Komiteye tepki gösterip alandan ayrıldılar
Çanakkale Kirazlı’da Kanadalı şirketin altın madenine karşı kurulan nöbet alanında tartışmalar büyüyor.
Çanakkale Kirazlı’da Kanadalı şirketin altın madenine karşı kurulan nöbet alanında tartışmalar büyüyor.
Su ve Vicdan nöbeti için sivil toplum kuruluşlarının oluşturduğu komite ile buraya giden çevrecilerin uzlaşmazlığı büyüdü. Alanda ilk nöbeti başlatan “Pikamp” grubu, komiteyi siyasallaşmakla suçladı ve alandan ayrıldı.
Grup, açıklamasında “Öte yandan halkı siyasi eylem ve söylemlerle bölmeye çalışan, buradaki emekleri sömürüp ikinci gezi olaylarını başlatmak isteyen hiçbir kurum, kuruluş ve STK’yı tanımadığımızı bildiririz” dedi.
Önceki gün Kirazlı’daki Su ve Vicdan Nöbeti alanından ayrılan Pikamp grubu bir açıklama yayımlayarak, komiteye tepki gösterdi. İlk nöbete herkesten önce 19 Temmuz akşamı Atikhisar Barajı’nda 4 çadırla başladıklarını duyuran grup, daha sonra tek vücut durmak amacıyla 26 Temmuz’da Su ve Vicdan Nöbetine dahil olduklarını belirtti.
Siyasetten uzak bir anlayışla doğa için hareket ettiklerini bildiren grup açıklamada şu ifadelere yer verdi:
‘ŞEFFAF OLMAYAN BİR KOMİTE’
“Bu süreçte sivil direniş adı altında herkesi parti, renk, din, dil ve ırk ayırtmaksızın kucakladık. Bugün görüyoruz ki halkın isteğine kulak asmayan, ihtiyaçları karşılayamayan, omuz omuza mücadele ederken halka şeffaf olamayan bir komite ile karşı karşıyayız. Olası yangın ihtimaline karşı alınan çadırların kontrol altına alınma kararını sonuna kadar desteklemekle beraber, yolda olan halkımıza alternatif konaklama yeri gösterilmemesi bizleri üzmüş ve bu direnişin artık planlayanlarca sonuca ulaştığını göstermiştir.
‘MADEN YASASI GÖZDEN GEÇİRİLMELİ’
“Öte yandan halkı siyasi eylem ve söylemlerle bölmeye çalışan, buradaki emekleri sömürüp ikinci gezi olaylarını başlatmak isteyen hiçbir kurum, kuruluş ve STK’yı tanımadığımızı bildirir, amacımızın maden yasasının tekrar gözden geçirilmesi gerektiğine dikkat çekmek olduğu, ağaç katliamının bir an önce durdurulması gerektiği ve Kirazlı’daki bilinmezliklerin bir an önce ortaya çıkarılması olduğunu tüm samimiyetimizle bildirmek isteriz.” “Bugün itibariyle güvenini kaybetmiş bir komiteyle, siyasi söylemlerle nöbeti bölmeye çalışanlarla, kendini halk gibi gösteren provakatörlerle günlük yaşam alanını paylaşmayacağımızı, bu en doğal hakkımız olan direnişimizi legal yollarla dünyaya duyurmaya halk olarak devam edeceğimizi duyuruyoruz. Her yasal eylemin sonuna kadar arkasındayız. Bundan sonra da herhangi bir siyasi kurum, kuruluşa bağlı olmayan, olsa bile bizi buna sonuna kadar inandıracak, bizlerin de haklı bulduğu her yasal eylemin sonuna kadar arkasındayız. Kazdağları hepimizin, artık her yer Kazdağları...” Aydınlık