Mehmet Faraç yazdı: Yüksekova’da ‘vatan’ dersi...

Mehmet Faraç yazdı: Yüksekova’da ‘vatan’ dersi...

Aydınlık gazetesi yazarı Mehmet Faraç, 'Yüksekova’da ‘vatan’ dersi' başlıklı bir yazı kaleme aldı.

İşte Faraç'ın yazısı

Orası da güzel Türkiye’nin bir parçası... Bazen şiddet egemen olsa da orası elbette vatan toprağı... Oradakiler de sonsuza kadar kardeşlerimiz... Zaman zaman saldırıya uğrasa da, Türk bayrakları orada da dalgalanıyor... Bazen yakılsa, yıkılsa, yerlerde sürüklense de Atatürk büstleri ve heykelleri orada da ayakta... Ancak Hakkari ile ilgili öylesine tehlikeli bir algı yaratıldı ki, orası sanki gidilemez, geçilemez bir uzak ve de işgal altındaki coğrafya gibi gösterildi... Bunda hiç şüphesiz medyanın yanı sıra gafil ve korkak siyasetçilerin de payı çok büyük... PKK şiddetini artırdıkça, Yüksekova sokaklarında polisler, askerler ve mühendisler arkalarından vurularak şehit edildikçe, Hakkari yalnız bırakıldı, kaderine terk edildi ve ne yazık ki öteki bir şehir haline getirildi... Son yıllarda Hakkari’ye bir kez olsun mitinge gitmeyen iktidarın da muhalefetin de yüzü kızarsın bu tablodan... Bölgede, geçmiş yıllardaki göstermelik mitinglerinde Türk bayrağı açmaktan çekinen muhalefet partileri utansın bu kahredici gafletten... Perinçek’in kardeşlik mesajı... Kim ne derse desin; Vatan Partisi dün Hakkari’de örnek bir tavır sergiledi ve çıkartılan onlarca engeli aşarak bölge halkıyla kucaklaştı... Partinin kiraladığı uçağın Yüksekova Havaalanı’na inişi engellense de, kaymakamlık güvenlikle ilgili sorunlar çıkarsa da Perinçek ve arkadaşları bölgeyle kucaklaşmak için geri adım atmadı... Miting için yurttaşların ulaşamayacağı, ilçeden çok uzaktaki bir futbol sahası tahsis edilse de, mitinge gelmek isteyenler Çevik Kuvvet tarafından engellense de ve halkla Perinçek arasına barikatlar kurulsa da Vatan Partisi yılmadı... Ulusal Kanal’ın canlı yayınından izledim... Doğu Perinçek dün Yüksekova’da, Atatürk posteri ve Türk bayrakları önünde yaşamsal bir “kardeşlik” konuşması yaptı, barış ve huzur açısından çok önemli mesajlar verdi... Perinçek’in “özerklik” planının Kürtleri öteleyeceğini ve toplumda “Onlar bizden değil” algısı yaratacağını söylemesi çok dikkat çekiciydi... Kürt yurttaşlar, Perinçek’in dikkat çektiği bu tuzağa karşı kesinlikle uyanık olmalı... Vatan Partisi’nin kaderine terk edilen Yüksekova’daki mitingi yalnızca Türklerle Kürtler arasına düşmanlık tohumu ekenlere değil, bölgeyi bölücülük ve gericiliğe terk eden muhalefet partilerine de çok önemli ve uyarıcı bir ders verdi... “Vatan” ve “birlik” olgusunun, vatandan koparılmaya çalışılan bir coğrafyada, “bayrak” ve “kardeşlik” mesajları arasında alkış ve sevgiyle yüceltilmesi, Türkiye’nin huzuruna büyük katkı sunacaktır... Bölücü ve gericilerin ayrılık ve yıkım çabalarına karşın ısrarla, “Bizim Kürdümüz” diyen Perinçek ve arkadaşlarını kutlamamak elde değil... Hainler ve asiller!.. Hem cemaatin kucağına oturup hem “sosyalist” geçinmek olamaz... Cemaatle AKP’nin savaşında saf tutanlar “ilerici” olamaz... İktidarla Fethullahçıların kavgasına alet olandan “kahraman gazeteci” çıkamaz... Altıok’u, Atatürk’ü ve laikliği sahiplenmeden “CHP”li olunamaz... AKP zihniyetiyle mücadele etmeden “devrimci” olunamaz... Vatanı, milleti sevmeden, emperyalizme direnmeden “ulusalcı” olunamaz... Gericiliğe-bölücülüğe alkış tutarak “solcu” olunamaz... Atatürk’ün Aydınlanma Devrimi’ne sahip çıkmadan “aydın” olunamaz!.. Cemaate, tarikata ve cumhuriyetin ezeli düşmanlarına kucak açarak “iktidar” olunamaz... “Yavrusunu yiyen kedi” gibi davrananlar birleştirici olamaz... Milletin tüm etnik ve inanç yapısından gelen yurttaşlarını sevmeden vatansever olunamaz... Satılık, kiralık, fitneci ve işbirlikçi zihniyetten adam olamaz... Bu sözlerim; köklerine sahip çıkmayan, aslını inkar eden, rotasından çıkan, işbirlikçilik yapan, dik ve kararlı duramayan, mücadele edemeyen, seçenek olamayan, tabanına ihanet eden, gericiye-bölücüye taviz veren, vatanı pazarlayan, yolsuzluk yapan, rüşvet alan ideolojik savrulma yaşayan partilerden gazetelere, siyasetçilerden yazar geçinenlere kadar herkesedir... Demek ki neymiş; sağcı-solcu, ne olursan ol, hangi ideolojiden gelirsen gel, nerede durursan dur, ne yaparsan yap önce dürüst ve ahlaklı yaşa, “dik dur” ve adam ol... Yoksa gölgen bile senden utanıp kaçacaktır... ‘Avni’, Erdoğan’ın yanında!.. “Fuat Avni” adlı cemaatçinin sosyal medyadaki paylaşımlarında yalnızca yapılacak operasyonlarla ilgili ihbarlar yok... “Avni” bazen öyle şaşırtıcı gözlemler yansıtıyor ki, okuyanlarda, “Erdoğan’ın yanı başında” olduğu algısı da yaratıyor... Söyler misiniz “Fuat Avni”nin; “Erdoğan’ın yüzü kızardı, sinirden deliye döndü, damarları şişti, sesi titredi, kaşları havaya kalktı, odasında dönüp duruyordu, etrafına bağırıp çağırdı” gibi bir insanın mimikleri ve tepkileriyle ilgili onlarca gözlemi hayalden ibaret mi?.. “Fuat Avni” adlı twitter fe-nomeni, sinirleri bozulan bir insanın olası tepkilerini mi kaleme alıyor yoksa bizzat gördüğü ya da Erdoğan’ın yanı başındaki bir kaynağının yakından gözlemlediği tepkileri mi aktarıyor?.. Kim ne derse desin Fuat Avni; AKP iktidarının cemaate yönelik attığı adımları, kadrolaşmaları ve operasyon planlarını neredeyse yüzde 90 oranında doğru bilen haberleriyle, Erdoğan’ın çok uzağında olmadığı algısına yol açıyor... Erdoğan’ın en yakınında bir “Brütüs” mü var acaba?.. Yoksa cemaatin daha önce yerleştirdiği böcekler halen işler vaziyette mi?.. Aksine tüm teknolojik donanıma rağmen devletin Avni’yi bulamaması dikkat çekmeye devam edecek!..

Yüksekova