Atatürk’ün Suriye ve Irak ile konfederasyon/federasyon girişimi

Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek yazdı

Atatürk’ün Suriye ve Irak ile konfederasyon/federasyon girişimi

Atatürk’ün Suriye ve Irak ile konfederasyon girişimi konusunda Şule Perinçek ile birlikte yirmi yıldır çalışıyoruz. Kaynak Yayınları’nın Atatürk’ün Kaleminden dizisinin 8. kitabında bu konuyu aydınlatan tarihî süreci bulacaksınız.

MUSTAFA KEMAL’İN 1905 YILINDAKİ MİLLÎ DEVLET TASARIMI

Mustafa Kemal, daha Harbiye sıralarındayken, Osmanlı devletinin dağılacağını ve Türklerin çoğunluk olduğu topraklarda bir millî devlet kuracaklarını görmüştü. Bu durumda Arapların çoğunlukta olduğu Osmanlı toprakları Araplara terk edilecekti.

Atatürk, bu tasarımını 1937 yılında güncelleyerek Ankara’da konuğu olan Suriye Başvekili Cemil Mardam’a da açmıştı: “Balkan Harbi sonunda Gelibolu’daydım. Ben Talat Paşa’ya teklif ettim. ‘Suriye’ye, Irak’a istiklal veriniz’ dedim. Talat Paşa: ‘Bunu başkasına söyleme, seni asarlar’ dedi. Fakat yapılacak şey bu idi.” 1

SORUNLARI ARAPLARLA BİRLİKTE ÇÖZMEK

Hayat devrimci zabit Mustafa Kemal’i haklı çıkardı. Birinci Dünya Savaşı sonunda, Türklerin çoğunluk olduğu topraklar bile işgal altına düştü. Bu koşullarda, artık Türkiye’nin önünde, millî devlet programı vardı. Mustafa Kemal Paşa, Misakı Millî’nin kabul edilmesinden 11 gün önce, 17 Ocak 1920 günü, Erzurum ve Sivas Kongrelerinden beri saptanan Arap topraklarının Araplara ait olduğu kararını bir kez daha belirtti. 2

Mustafa Kemal Paşa, birçoğunun “Arapların Dünya Savaşı’nda ihanet ettiği” tepkisi içinde bulunduğu bir ortamda, Arap halklarının bağımsız devlet kurma haklarını savunmuş ve Arap halklarına güvenmiştir. Tecrübeler öğretmiştir ki, Türkiye, Arap ülkelerine hükmederek değil, bağımsız Arap devletleriyle emperyalizme karşı dayanışma içinde ilerleyebilir.

Aynı dersi, başka bir tecrübeden geçerek, Arap halkları da yaşamıştır. Suriye ve Irak’ın önde gelenleri, savaş sırasında emperyalistlerin yardımıyla bağımsızlıklarına kavuşma umuduna kapılmışlardı. Ancak 1918 sonrasında, İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin işgalini yaşadıktan sonra, yeniden Türkiye’ye yöneldiler.

Mustafa Kemal Paşa, Arap halklarını işgale karşı mücadeleye teşvik etti ve ayaklanmalarını coşkuyla karşıladı. Dahası Revanduzlu Ali Saip Bey veÖzdemir Bey gibi seçkin subayların komutasındaki birlikler Suriye ve Irak’ın emperyalizme karşı mücadelesine silahla katıldılar. Mustafa Kemal Paşa’nın 1919 sonlarında başlayan kararlı desteği, Irak ve Suriye’de silaha sarılan güçler ve hatta geçici yönetimler tarafından sıcak duygularla ve teşekkürle karşılandı.

PLANIN KABUL EDİLMESİ

Mustafa Kemal Paşa, Irak ve Suriye örgütleriyle ortak mücadeleyi, ortak bir örgütlenme hedefine bağlı olarak yürüttü. İlerde kurulacak bağımsız Arap devletleri ile Türkiye arasında bir federasyon veya konfederasyon planı bu ilişkiler sırasında oluştu ve üzerinde anlaşmaya varıldı. Mustafa Kemal Paşa, 24 Ocak 1920 günü Halep’teki Arap Milli Teşkilatı Riyaseti’ne şu iletiyi yolluyordu:

“Mektuplarınızda Suriye, Irak ve Türkiye’nin bağımsızlıklarını kurtaracak bir ‘konfederasyon’ teşkil eylemek veya irtibat maksadıyla birlikte hareket edilmesi bildirilmiş ve biz de bu tekliflerinizi kabul ederek tafsilatlı talimat göndermiştik.”3

Mustafa Kemal Paşa, bir ay geçmeden. Heyeti Temsiliye adına Kolordu Kumandanlıklarına 23 Şubat 1920 günü yolladığı talimatın eklerinde, Arap örgütlerinin önerdikleri konfederasyon planının kabul edildiği belirtilir:

“Suriye, Irak ve Türkiye bağımsızlıklarını kurtararak bir konfederasyon veya gelecekte kararlaştırılacak biçimde bir ilişki kurmak üzere birlikte hareket edeceklerdir.”4

Mustafa Kemal Paşa, Meclis’in açılışının hemen ertesi günü, 24 Nisan 1920 tarihinde yaptığı tarihî konuşmada, Suriye ve Irak ile konfederasyon tasarımını bu kez Meclis kürsüsünden ilan etti:

“Bizimle anlaşmanın veya ittifakın üstünde bir şekil ki federatif yahut konfederatif denilen şekillerden biriyle irtibat peyda edebiliriz.” 5

PLANIN TARİHSEL ZEMİNİ

Mustafa Kemal Paşa, Konfederasyon/federasyon planının tarihsel zeminini dört maddede özetlemektedir:

1. Ortak geçmiş: Türkler ve Araplar Osmanlı imparatorluğu içinde birlikte yaşıyorlardı.

2. Dünya Savaşı dersleri: Dünya Savaşı, hem Araplar hem de Türkler için öğretici oldu. Türkler, Arapların bağımsız devlet kurma haklarının Türkiye’nin de yararına olduğunu anladılar. Araplar ise emperyalizme dayanarak bir kurtuluşun olmayacağını tecrübeyle gördüler.

3. Ortak cephe: Dünya Savaşı sonrasında Mazlum Milletler konumunda bulunan Türkler ve Araplar, nesnel olarak emperyalizme karşı savaş cephesinde buluştular.

4. Ortak menfaatler: Türkler ile güney komşuları olan milletler arasında, iktisadi, siyasi, kültürel, her alanda ortak menfaatler bulunmaktadır.

ANAYASAL İLKELER

Mustafa Kemal Paşa, Konfederasyon/federasyon planının bir tür anayasasını dört madde olarak saptamıştır:

1. Bağımsız devletlerin birliği.

2. Halkların federasyon veya konfederasyon halinde birleşme arzusu.

3. Konfederasyon veya federasyon içindeki devletlerin millî hâkimiyet rejimine sahip olması.

4. Birliğin biçimi: konfederasyon veya federasyon.

GÜNCELLEŞEN PLAN

Atatürk’ün Irak ve Suriye ile konfederasyon planı İstiklâl Savaşı sonrasında gerçekleşmedi. 1930’lu yıllarda da koşullar oluşmamıştı. Çünkü Irak ve Suriye bağımsızlıklarını henüz kazanamamışlardı. Ancak Atatürk bu planından hiç vazgeçmedi. Suriye ve Irak’ın bağımsızlıklarını kazanmalarından sonra konuyu Suriye Başbakanına açtı. Aradan yüzyıl geçti. İçine girdiğimiz süreç, Batı Asya Ülkelerini birliğe götürüyor. Atatürk’ün planı günceldir.

DİPNOTLAR

1-Bilâl N. Şimşir, “Atatürk’ün Yabanc Devlet Adamlaryla Görüşmeleri/ Yedi Belge (1930- 1937)”, Belleten, Ocak 1981, c.XLV, Say: 177, s.206.

2- Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.6, s.162.

3-Atatürk’ün Bütün Eserleri, c.6, s.217.

4- Harp Tarihi Vesikalar Dergisi, E. U. Basmevi, Ankara, Mart 1956, say: 15, Vesika No. 402; Atatürk’ün Bütün Eserleri, c. 6, s. 333.

5-Atatürk’ün Bütün Eserleri, c. 8, s.27 vd.

YARIN: BEŞAR ESAD’IN AYNI DEVLETTE BİRLEŞME ÖNERİSİ

Doğu Perinçek