Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, "Kavurmacı’yı müdafaa ederek AKP’ye fatura kesildiğini söylemek hem makul, hem meşru, hem de mantıklı bir değerlendirme değildir." ifadeleriyle yanıt verdi. FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın, sağlık sebebiyle denetimli serbestlik şartıyla tahliye edilmesine yönelik soruyu yanıtlayan Erdoğan, "Yargı denetimli serbestlik kararı vermiş, bunun beraatına karar vermemiş. Yargılama süreci devam ediyor. Dolayısıyla bu yargıyla ilgili bir sorun. Bunu kalkıp da şu anda siyasi partinin içerisinde herhangi bir konumu yeri olmadığı halde bu şekilde, AK Parti’ye fatura kesmeye kalkmak kimsenin haddine değil" demişti.

Bahçeli'den Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel seyahati öncesi gazetecilerin sorularını yanıtlamıştı.

FETÖ soruşturması kapsamında tutuklu yargılanan Kadir Topbaş'ın damadı Ömer Faruk Kavurmacı'nın, sağlık sebebiyle denetimli serbestlik şartıyla tahliye edilmesine yönelik soruyu yanıtlayan Erdoğan, "Yargı denetimli serbestlik kararı vermiş, bunun beraatına karar vermemiş. Yargılama süreci devam ediyor. Dolayısıyla bu yargıyla ilgili bir sorun. Bunu kalkıp da şu anda siyasi partinin içerisinde herhangi bir konumu yeri olmadığı halde bu şekilde, AK Parti’ye fatura kesmeye kalkmak kimsenin haddine değil" demişti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt verdi.

Bahçeli, şunları belirtti:

Partimizin bu haftaki Meclis grup toplantısında FETÖ’nün siyasi ayağı hakkındaki yorum ve değerlendirmelerim ses getirmiş, yankı bulmuştur.

Haklı bir şekilde FETÖ’nün siyasi ayağının üzerine gidilmesi, bu kapsamdakilerin tespit ve teşhirinin yapılmasını istemiş, dilemiştim.

Anlaşılan odur ki, Sayın Cumhurbaşkanı hiç beklemediğim, arzu ve tahmin etmediğim ölçüde grup konuşmamdaki bu sözlerden rahatsız olmuştur.

Bu rahatsızlık Sayın Cumhurbaşkanı’nın kendi takdiri, kendi bileceği bir husustur. İnandığımızı söylemek ilkeli siyasetimizin gereğidir.

Sayın Erdoğan’ın, 24 Mayıs 2017’de Brüksel’e seyahati öncesinde üzücü ve üslup açısından sorunlu açıklamaları cevapsız kalmayacaktır.

Bir defa bizim çağrı ve talebimiz hükümete yöneliktir. FETÖ’nün siyasi ayağının ortaya çıkarılması siyasi otoritenin başlıca vazifesidir.

Kavurmacı’yı müdafaa ederek AKP’ye fatura kesildiğini söylemek hem makul, hem meşru, hem de mantıki bir değerlendirme değildir.

FETÖ’nün siyasi ayağı ile ilgili bugüne kadar hiçbir adım atılmaması milli vicdanı ziyadesiyle sarsmış ve yaralamıştır. Bu açıktır.

Bu konuda en öncelikli görev hükümete düşmektedir. Emniyet, istihbarat ve yargıyı seferber edecek de hükümettir. Bu yalın gerçek ortadadır.

Hükümetin FETÖ’nün siyasi uzantıları konusunda inisiyatif almasını beklemek, konuyla ilgili milletimize tercüman olmak haklı bir duruştur.

FETÖ’nün siyasi ayağı olmadığını söyleyerek, alt kademe bazı siyasi yöneticileri hedef almak da milli vicdanı tatmin etmeyecektir.

Üstelik böyle bir yaklaşım FETÖ ile mücadelenin etkinliğini ve inandırıcılığını zayıflatıp yıpratacaktır. Buna da kimsenin hakkı yoktur.

Sayın Erdoğan’ın, siyasi ayakla ilgili temizlik yapılmadığını iddia edenin, iddiasını ispatlaması gerektiğine vurgu yapması temelsizdir.

Devleti yöneten bellidir. FETÖ’yle irtibat ve iltisakı olanların isim listesi hükümetin elindedir.İspat değil,icraatın konuşulması lazımdır.

Sayın Erdoğan, cinayet ve ihanet çetesi FETÖ’yle mücadelede iyi niyet ve samimi gayretimizi halen görmüyorsa diyecek bir şey artık yoktur.

“Kendi içindeki işleriyle uğraşsınlar, onları temizlesinler.” deniliyor. Şahsıma, FETÖ’cülerin isimlerini versinler ne yapacağımı görsünler.

Haddimizi biliyoruz. Haysiyetli davranıp hakikatin peşinden koşuyoruz. Ama bunu herkesin yapmasını bekliyoruz. Peki, hakkımız değil mi?

Siyasette dürüstlük, adalet, erdem, ahlak kurallarını görmezden gelmek Türkiye’yi ateşe atmak, milleti yok saymaktır. Biz buna karşıyız.

Sayın Cumhurbaşkanı, malumunuz, adalet ve hukuk herkese eşit uygulanmalıdır. Kavurmacı’yı bırakın, kavrulan ülkeye bakın.

“İhanet içinde olan babamın oğlu da olsa gözünün yaşına bakmayacağız” açıklamasının sonuna kadar ardında durulması tavizsiz temennimizdir.

ulusalkanal.com.tr

mhp devlet bahçeli cumhurbaşkanı erdoğan