'Ortaçağa teslim olan meclis, Atatürk'ün meclisi değildir'

İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, bugün Ankara’da düzenlediği basın toplantısında bazı kadın milletvekillerinin türbanla Meclise girme teşebbüslerini değerlendirdi.

Özbey’in açıklaması şöyle;

Kamuda kıyafet özgürlüğü olmaz

Bugün bazı AKP’li kadın milletvekilinin TBMM’ye türbanla girmeleri beklenmektedir. Kamu kurumlarında giyim kuşam özgürlüğü olmaz. TBMM’nde hiç olmaz! Kamu kurumlarında “Allahın emridir” diyerek veya “tercih özgürlüğümdür” gerekçesiyle istediğiniz giyim kuşamla görev yapılamaz. Yalnız Türkiye’de değil, bütün dünyada böyledir.

“Allahın emri" kanun kaynağı olmaz!

Kanunlar, tüzükler ve yönetmelikler, “Allahın emrine” göre yapılamaz. Kimse, Meclisteki giyimini “Allahın emri”ne göre veya bireysel özgürlük gerekçesiyle seçmeye kalkamaz. Her dinin başka Allahı var ve emirleri farklıdır. Kimi mezhepler kadının tek gözle baktığı bir örtüyü Allahın emri sayıyor. İş “Allahın emrine bırakılırsa”, dinler, mezhepler, inançlar, düşünce ve kanaatler arasında eşitlik kalmaz. Özgürlük de kalmaz. Nitekim kalmamaktadır. 7. yüzyıl toplumunun gereklerine göre konmuş kuralları bugün geçerli hale getiremezsiniz. Ancak din ticareti yaparsınız ve insanları Allah’la aldatırsınız.

Kadın cinsel meta değildir

Kadın cinselliğinin sunulması, yalnız göstererek değil, örterek de yapılıyor. Türbanın verdiği mesaj, her zaman “Dikkat burada kadın var” mesajıdır. Teşhirci giyimle, türbanlının giyimi arasında hiçbir anlayış farkı yoktur. İkisi de kadının cinselliğine vurgu yapıyor. Her ikisi de “Benim kadın cinselliğime dikkat et” mesajı yayınlıyor. Birisi bunu açarak yapıyor, diğeri örterek yapıyor. Bir zorunluluk olarak öne sürülemez. Hz. Muhammed’in koyduğu ve bugün de önemsenecek ölçüsü: “Kadınlar cinselliklerini sergilemesin, göze batırmasın”dır.

Kadın=erkek eşitliği=insanlık

Kadın ve erkek, insanda eşitlenir. Cinsiyet ayrımcılığı da ancak bu anlayışla ortadan kalkar. Cumhuriyetin getirdiği kültür budur. Cinselliğin öne çıkarılması kadını tüketilecek meta düzeyine düşürür.

Cumhuriyet kadını

Cumhuriyet, kamu görevinde kadın giyimini çağdaş ölçülerle çözmüştür. Cumhuriyet kadını, giyim ve kuşamıyla insandır, eşittir, kişiliklidir. Kadını çarşafın veya türbanın içine saklamak, onun bilincini ve ruhunu hapsetmektir. Kamu görevinde Cumhuriyetin çağdaş giyim kuşam ölçülerini terk etmek, çok ürkütücü sonuçlara yol açacaktır.

Türbanla oy avcılığı

“Türbanı mesele yapmayalım” anlayışı, kadını meta olarak gören Ortaçağ kültürüne karşı teslimiyettir. Türbanla oy avcılığı büyük bir yanlıştır. Türbana boyun eğen MHP ve CHP yönetimi, milliyetçiliği de, Cumhuriyetçiliği de, kadının insanlığını da anlamamaktadır. Alanlarda “Mustafa Kemal’in Askeriyiz” deyip, oy hesabıyla TBMM’de türbana göz yumanları uyarıyoruz: Gaflet ve dalaletin son durağı malumdur!

Türban, haçlı irticanın bayrağıdır

Türban, kadını Ortaçağın karanlık kuyularına atmaktır. Türban, kadına özgürlük değil, cariyeliktir, köleliktir. Türban, tıpkı kendini teşhir eden gibi kadını cinsel meta yapmaktır. Türbanla, Millet olmaz. Türbanla, milliyetçilik, halkçılık, özgürlükçülük olmaz. Türban, Haçlı irticanın bayrağıdır!

Kadın milletvekillerine çağrı

Kadını hor gören bu girişime kadın milletvekillerinin alet olması ayrıca çok üzücüdür. Kadının kendisinin cinsel meta olduğunu kabullenmesi çok inciticidir ve acıdır. AKP’liler başta olmak üzere TBMM’deki tüm kadın vekillerimizi, Atatürk Cumhuriyeti’nin, çağdaş, özgür, başı dik Cumhuriyet kadını olarak bütün kadınlarımıza örnek olmaya çağırıyoruz.

Milletvekillerine çeğrı

Atatürk’ün Meclisi Ortaçağ’ın simgesi türbanı kabul edemez! Türbanı kabul eden Meclis; - Aydınlanma ve laiklik düşmanı, - Çağdaş, özgür kadına düşman, - Kadının köleliğini savunan, - Mafya-tarikat sisteminin, Ortaçağın Meclisi olur! Artık bu Meclis Atatürk’ün Meclisi değildir! Buna izin verilemez!

ulusalkanal.com.tr

işçi partisi