Vatan Partisi: O yasa somutlaşıncaya hukukla uyumlu hale getirilinceye kadar mücadelemiz devam edecek
Vatan Partisi Avrupa Temsilciliği ve Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), İsviçre Zürih'te düzenledikleri basın toplantısında İsviçre Parlamentosu'nun 6 Mart 2018 tarihinde aldığı hukuku hiçe sayan kararını kınadı
Vatan Partisi Avrupa Temsilcisi Beyhan Yıldırım, İsviçre Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Başkanı Hasan Kemahlı ve Vatan Partisi İsviçre Temsilcisi Musa Dursun’un yaptığı basın açıklamasında, İsviçre’deki mücadelenin Ceza Kanunu’ndaki 261/4’ün açıklığa kavuşturulana kadar devam edileceği ilan etti. Yıldırım yaptığı açıklamada hukukun, mahkeme kararlarının İsviçre Ceza Kanunu’ndaki 261/4’e adeta kırmızı kart gösterdiğini ancak kırmızı kartı gören oyuncunun sahadan çıkmakta direndiğini söyledi.
İsviçre’de hukuk otoriteleri, İsviçre Federal Mahkemesi, bilim dünyası ile 67 milletvekilinin, “AİHM’nin Perinçek Kararı nedeniyle, uygulanamaz duruma düşen İsviçre Ceza Kanunu’nun 261 maddesinin 4. fıkrasının somutlaştırılması gerekiyor” yaklaşımı İsviçre Meclisi tarafından reddedilmesi üzerine Vatan Partisi Avrupa Temsilciliği ve İsviçre Atatürkçü Düşünce Derneği Züriht’te basın toplantısı düzenleyerek tepkilerini dile getirdiler.
İsviçre Ulusal Meclisi 6 Mart 2018 tarihli oturumunda, Cenevre Milletvekili Yves Nidegger ile 12 milletvekili arkadaşının 16.421 no’lu önergesini 67’ye karşı 123 oyla reddetmesine ilk tepki Vatan Partisi ve Atatürkçü Düşünce Derneği’nden geldi.
Nidegger ve SVP’li diğer milletvekillerinin hazırladığı önergede, İsviçre Ceza Kanunu’nun 261. maddesinin 4. fıkrasının “AİHM’in içtihadına uygun hale getirilmesi, ilgili maddedeki ‘soykırım’ sözcüğünün tamamen kaldırılması ya da soykırım tanımlamasının ‘yetkili uluslararası bir mahkeme tarafından saptanır’ şeklinde açıklığa kavuşturulması” isteniyordu.
Yıldırım, yaptığı açıklamada 6 Mart’taki oylamadan önce Erivan’ın devreye girerek, İsviçre Parlamentosu’nu etkilemeye çalıştığını, Ankara’nın ise bu süreçte tepkisiz kalmasını gündeme getirdi.
Ermenistan, oylamadan bir ay önce, 3-8 Şubat 2018 tarihlerinde İsviçre Parlamentosu Başkanı Dominik de Buman başkanlığındaki İsviçre Paralementosu heyetini Erivan’da ağırladı.
YILDIRIM: “KIRMIZI KARTI YİYEN OYUNCU SAHADAN ÇIKMIYOR”
Yıldırım açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “AİHM’nin Perinçek kararları, yine AİHM’nin oybirliğiyle aldığı ‘Ali Mercan, Ethem Kayalı, Hasan Kemahlı kararları’ ile İsviçre Federal Mahkemesi’nin 25.8.2016 tarihli kararıyla, mahkemeler tartışmalı duruma düşen, İsviçre’de resmen uygulanamaz durumda olan Ceza Kanunu’nun 261. Maddesinin 4. fıkrasına adeta kırmızı kart göstermiştir. Parlamento direnmekte, hâlâ kendisini mahkemenin yerine koymak istemektedir. Hakem, oyuncuya kırmızı kart göstermiştir, oyuncu sahadan çıkmıyor.
Hukuk, “İsviçre Meclisi’ne 261/4’ü somutlaştır, uluslararası hukukla uyumlu hale getir” demektedir. Ancak İsviçre Meclisi’nde ABD’nin çıkarlarına hizmet eden 123 vekil, hukukun yetkisini gaspetmiştir. İsviçre Federal Mahkemesi, 25.8.2106 tarihli kararında AİHM’nin Perinçek Kararı nedeniyle daha önce aldığı Perinçek’i yargılayan kendi kararını bozarak, İsviçre Ulusal Meclisi’i de uygulanamaz duruma düşen 261/4’ün açıklığa kavuşması için fiilen göreve çağırmıştı.“
YILDIRIM: “İSVİÇRE PARLAMENTOSU HUKUKA UYMAK ZORUNDADIR”
Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada Zürih’ten ilan ediyoruz: Ermeni Soykırımı emperyalist bir yalandır. AİHM de tarihi Perinçek Kararıyla,1915 iddiaları ile Yahudi Soykırımı’nın aynı sınıflama içine girmediğini, 1915 iddialarıyla ilgili yetkili mahkeme kararı olmaması nedeniyle, yaşananlar için “soykırım” terimini kullanamayacağını, yetkili olmadığını Perinçek kararıyla ilan etmiştir.
İsviçre Parlamentosu’nu hukuka uygun hareket etmeye çağırıyoruz. İsviçre Meclisi’ni AİHM’nin Perinçek ve daha sonra bu karara dayanarak 28.11.17’de oybirliğiyle aldığı Ali Mercan, Hasan Kemahlı, Ethem Kayalı kararına uymaya, dahası kendi Yüksek Mahkemesi’nin, İsviçre Fedral Mahkemesi’nin 25.8.2016’da aldığı karara uymaya çağırıyoruz. Bu kararlara göre, İsviçre Ceza Kanunu’nun 261. maddesinin 4. fıkrası somutlaştırılmalıdır. Nidegger ve bunu gören 67 İsviçre milletvekilini bundan dolayı kutluyor, Meclisi İsviçre milletvekili Zanetti’nin tabiriyle bakkala çeviren 123 vekilini kınıyoruz.
Uygulanamaz durumda olan Ceza Kanunu’ndaki bu kararı çiğnemeye, Genel Başkanı’mızın 90 kilo belge ile İsviçre ve dünya kamuoyuna sunduğu üzere, ‘Ermeni Soykırımı’ diyerek, gerçekte İkinci İsrail Projesi’ne hizmet etmeyi amaçlayan girişimlerin karşısında durmaya, bilimi ve hukuku temel alarak mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu hukukdışı yasa, 261/4 açıklığa kavuşuncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz ve mutlaka İsviçre Parlamentosu bu yanlışından dönecektir.”
OYLAMADA ‘HAYIR’ OYU KULLANANLAR KOBANİCİ AFRİN KAMPANYASINI BAŞLATANLAR KONUŞTU
Erivan’ın davetine katılanlardan Viola Amherd aleyhte söz alan iki vekilden biri. 261/4’ün somutlaşmasına karşı çıkarak, fiilen Türkiye aleyhine söz alan ikinci vekil ise Yeşiller Partisi’nden 27 yaşındaki Lisa Mazzone de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’yı hedef alan Afrin Harekâtı sonrası İsviçre Hükümeti’ni Türkiye karşısında yaptırım uygulamaya çağıran az sayıdaki imzacılar arasında yer alması dikkat çektmişti. Yaklaşık 20 yazar ve siyasetçinin başlattığı imza kampanyasında, “Türkiye’nin Suriye’yi işgal ettiği, Erdoğan’ın IŞİD’i mağlup eden Kürtleri hedef aldığı” iddia ediliyor.
Bu nedenle de “Suriye’nin kuzeyinde [Kuzey Irak da olduğu gibi] uçuşa yasak bölgenin oluşturulması, Ortadoğu’ya silah satışının sonlandırılması, Afrin ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürt hareketi için İsviçre’deki sivil toplum kuruluşlarının ayağa kalkması talep edliyor.”
ZANETTİ: “MECLİSİ BAKKAL DÜKKÂNINA ÇEVİRİYORSUNUZ”
Önergeye imza vererek destekleyenler arasında yer alan İsviçre Halk Partisi Zürih Milletvekili Claudio Zanetti, oylama öncesi yaptığı konuşmasında 261/4’ün somutlaştırılmasına karşı çıkan vekilleri sert ifadelerle eleştirmişti: “İstediğini alabileceğin bakkal dükkânına döndüğünü” söyledi. Zanetti, “işinize geldiği zaman ‘insan hakları, filanca uluslararası mahkeme’ diyeceksiniz, işinize gelmeyince alınan kararları görmezden geleceksiniz. Böylece kanun yapıcılığı [Meclis], istediğini alabileceğin bakkal dükkânına çevrildi” dedi.
ulusal.com.tr