CHP ve MHP'de ölüm oruçları!
Bunun adı en hafif tabirle yüzsüzlüktür. Ne imiş efendim, 10 Ağustos tablosunun sorumlusu sandığa gitmeyen ahali ile anketlermiş!
Böyle diyor Kemal Kılıçdaroğlu!
Pardon ama Tayyip'in sinsi versiyonu Ekmel'i çatı aday diye dayatıp halkı sandığa küstüren sen değil misin Kemal Bey?
Bahçeli de Kılıçdaroğlu misali benzer mugalatalarla hezimeti üstlenmiyor.
Lafı dolandırmayacağım bu iki isme şaşırmayın zira ikisi hep söylediğimiz gibi bu partilerin başına atanan müdür yani görevli.
Dolayısı ile onların sözlerinin zerre bir değeri olamaz!
Yapılması gereken bunların derhal alaşağı edilmeleridir.
Nasıl mı?
Taban hareketi ile yani büyük kalabalıkların CHP ile MHP Genel Merkezlerinin önünde toplu olarak bu iki isim istifa edene ya da kurultay kararı alınana kadar ölüm orucuna yatmalarıyla!
Bakın CHP kamuoyu biraz daha demok-rat, bu itibarla olağanüstü kurultay ihtimali az da olsa var lakin MHP'de böyle bir şey mümkün değil. Dolayısı ile MHP yok olmasın görüşünde olanların yapacağı tek şey bu yapıyı ters-yüz adına kurultay için ölüm orucuna yatmaktır. Şuraya bakar mısınız akademik hayatında 17 yılda bırakın profesör, yardımcı doçent bile olamayan bir kabiliyetsiz, MHP gibi köklü bir yapıyı tarumar edip 17 yıldır hükmediyor ve yaşanan son faciada bile bir milletvekili buna zerre bir tepki koymaktan korkuyor!..
Tablo ortada, Devlet Bahçeli MHP'den, ya emrinde olduğu merkezlerin istifa buyruğuyla ya da vefat etmesi ile ancak çekilecektir ki bu da MHP'nin içine düştüğü zavallılığın resmidir.
Bilmem kaçıncı kezdir tekrar edeyim, bu Bahçeli ve Kılıçdaroğlu ile AKP 8 ay sonra yapılacak seçimi yine kazanır ve 2023'e güle-oynaya ulaşır... Dolayısı ile mücadele adresi öncelikle AKP değil Kılıçdaroğlu ile Bahçeli olmalıdır...
TAYYİP-GÜL SAVAŞI DOĞUM GETİRİR
Tayyip Çankaya'ya çıktı, AKP'li vekillerde korku bitti.
Düne kadar Abdullah Gül deyince susanların dilleri bir bir çözülüyor ki buna Bülent Arınç, Beşir Atalay ve Salih Kapusuz gibiler dahildir.
Evet Tayyip-Gül savaşı artık alenileşmiş ve her geçen gün kızışacaktır.
Abdullah Gül'ün doğal avantajı üç dönemliklerdir ki bu isimler kamuoyunda popüler durumdadır.
Erdoğan'ın Gül'süz AKP hamlesi ve Abdullah Bey'in "Partime döneceğim" açıklamasıyla yaptığı karşı hamle önümüzdeki çetin sürecin işaretleridir.
Abdullah Gül'ün önünde iki yol var.
Ya gelecek yıl yapılacak seçimi ve olağan kongreyi bekleyecek ya da AKP'de üç dönem sonuna gelenlerle beraber AKP'den ayrılıp yeni bir oluşuma gidecek...
Diyeceksiniz ki son anda Tayyip-Gül uzlaşması olmaz mı?..
Mümkün değil zira macun tüpten çıkmış ve ikili arasında güven yok olmuştur.
Tayyip Erdoğan gücü yani başbakanlığı Gül'e verdiği ve hele Gül'ün kendi listesiyle Haziran ayında seçimi kazandığı an Çankaya'da tecrit olacağını ve hatta hesaba çekileceğini görüyor. Dolayısı ile Gül'ü engellemek Erdoğan'ın öncelikli hedefidir... Abdullah Bey ise önümüzdeki birkaç ay içinde AKP içinde ya da dışında bir sonuç almak zorunda, aksi halde unutulup gidecektir.
Gelelim öngörümüze:
Abdullah Gül önümüzdeki 8 ayı beklemez zira siyasetin boşluk kaldırmayacağını ve yeni gelenin Başbakanlık gücü ile bu boşluğu dolduracağını bilir. Dolayısı ile önümüzdeki günler ve haftalarda AKP'de doğum gündemdedir. Evet Gül büyük bir parça ile eski partisinden kopacak gibi görünüyor... Kulis bilgilerim Gül'ün Turgut Özal'ın ANAP'ına benzer dört eğilimle bir parti için kollarını sıvayacağıdır.
Peki AKP'deki böyle bir ayrışmada kim mi öne geçer?
İktidar olmanın avantajı yüksek ama F tipi Cemaat ile benzerlerinin desteğini alacak olan Abdullah Gül, AKP'den en azından 10 küsür puanı kopartır ki bu da AKP'yi iktidardan alaşağı eder.
Hülasa hükmümüz Tayyip Erdoğan'ın Köşke çıkması ile AKP'de bölünme sürecinin başladığıdır...
Sabahattin Önkibar
Aydınlık