 bin, ahşap ev için ise 15 bin lira harcama yaparak 25 bin liraya mal ettiği "yürüyen ev" sayesinde hafta sonlarını Karamustafa köyünün farklı yerlerinde kamp yaparak geçiriyor.
"Yürüyen ev" sayesinde yaz aylarının yanı sıra kışın zorlu koşullarında da dilediği yere gidebilen Sarı, arkadaşlarıyla 2 gün boyunca mangal yapıp çay demleyerek hem hoşça vakit geçirmenin hem de temiz havanın tadını çıkarıyor.
Sarı, kamp süresince güneş enerjisiyle elektrik sorununu da çözdüğü, içinde yataktan fırına kadar tüm ihtiyaçlarının bulunduğu ev sayesinde gece konaklama sıkıntısı da yaşamıyor.
Dağ evi yerine yürüyen ev
Sarı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yürüyen ev yapma fikrinin oluşmasında "Doğadaki İnsan" adlı televizyon programın sunucusu Serdar Kılıç'ın çok büyük etkisi olduğunu söyledi.
Köyünün etrafında çeşitli bölgelerde dağ evleri olduğunu, hafta sonları buralara kampa gittiğini dile getiren Sarı, kışın kar yağdığında dağ evlerine gitmek güçleştiği için "dağ evinin yürüyenini yapalım" fikrinin ortaya çıktığını ifade etti.
Sarı, önce kamyonu temin ettiğini, ufak tefek sorunlarını tamir ederek aracı çalışır duruma getirdiğini belirterek ardından aracı, Gümüşhane merkezdeki Daltaban Sanayi Sitesi'ne getirdiği ve buradaki esnafın maddi, manevi ve iş gücü desteğiyle "yürüyen ev"i tamamladığını anlattı.
"Doğa en güzel ilaçtır"
İş ve şehir stresinden uzaklaşmak için hafta sonları yürüyen eviyle doğaya gittiğini aktaran Sarı, şunları söyledi:
"Aracım sürekli köyde duruyor. Hafta sonları arkadaşlarla bir araya gelerek köyün etrafındaki farklı yerlerde kamp yapıyoruz. Semaverde çayımızı demleriz, mangalımızı yakarız derken işten güçten, şehir hayatından uzak stres atarız. Şehir hayatından bunalan sıkılan herkese doğayı tavsiye ediyorum. Doğa en güzel ilaçtır."
Sarı, araç içerisinde 5 kişilik yatak, mutfak dolabı, bir fırınlı soba, 200 litrelik su tankı ve 6 kişilik yemek masası olduğuna dikkati çekerek "Aracı güneş paneliyle aydınlatıyoruz. Aynı zamanda araç aküsüne bağlı aydınlatma sistemimiz var. Ayrıca elektriğe bağlamak için uzatma kablosu da var. Kampımız bittiği zaman aracımızı toplayıp gidiyoruz." dedi.
Tahir Öztürk ise doğanın insana huzur verdiğini vurgulayarak şunları kaydetti:
"Volkan Sarı arkadaşımız bizi davet etti. Biz de onu kırmayarak Karamustafa köyündeki Ormancılar Çeşmesi mevkisinde kampa geldik. Doğanın suyundan, havasından faydalanıyoruz. Şehrin gürültüsünden, stresinden uzakta, doğada kuş sesi, su sesinin verdiği mutluluk, huzur var."