Kudüs'ün tarihinde ne var

Bölgede tartışmalara neden olan başlıca konu kentin nüfus yapısı. Demografi değişikliğinin mimarı ise siyonist hareketin önde gelen figürlerinden Rothschild'e hitaben yazılan Balfour Deklarasyonu. Yani "Filistin topraklarında Yahudiler için bir vatan vadeden" mektup...

19. Yüzyılın ortalarına kadar Müslümanlar Filistin topraklarında çoğunluktaydı. Yahudiler de onlara en yakın topluluktu. 1882 ile 1922 arasında Yahudilerin sayısı arttı. Bugün nüfusun yüzde 37'sini Araplar yüzde 61'ini Yahudiler oluşturuyor.

Filistin halkını yok sayan batı 1948'de ise Filistin topraklarında İsrail devletinin kurulmasına zemin hazırladı. İngiltere koruma rejimine son verdi. Ve kentin sorumluluğunu Birleşmiş Milletlere bıraktı. Aynı gün, Kudüs'ün de yer aldığı topraklar üzerinde, Birleşmiş Milletler kararıyla İsrail devleti kurulur ve uluslararası statüye kavuşturulur.

Birleşmiş Milletlerin planına göre Kudüs bölünecekti. Arap-İsrail savaşıyla bu gerçekleşmedi.

İsrail Batı Kudüs'ü, Filistin de 1950'de Doğu Kudüs'ü ele geçirdi. 1967 savaşına kadar Kudüs için belirsiz bir statüko hakimdi. 1967'deki Altı Gün savaşı Kudüs'teki işgal koşullarını yarattı.

İsrail, bu savaşla Doğu Kudüs'ü Filistin'den aldı. Tarihsel olarak Kudüs'ün parçası olmayan bazı Arap mahalleleri ele geçirdi. Sınırları kuzey güney ve doğudan genişletti. 1980'de Kudüs'ü "Başkent" ilan etti. Hükümet binalarını Kudüs'e taşıdı. Ancak uluslararası toplum bunu kabul etmedi. O nedenle İsrail ile diplomatik ilişkisi olan 160 ülkenin de Kudüs'te elçiliği bulunmuyor.

Yıllar içinde İsrail'in "yerleşimci politikası" arttı. İsrail tek taraflı attığı adımlarla Doğu Kudüs'te konut inşalarıyla Yahudi mahallelerini genişletti.

İsrail'in iddiası kentin 3 bin yıldır Yahudilere ait olduğu yönünde. 70 yıldır da Kudüs'ün İsrail'in başkenti olduğunu savunuyor.

Suriye'de savaşın bitimi yaklaşırken bölgede tansiyon Kudüs'te yükseliyor.

ulusal.com.tr