Irgatlar seslendi: Biz de insanız

Nerede bir tarım faaliyeti varsa, onlar muhakkak orada. Pamukta, karpuzda, üzümde, elmada, portakalda, domateste, nohutta, buğdayda, mısırda onların alın teri var. Halk arasında "Irgat" olarak bilinen tarım işçileri çadırlarda kalıyor, zor şartlarda yaşamaya çalışıyor. Şanlıurfa'dan Adana'ya, Uşak'tan Konya'ya kadar yurdun dört bir yanına gidiyor, öz vatanlarında adeta mülteci gibi yaşıyorlar. En büyük şikayetleri ise kendilerine insan gözüyle bakılmaması.

Bu görüntüler bir mülteci kampına ait değil. Burası Adana'nın Karataş ilçesi. Görüntüler, mevsimlik tarım işçilerin kaldığı çadırlara ait. Halk arasındaki yaygın tabiriyle "ırgat" onlar.

Çukurova'nın bereketli toprakları, bu çadırlardan oluşan obalarla dolu.

Üreticiye göre onlar mevsimlik işçi. Ancak bu tabir sizi yanıltmasın. Yılın hangi mevsiminde, hangi ilde hangi ürün hasat edilecekse oraya gidiyorlar. Ömürleri yollarda, tarlalarda, çadırlarda geçiyor.

En büyük sorunları elektrik ve su ve çamur. Bazen de çadırları su basıyor.

Çocuklar ise çoğunlukla okula gitmiyor. Gidenler ise kilometrelerce yolu yağmur çamur demeden aşmak zorunda.

Çocuklarının okulda dışlandığını, hor görüldüğünü söylüyorlar.

Tuvaletleri de yok. Çukur kazıyorlar ama koku ve sinek sorun oluyor.

Onlar aslında topraksız köylüler. Bu yüzden Urfa'dan ve Güneydoğu'dan yurdun dört bir yanına çalışmaya gidiyor, mülteci gibi yaşıyorlar. Toprak reformu, en büyük ihtiyaç.

Bütün bu çile, günde 50 lira kazanabilmek için. 70 lira yevmiye onlar için ikramiye gibi. Karataş Ziraat Odası Başkanı Mustafa Yeşilyaprak ise üreticinin tarlada çalışanlara yaptığı ödemenin dışında, her 10 işçi için, çadır bekçisi, sucu, çaycı ve ırgatbaşıyla birlikte toplam 14 kişiye para ödemek zorunda kaldığını anlattı.

Devletin 15 yıl önce mevsimlik tarım işçileri için çamaşırhane, tuvalet ve banyolar yaptığını, ama korunamadığını söyledi.

ulusal.com.tr

adana Mersin Konya şanlıurfa uşak