IŞİD adını değiştirdi: İşte yeni adı
Milliyet gazetesi yazarı Güneri Cıvaoğlu, son olarak Paris'i kana bulayan terör saldırılarını gerçekleştiren terör örgütü IŞİD'in adını değiştirdiğini yazdı. "İlk adı olan “El Tevhid vel Cihad”dan sonra ismi defalarca değişti. Yaygın olarak bilinen “Irak Şam İslam Devleti” kelimelerinin baş harflerinden oluşan “IŞİD” de artık geride kaldı" ifadelerini kullanan Cıvaoğlu, IŞİD'in artık "Al Dawlat" adını kullanacağını yazdı. "Al Dawlat", 'devlet' anlamına geliyor.
Cıvaoğlu yazısında bunun "İslam'da sadece tek bir devletin olduğu" yönünde mesaj olduğunu ifade etti.
Cıvaoğlu yazısında şu ifadelere yer verdi:
Mesajı “İslam’da sadece tek bir devletin olduğu...”
Başındaki “El Bağdadi”nin “halifesi” olduğu tek İslam Devleti...
Bütün İslam devletlerinin, emirliklerinin, sultanlıklarının, cemahiriyelerinin (cumhuriyet) “Al Dawlat”a katılacağı iddiasını ortaya attı ve bu iddiayı sürdürüyor.
Çok “itici” gibi görünse de “İsrail’in dünyadaki bütün Yahudilere sunduğu psikolojiyi” anımsatan bir hedeften söz edilebilir.
İsrail yeryüzündeki bütün Yahudiler için anavatandır ve en sıkıştıkları anda o toprakta güvenle yaşayabilirler.
Bunun için İsrail’e bütün olanaklarıyla destek vermelidirler.
Bu paralele katılmıyorum ama “İSLAM VE MODERN CİHAT” adlı kitabında Loretta Napoleoni’nin ifadesiyle “Al Dawlat’ın vaadi İslam ülkeleri ve yerküredeki bütün Müslümanların güveneceği, koruyucu, üstün bir güç” oluşturmaktır.
Bu vaadiyle yerküredeki özellikle Batı’da ikinci sınıf insanlar olarak muamele görmenin tepkilerini yaşayan gençler üzerinde etkili olmaktadır.
İslam’ın “7’nci yüzyıldaki parlak yıllarına dönmenin kuralları ve kurumlarıyla yapılanmasını” benimserken, eylemlerinde ve propaganda tekniklerinde “21’inci yüzyılın modern tekniklerini” kullanmaktadır.
Bir örnek...
Asla benimsemediğim ve kesin karşı olduğum “dehşet verici şiddet” yöntemleri, yani “kafa kesme” dahil ürpertici terör uygulamaları, köklerini yüzyıllar öncesinden almakla birlikte sosyopsikolojik esini modern teorilerdendir.
“Korku” duygusunu kullanıyor ve “tüyler ürperten” kafa kesme gibi görüntülerini Facebook ve diğer bütün modern iletişim teknikleriyle dünyaya yayıyor.
Simgesel olarak başı kesilen sadece bir kişi değil “Batı” oluyor.
Modern dünyanın “röntgenci sanal toplumlarında” bu cinayetlerle “sadizm” popüler bir şov haline dönüştürüldü.
“Al Dawlat”ın, “Halifeliğin 21’inci yüzyıl versiyonuyla” bezgin ve yitik Batı yerküresindeki genç Müslümanlara hem “psikolojik tatmin” hem de “gelecek için umut” vermeye oynuyor.
1258 yılında Moğollar tarafından yıkılmadan önce en parlak dönemini yaşayan “Bağdat Halifeliği’nin 21’inci yüzyılda yeniden vücut bulacağı” vaadiyle çekim merkezi oluşturuyor.
El Bağdadi’nin halifeliğini ilan ettiği konuşması “Al Dawlat”ın dünya ölçeğindeki çevirmenlerden oluşan bir ekip tarafından küresel cihat yanlısı sitelerde, Facebook’ta ve Twitter hesaplarında -eşzamanlı olarak- yayınlandı.
Arap Baharı’yla birilikte Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerinin karmaşaya girmesi, ABD işgali -ve yenilerde Rusya’nın Suriye’ye gelmesi- özellikle Irak’ta Şii gücün Sünnilere karşı başat ağırlığı Al Dawlat için alan ve taraftar bulmaya uygun ortamdı.
Bu yazıda Loretta Napoleoni’nin kitabından büyük ölçüde yararlandım.
Bazı cümlelerini aynen kullandım.
IŞİD’in MR’ı için bilgileri daha sonraki yazılarımda da sürdürmek istiyorum.
ulusalkanal.com.tr