Çocuklarımızı böyle koruruz: İstismara karşı 10 önlem

Vatan Partisi, son yıllarda artan çocuğa yönelik cinsel istismara karşı atağa geçti. Ankara’da geniş bir toplantı düzenleyen Öncü Kadın, istismara karşı atılması gereken adımları 10 maddeyle ilan etti

Vatan Partisi Öncü Kadın, dün Ankara’da çocuk cinsel istismarına karşı, toplumun her kesiminden katılımcının yer aldığı bir toplantı düzenledi. Çözümlerin konuşulduğu toplantının sonunda bir sonuç bildirgesi okundu. Bildirgede, eğitimde birliğin sağlanması, çocuğun adli süreç içerisinde yıpratılmasına izin verilmemesi, kimyasal hadım ve idamın çözüm olmadığı ve “sorumlu medya” kampanyasının başlatılması gerektiği vurgulandı.

Çocuğa yönelik cinsel istismarın son yıllarda artması Vatan Partisi’ni atağa geçirdi. Vatan Partisi Öncü Kadın çocuğun cinsel istismarının önlenmesi için seferberlik ilan ederek bir çalışma başlattı. İstanbul’da, Ankara’da ve İzmir’de çalıştaylar yapan Öncü Kadınlar dün Başkent’te büyük bir toplantı düzenledi. Siyasetçilerin, hukukçuların, sosyal güvenlik uzmanlarının, gazetecilerin, demokratik kitle örgütü temsilcilerinin, akademisyenlerin katıldığı toplantı Türk-İş Konferans Salonu’nda yapıldı. Salonu dolduran vatandaşların çoğunun genç ve kadın olması dikkat çekti. Toplantının açış konuşmasını da Vatan Partisi lideri Dr. Doğu Perinçek yaptı.

‘Çözüm odaklı toplantı’

Çözüm odaklı bir toplantı yapıldığının altını çizerek konuşmasına başlayan Perinçek, şunları ifade etti: “Mutluluk, aşk iki kişiliktir. İnsanların ruhsal ve zihinsel beraberliklerinin sevgide buluşması önemli mutluluk kaynağıdır. Çocuğun istismarında buluşan bir şey yoktur. Tek taraflıdır ve büyük bir suç vardır. Dayatma, zorlama ve tecavüzdür. Şunun altını çizmek gerekiyor; burada iki tane özgün iradenin, sevgiyi arzulayan insanların bir beraberliği söz konusu değil. Bunun kültürel ekonomik sebepleri de var. Ortaçağ’dan gelen kadınla erkeği birbirinden ayıran feodal toplumun ideolojisi var. Atatürk devrimiyle tasfiye ettiğimiz o feodal kalıntıların yaşadığı toplumda bu tür suçların söz konusu olduğunu görüyoruz. Şimdi daha da önemlisi emperyalist kültürün toplumumuzda açtığı ağır yaralar var. Bizim bu toplantımız çözüm odaklıdır. Çocuklarımızın özgürce uçurtmalarını uçuracakları Türkiye’yi, dünyayı özlüyoruz. Çocuklarımızın hayalleri, umutları göklerde hep dalgalansın diyoruz.”

‘Şiddete yönelme öfke krizleri...’

Perinçek’in konuşmasının ardından toplantının birinci oturumuna geçildi. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Rifat Mutlu’nun yöneticiliğini yaptığı birinci oturumda ‘Çocuk istismarının kapsamı; toplumsal, kültürel, psikolojik nedenleri’ masaya yatırıldı. Konuşmacılara geçmeden kısa bir açıklama yapan Mutlu, “Çocuk istismarı yaşandığı anda kalmıyor. Çocuğun çok uzun süre yaşadığı bir süreç... Psikiyatrik hastalıklara da neden olabiliyor. Şiddete yönelme, öfke krizleri... Bu boyutlarıyla ele alındığında halk sağlığı sorununu da getiriyor” dedi.

‘Sosyal devlet sistemi kurulmalı’

Birinci oturumda Doç. Dr. Ertan Karamanoğlu çocuğun cinsel istismarının kapsamı konusunu anlattı. Cinsel istismar ve ihmal nedir? Sorularını cevaplayan Karamanoğlu, çocuğa yönelik cinsel istismarın sosyal devlet sisteminin kurulmasıyla çözülebileceğini vurguladı. Karamanoğlu şunları belirtti: “Ruhsal, bedensel, sağlıklı gelişmeleri için beslenme, sevgi, eğitim gibi gereksinimlerinin yeterince karşılamaması çocuk ihmalini oluşturuyor. Çocuk istismarı nedir? Bedensel, cinsel, duygusal ve sosyal istismar olarak dört grupta inceleyebiliriz. Kaza sonucu olmayan, dayak atma, ısırma, sarsma, boğma gibi davranışlara bedensel istismar diyebiliriz. Duygusal istismar da çocuğu reddetme, yalnız bırakma, aşırı koruma türleridir. Sosyal istismar ise çocuğun varlığında maddi ve manevi yönden çıkar sağlanmasıdır. Sokakta dilendirilen çocuklar buna örnektir. Çocuğun rızası olsun olmasın, cinsel organlarını ellenmesi, pornografide kullanılması, bunların izletilmesi de cinsel istismar olarak nitelendiriliyor. Bunların çocuklar üzerinde etkileri de oluyor. Ahlak karmaşasına yol açabiliyor. Güvendiği kişi tarafından istismara uğrayınca korkuyor, güvensizlik oluyor. İşte tüm bunların çözülmesi için acilen yapılması gereken sosyal devlet sisteminin kurulmasıdır.”

‘İmza attığımız sözleşmeler var'

Sosyal güvenlik uzmanı Kahraman Eroğlu da çocuk için risk alanı oluşturan kapalı yapılanmalar başlığını ele aldı. Çocuğun aile içerisinde bakılmaması ve ihmal edilmesi durumunda devletin çocuğa sahip çıkması gerektiğini söyleyen Eroğlu şunları ifade etti: “Dünyaya gelen çocuğun öncelikle korunma, gelişim ve kendini ifade etme haklarının sosyal devlet tarafından korunması lazım. İmza attığımız çocuk hakları sözleşmesi de bunu öngörüyor. Öncelikle çocuklar aile ortamında büyümelidir. Ama aile sevgiyi, şefkati verecek durumda değilse o zaman devletin çocukları aile ortamından alması gerekir. Son yıllarda basında çıkan haberlerde de kurumların çocukları ihmal ettiğini gördük. Sebep neydi? 500-600 liraya çalıştırılan, okur yazarlığı bile olmayan anneler. Psikologlar çocuklar ilgili çalışan örgütlerle çocuk koruma sistemi içerisinde yer almalıdır.”

‘Topluma kazandırmalıyız’

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Zeynep Banu Dalaman ise terör suçları ve çocuk istismarı ilişkisini kamuoyu ile paylaştı. Çocuk asker konusunu masaya yatıran Dalaman, dünyanın birçok ülkesinde çocukların özellikle terör örgütleri tarafından kullanıldığına dikkat çekti. Dalaman şunları söyledi: “Savaşlar da en çok acı çeken toplululuk çocuklardır. Çocuk asker sayısı dünyada 300 bin. Çocuklar savaşta, çatışmalarda, doğrudan saldırılarda kullanılıyorlar. Bir de casus, haberci, seks kölesi (özellikle kız çocukları) olarak kullanılıyorlar. Türkiye’de çatışma ortamı olmadığı için sadece yetiştirme kampları var. Çocuk asker kullanan belli başlı örgütler ise şunlardır; IŞİD, Boka Haram, PKK-KCK, El Kaide, Tanrının Direnişi Ordusu. Çocukların yüzde 39’u bomba yüklü araçlarla yapılan eylemlerde, yüzde 33’ü çatışmalarda hayatını kaybetti. Kız çocukları da cinsel köle olarak kullanılıyor. Bir de Türkiye’de 104 binin üzerinde çocuk kayıp. Türkiye’de en çok PKK-KCK’nın şehir yapılanmalarına çocukların kayıt ettirildikleri görünüyor. Hatta Selahattin Demirtaş bir kere çocukları kullanmadıklarını, onların kendi rızasıyla geldiklerini söylemişti! Bu nasıl bir şey? Çocukları, PKK-KCK saflarında şehir eylemlerinde kullanıyorlar. Buna karşı ne yapılabilir? Altında imzamızın olduğu bir sürü sözleşme var. Ancak öncelikli olarak yapılması gereken; bu çocuklarımızı topluma kazandırmak.”

İkinci oturumda ise çocuk istismarının önlenmesi için alınması gereken hukuki önlemler ele alındı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Avukat Zeynep Küçük’ün yöneticiliğini yaptığı oturumda mevcut yasaların ve TBMM’ye sunulan yasa tasarısının değerlendirilmesi konu başlığını Av. Nuriye Kadan anlattı. Kimyasal hadım ve idam tartışmaları, çocuk yaşta akranlar arası ilişkiye hukuki yaklaşım konusunda Av. Türkay Asma bir konuşma yaptı. Avukat Aşkın Yaşar Topuzoğlu barolara yansıyan istismar vakaları üzerinden cezalandırma sisteminin değerlendirdi ve yapılması gerekenleri anlattı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Tülin Oygür’ün yöneticiliğini yaptığı üçüncü oturumda devlet politikası olarak çocukların korunması ve çocuk hakları başlığı masaya yatırıldı. Çocuğu korumaya ve geliştirmeye yönelik eğitim politikalarını Prof. Dr. Dilek Gözütok izleyicilerle paylaştı. Çocuk hakları ve demokratik kitle örgütlerine düşen görevleri de Dr. Canan Arıtman ele aldı. Mağdurun ve ailenin rehabilitasyonu için uygulanan sosyal hizmet politikalarının değerlendirilmesi ve yapılması gerekenleri Sosyal Hizmet Uzmanı Faik Yurtkulu anlattı.

Medyaya düşen görevler

Son oturumda çocuk istismarının önlenmesinde medyaya düşen görevler tartışıldı. Vatan Partisi Genel Başkan Yardımcısı Şule Perinçek’in yöneticiliğini yaptığı oturumun ilk konuşmacısı Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Sekreteri İlkay Akkaya oldu. Akkaya, istismar haberlerinin ele alınış biçimi ve haber dili başlığını anlattı. Toplumun bilinçlen-dirilmesi açısından yazılı ve görsel medyanın önemi konusunu Prof. Dr. İrfan Erdoğan ele aldı. Ulusal Kanal sunucusu Seda Anık sorumlu medya kampanyası hakkında bilgiler verdi.

Sonuç bildirgesi

Konuşmaların sona ermesinin ardından Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Pınar Gül toplantının sonuç bildirisini kamuoyuyla paylaştı. Çocuk cinsel istismarının devlet politikası olarak ele alınması gerekildiğinin vurgulandığı 11 maddelik bildirgenin Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sunulacağı bildirildi. Vatan Partisi Öncü Kadının önderliğinde uzmanların katkılarıyla hazırlanan sonuç bildirgesi şöyle:

‘Tarikat yurtları kamulaştırılmalı’

1-

Eğitimde birlik sağlanmalı, eğitim sistemi yeniden bilimsel temellere oturtulmalıdır. Çocuklar milli, bilimsel, eşit ve parasız bir eğitime kavuşmalıdır.Tarikat ve cemaat okulları ve yurtları kamulaştırılmalıdır.

2- Eğitim alanından başlayarak çocuğun yaratıcılığını öne çıkaran ve çocuğu geliştiren bir sistem inşa edilmelidir. Sanatsal, bilimsel ve sportif faaliyetler devlet eliyle desteklenmelidir. Bu yöntemle, çocuk susmayı değil, kendini ifade etmeyi öğrenir, özgüven kazanır.

3- Çocuk cinsel istismarı konusunda toplumda ciddi bir bilgi kirliliği mevcuttur. İstatistiki veriler “sansasyon yaratma” amacıyla çarpıtılarak kullanılmakta, gerçeğin ve çözümün üzeri istemeden de olsa örtülebilmektedir. Çocuk, tüketim malzemesi haline gelmektedir. Bu kapsamda; İçişleri Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Çalışma-Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı veMilli Eğitim Bakanlığı’nın katılımıyla kurulacak bir merkez ile çocuk cinsel istismarıyla mücadele stratejisi belirlenmelidir. İlk iş olarak bu merkez kamuoyunu doğru bilgiyle ve belirli aralıklarla bilgilendirmelidir. Bu, çözümün de bir parçasıdır.

4- Sağlık hizmetleri kolay ulaşılabilir olmalı; mağdur çocuk ve ailenin tanı, tedavi ve rehabilitasyon giderleri devlet tarafından karşılanmalıdır.

‘Kimyasal hadım ve idam çözüm değil’

5-

Çocuğun ve ailenin adalete ulaşımları kolaylaştırılmalı ve adli süreçte çocuk-aile açısından mağduriyet yaratan uygulamalara ilişkin tedbirler alınmalıdır. Çocuğun adli süreç içerisinde yıpratılmasına izin verilmemelidir.

6- Kimyasal hadım ve idam çözüm değildir. Hükümet tarafından ortaya atılan bu tartışmalar hızla kamuoyunun gündeminden ve yasa tasarısından çıkarılmalıdır.

7- Güvenlik birimleri, öğretmenler, doktorlar başta olmak üzere çocukla temas eden bütün uzmanlar düzenli olarak eğitilmeli ve denetlenmelidir.

8- Çocuk pornosu, çocukların fuhuşa sürüklenmesi gibi toplumun tamamını tehdit eden suçlar ile mücadele ciddiyetle yürütülmelidir.

9- Ülkemizin terörle mücadelesi aynı zamanda çocuklarımız içindir. Çocuk kaçırdığı ve kamplarında cinsel istismar vakalarının yaşandığı açığa çıkan Bölücü Terör Örgütü’yle ve her türlü terör örgütüyle mücadele kararlılıkla sürdürülmelidir.

‘Medya kışkırtıcı değil bilgilendirici olmalı’

10-

Sorumlu medya kampanyası başlatılmalıdır. Medya kuruluşları, bilinçli bir toplum yaratmak için kışkırtıcı ve yaralayıcı değil; gerçeğe dayalı, çocuğun üstün yararını esas alan, bilgilendirici yayın çizgisi izlemelidir. Kamu spotları ile medyaya destek sağlanmalıdır. İnternetin kontrolsüz ve bilinçsiz kullanımının önüne geçilmelidir.

11- Ailenin ve çocuğun istismara karşı bilgilendirilme eğitimi çocuğun asosyalleşmesine ve çocukluğun yok oluşuna yol açmayacak şekilde düzenlenmelidir. Bu konuda başta medya organları duyarlılık göstermeli, çocuğun dış dünyayı sürekli tehdit olarak algılamasına neden olacak ve sosyal hayattan kopmasını teşvik edecek haber dilinden uzak durulmalıdır. Hepimize düşen emperyalizmin günlük hayatımızı zehirleyen bütün kültürel ve ahlaki yozluklarına karşı Cumhuriyet değerlerini egemen kılacak, ülke birlik ve bütünlüğünü sağlayacak, milli bir hükümeti yaratmak için çalışmaktır.

ankara vatan partisi