Atatürk'ün Montrö değerlendirmesi: ''Makul ama parlak değil''

''Makul ama parlak değil.'' Bu sözler Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e ait. Atatürk, Montrö görüşmelerini yürüten Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'a tebrik mesajında sözleşmeyi böyle değerlendirdi. Montrö hangi koşullar altında imzaladı? Atatürk'ün boğazlar için parlak dediği hedef neydi?

Atatürk'ün Montrö değerlendirmesi: ''Makul ama parlak değil''

20 Temmuz 1936'da imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin üzerinden tam 87 yıl geçti. Kurtuluş savaşından çıkmış genç Türkiye'nin kazandığı en önemli mevziilerden biri… Ancak boğazlarda kayıtsız şartsız tam egemenlik, Türkiye'nin önünde gerçekleşmeyi bekleyen bir görev olarak duruyor.

Türk halkı bu milli görevi, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ten alıyor. Tarihe düşen kayıtlar, Atatürk'ün Montrö ile ilgili görüşü, bugünün tartışmalarına ışık tutuyor. Mustafa Kemal Atatürk, Dışişleri BakanıTevfik Rüştü Aras'a gönderdiği mesajda, Montrö için ''Makul ama parlak değil'' ifadelerini kullanıyor.

Bugün Montrö'yü tartışırken, imzalandığı dönemin koşullarını iyi anlamak gerekiyor.

Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanmasının ardından 24 Temmuz 1923'te imzalanan Lozan Antlaşması'nın bir bölümünü, Türk boğazlarının statüsü oluşturuyordu.

Lozan Boğazlar Sözleşmesi ile Boğazların kontrolü Milletler Cemiyeti'ne bağlı başkanlığını Türkiye'nin yürüttüğü Uluslararası Boğazlar Komisyonu'na devredilmiş, boğazlar askersizleştirilmişti. Türkiye boğazlarda tam egemenlik sağlayamamış, askerden tecrit edilen İstanbul ve Boğazlar her türlü savunmadan mahrum bırakılmıştı.

Değişen dünya dengesinin etkisiyle Milletler Cemiyeti işlemez hale gelmiş, Versay Antlaşması çökmüştü. Japonya'nın Milletler Cemiyeti'nden çekilmesi, Almanya'nın Lokarno Güvenlik Anlaşmalarını sonlandırarak Ren bölgesine asker çıkarması ve İtalya'nın 12 adayı silahlandırması Türkiye'ye aradığı fırsatı verdi. Türk Hükümeti, Milletler Cemiyeti'ne başvurdu; değişen koşulları göstererek, Lozan Boğazlar Sözleşmesinin değiştirilmesini istedi.

Montrö Konferansı, 22 Haziran 1936'da Avusturalya, Büyük Britanya, Bulgaristan, Fransa, Yunanistan, Romanya, Sovyetler Birliği, Türkiye ve Yugoslavya'nın katılımıyla yaklaşık 1 ay sürdü. Türk heyetine Dışişleri Bakanı Dr. Tevfik Rüştü Aras başkanlık etti. Konferans, Karadeniz'e kıyıdaş olan ve olmayan devletler arasında çıkar çatışmaları yaşanırken, Türkiye meseleyi kendi güvenliği açısından ele aldı.

Sonuç metninde, Boğazlar Komisyonu ortadan kaldırıldı, ancak Türkiye'nin yetkilerine çeşitli kısıtlamalar getirildi. Türk tarafının, mutlak egemenliğe zarar veren bu kısıtlamalardan rahatsız olması nedeniyle, Türkiye lehine sözleşmeye geçicilik şartı konuldu. Montrö Boğazlar Sözleşmesi, 20 yıl geçerli olmak üzere 20 Temmuz 1936 yılında imzalandı.

Mustafa Kemal Atatürk, Sözleşme'nin imzalanmasından bir gün önce Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras'a dikkat çeken bir tebrik mesajı gönderdi. Atatürk şöyle yazıyordu:

''Dr. Aras

Türkiye Cumhuriyeti Dış Bakanı - Montreux

Tebrik ederim; Montreux Konferansı'nı pek parlak demeyeceğim, makul neticelendirebildiğinden dolayı. Ümit etmek isterim ki, dünya medeni ve insani alemi bizim Türklük namına aldığımız uysallığı, fedakarlığı takdir edeceklerdir. Yukarıda vermek istediğim parlaklığı, bu muvaffakiyetinizi zafer haline getirecek bundan sonraki yüksek neticeler almanıza saklıyorum.''

''Parlak olan daha önümüzde duruyor. neden çünkü Montrö ile belli bir mevzi kazandık ama Türkiye'nin kayıtsız şartsız tam egemenliğini kazanamadık. Önümüzde o parlak olanı yapma görevi var. O parlak olan ne; Boğazlarda yabancı bir devletle sözleşme yaparak değil kayıtsız şartsız egemenliğimizi sağlamak.''

Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, bir ülkenin egemenliğini belirleyen unsurun sözleşmeler değil, askeri gücü olduğunu vurguladı. Boğazlar'da kayıtsız şartsız tam egemenlik sağlamanın Türk milletinin önünde bir miras olarak durduğunu belirtti:

''Montrö kalksa ne olur. Hiçbir şey olmaz. Türkiye der ki, Yozgat gibi burası benim egemenliğim altındadır. Burada benim borum öter, Ticaret gemileri serbestçe geçer hiç merak etmeyin ama savaş gemilerine gelince ona ben karar veririm. İşte bu kayıtsız şartsız egemenliktir ve bizim vatana bakış açımızdır, Mavi Vatan'a bakış açımızdır, Boğazlar'a bakış açımızdır ve Montrö'ye bakış açımızdır. Bu nedenlerle Atatürk'ün ''parlak'' dediği hedeflerden vazgeçip makul olanla yetinmek çok büyük yanlış.''

boğaz türkiye yunanistan atatürk Mustafa emal atatürk vatan partisi almanya Dışişleri Bakanı fransa Doğu Perinçek bulgaristan sovyetler birliği Büyük Britanya romanya boğazlar lozan avusturalya möntro mustafa kemal Montrö Boğazlar Sözleşmesi Montrö Sözleşmesi türk hükümeti tevfik rüştü aras