AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik Adana'da
"(Zeytin Dalı Harekatı) Türkiye'deki ve dışımızdaki bazı kara propaganda çevreleri, sanki bunu Suriye'deki Kürt kardeşlerimize yapılmış bir operasyon gibi göstermeye çalışıyorlar. Bunun yalan olduğu ortadadır. Suriye'de yaşayan Türkmen, Arap, Kürt bütün halklar bizim kardeşimizdir. Zeytin dalı oradaki kardeş halklara uzatılmaktadır"
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Türk Silahlı Kuvvetlerince (TSK) yürütülen Zeytin Dalı Harekatı'na ilişkin, "Türkiye'deki ve dışımızdaki bazı kara propaganda çevreleri, sanki bunu Suriye'deki Kürt kardeşlerimize yapılmış bir operasyon gibi göstermeye çalışıyorlar. Bunun yalan olduğu ortadadır. Suriye'de yaşayan Türkmen, Arap, Kürt bütün halklar bizim kardeşimizdir. Zeytin dalı oradaki kardeş halklara uzatılmaktadır." dedi.
Çelik, Yüreğir Belediyesince yaptırılan Sosyal Konut Temel Atma Töreni'ndeki konuşmasında, ülkenin son derece hassas ve zor günlerden geçtiğini söyledi.
Mehmetçiğin, Türkiye'ye yönelik saldırıların bertaraf edilmesi, terör örgütleri tarafından milli güvenliğe yönelik taciz ve tehditleri yok etmek için Afrin'de günlerdir büyük fedakarlık gösterdiğini belirten Çelik, Türkiye'nin kimsenin toprağında gözü olmadığını vurguladı.
"Türkiye'nin sabrını zaaf zannetiler"
Türkiye'nin, kendi toprağına başkasının göz dikmesine müsaade etmeyecek irade ve kararlılığa sahip olduğuna dikkati çeken Çelik, şöyle devam etti:
"Aylardır uyarılar yapılıyor. Buraya yerleşen terör unsurlarının ülkemize dönük tehdit ve tacizlerden vazgeçmesi, sınırımızdaki bu yoğunlaşmanın ortadan kalkması, orada terör koridoru kurulması, bir terör devleti kurulması şeklindeki siyasi tutumdan vazgeçilmesi çerçevesinde son derece güçlü uyarılar yapılıyor. Sonuçta bu uyarılar dinlenmediği gibi, dostlarımızın ve bazı müttefiklerimizin bu terör örgütlerine silah yardımı yaptığının açıkça görüldüğü bir süreci hep beraber izledik. Türkiye tahammül etti, sabretti, diplomasinin ve siyasetin bütün imkanlarını ortaya koydu. Ne için; teröre karşı mücadelede ilkeli tutumun ve iş birliğinin sürmesi için. Ama maalesef bazıları Türkiye'nin sabrını zaaf zannetiler. Halbuki tarihte böyle olmadığı gibi bugün de böyle olmayacağını çok iyi anlamaları gerekirdi."
"Allah muvaffak etsin, muzaffer etsin diyoruz"
Çelik, Türkiye'nin milli güvenliği için uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını korumak adına Zeytin Dalı Harekatı'nın başladığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Günlerdir Mehmetçik, kahramanca ülkemizi savunmaya, terörle mücadeleye devam ediyor. Yüreği korkusuz, kılıcı keskin Mehmetçiğe bir kere de bu meydandan dualarımızı, selamlarımızı gönderiyoruz. Allah muvaffak etsin, muzaffer etsin diyoruz. Türkiye'deki ve dışımızdaki bazı kara propaganda çevreleri, sanki bunu Suriye'deki Kürt kardeşlerimize yapılmış bir operasyon gibi göstermeye çalışıyorlar. Bunun yalan olduğu ortadadır. Suriye'de yaşayan Türkmen, Arap, Kürt bütün halklar bizim kardeşimizdir. Zeytin dalı oradaki kardeş halklara uzatılmaktadır. Düne kadar DAEŞ'in zalimane uygulamalarına ses çıkaranlar, PKK'nın oradaki Kürtlere, Türkmenlere, Araplara dönük zalimane uygulamarına sessiz kalırken, bugün bu zalimane uygulamaları durdurmak için, oradaki terör yapılanmasını bertaraf etmek için, terör koridorunun can damarını kesmek için kahraman Mehmetçiğin yaptığı müdahaleyi Kürtlere, Kürt kardeşlerimize, Suriye'deki kardeşlerimize yapılmış bir müdahale gibi sunuyorlar. Henüz bunların aklında 'Suriye'deki Kürtler' diye bir mevzu yokken, Suriye'deki Türkmenleri, Arapları zaten hiç düşünmezlerken, Cumhurbaşkanımız Suriye'deki Arapların, Türkmenlerin haklarını gündeme getirdiği gibi, masaya aynı zamanda Suriye'deki Kürtlerin haklarının verilmesini de getirmişti. Bunları Esed'e söylemişti."
Bazı gerçeklerin ortaya çıktığına işaret eden Çelik, "PYD'nin esasında PKK olduğu ve onun Suriye rejimi tarafından kullanılan, Suriye rejimi tarafından silah depolarının açıldığı bir güç olduğunu defalarca ifade ettik. Şimdi ne oldu, dün Suriye rejiminden yardım istiyorlar, 'Gelin Afrin'de bizi kurtarın' diyorlar. Ondan evvelsi günlerde de ellerindeki DAEŞ'lileri serbest bıraktılar. Tıpkı Rakka'da olduğu gibi DAEŞ'le işbirlikleri Afrin'de de ortaya çıkmıştır." diye konuştu.
Çelik, bir DEAŞ saldırısı olduğunda Türkiye ile dayanışmayı göstermek için Avrupa'da bazı kamu binalarına Türk bayrağının yansıtıldığını ancak ağır kayıplar verilen PKK saldırısı olduğunda Türk bayraklarının o binalara yansıtılmadığını anlattı.
'PKK'nın bu saldırılarını nasıl görmezden gelebiliriz"
Terör örgütleri arasındaki ayrımın bu derece bariz olduğunu vurgulayan Çelik, "Sonuçta bugün diyorlar ki, 'DAEŞ'e karşı yoğunlaşın, dikkatinizi başka yere kaçırmayın'. Peki bize DAEŞ terör örgütü saldırdığı kadar, PKK da saldırıyorsa, ulusal güvenliğimiz için PKK'nın bu saldırılarını nasıl görmezden gelebiliriz. Sadece 'DAEŞ'la uğraşın, PKK ile uğraşmayın' demek, geçmişte Afganistan'da yapılan hataların tekrar edilmesi demek değil midir? Bu terör örgütlerinin himaye edildiğinin itirafı demek değil midir? Tablo açıktır. Türkiye hem DAEŞ'e karşı hem PKK'ya karşı en ilkeli en kararlı mücadeleyi yürüten ülkedir ve bundan sonra da yürütmeye devam edecektir." ifadelerini kullandı.
"Aynı vatanın evlatlarıyız"
Çelik, Adana'daki Devlet Övünç Madalyası ve Beratlarının Tevcihi Töreni'ne katıldığını anımsatarak, şunları kaydetti:
"Madalya ve beratlarını tevcih ettikten sonra şehitlerimiz için rahmet dilediğimizde, onlar da bize şunu söylediler; 'Vatan sağ olsun. Allah birliğimizi, dirliğimizi bozmasın'. Biz şehit ailelerine dua ederken, şehit aileleri, milletimize ve devletimize dua etmeye devam ediyor. Bu milli birlik ve beraberlik, bu birlik ve dirlik ruhu bizi ayakta tutan, yer yüzünde emsali olmayan, emsali görülmemiş bir güç ve kuvvettir. Bunu korumaya devam edeceğiz. Bu meydanda da etnik kökeni Türk olan, Kürt olan kardeşlerimiz var. Ama hepsinin elinde aynı bayrak var. Aynı devletin eşit yurttaşlarıyız. Aynı vatanın evlatlarıyız. Aynı bayrağın altında bir millet olarak hür yaşama iradesine sahibiz. Bu iradeyi en yüksekte tutmak için hiçbir fedakarlıktan kaçınmayan şehitlere ve gazilere sahibiz."
"Son nefesimizi verene kadar taşımamız gereken bir emanettir"
Şehit ve gazilerin, eşsiz fedakarlık göstererek millete bir mesaj verdiklerinin altını çizen Çelik, şöyle konuştu:
"Onlar bize şöyle bir mesaj verdiler; 'Sizler bu ülkede onurlu yaşayasınız diye, bu vatana, bu devlete zarar gelmesin diye, milli birlik ve dirliğimizden bir çakıl taşı eksilmesin diye, buna göz dikmiş olanlara karşı mücadele ediyoruz. Gerekirse canımızı veriyoruz. Şehit oluyoruz, gazilik mertebesine ulaşıyoruz. Ama bunun arkasında büyük bir mesaj veriyoruz. Bu ülkedeki birlik ve dirlik bozulmasın, bu ülkenin vatandaşları, bu ülkenin insanları onurlu ve başı dik biçimde gezebilsinler. Biricik varlığımız Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında şerefli yerini korusun.' Bize düşen de onların vasiyetine uygun olarak, bu ülkenin her geçen gün daha ileriye gitmesine katkı sağlamaktır. Birlik, dirlik ve onur içerisinde yaşayalım diye bize bıraktıkları bu emanete en güzel şekilde sahip çıkmak ve bu bayrağı en yüksekte tutmak, sonsuza kadar, son nefesimizi verene kadar taşımamız gereken bir emanettir."
Konuşmaların ardından, Yüreğir Belediyesi tarafından yaptırılacak 644 konutun temeli törenle atıldı.