Konya Belediyelerinde yabancı dil hastalığı
Geçen eğitim-öğretim yılında, MEB Dinöğretimi Genel Müdürlüğü, El Arabiyyetü Lügatüna’l Müştereketü=Bizim Ortak Dilimiz Arapçadır” sloganıyla Türkiye çapında bir yarışma düzenledi. Yarışmanın Konya ayağı 17-18.05.2013 tarihlerinde yapıldı. Çevremiz ve medyamız, “Ortak Dilimiz Arapçadır” yalanıyla süslendi.
Yusuf Dülger, din görevliliğinden emekli bir arkadaşımız, uzun yıllar imamlık yapmış. İslam tarihini çok iyi biliyor. Şu anda Konya İşçi Partisi yöneticilerinden. 1 Eylül 2013 tarihli mektubu, aslında bir kampanya başlatıyor. Bir aydınımızın Türkçeye özenen örnek tavrını sunuyoruz.
Konya belediyelerinin Arapça, Farsça, İngilizce gibi yabancı dillere karşı zaafı var. Bu ayıp Türk ve Türkçe düşmanlığından mıdır, Arap, Acem, İngiliz kültürünün bazı genlere işlemiş olmasından mıdır, bilemiyorum. Burada, cadde ve sokaklarımıza verilen birkaç ismi yazarak sizi düşündürmek istiyorum.
Selçuklu Karatay ve Meram’da sokak ve cadde adları
Selçuklu, Karatay, Meram ilçe belediyelerinin şehir rehberlerinden aldığım birkaç cadde ve sokak ismini birlikte okuyalım:
Hizranlı Sokak, Kadıfekale Sokak, Maun Sokak, Kutsal Cadde, Filistin Caddesi, Dervişan Sokak, Menzil Caddesi, Kavim (Mücahitler) Sokak, Sefahet Sokak, Minnet Sokak…
Saltanatçı kafalar
Bunları okuyunca aklınıza neler gelir? Kirlilik, sis, kötü insan tipleri, saltanatçı kafalar, Türk dünyasını unutanlar, Türkçeye sırtını dönenler, Filistin şarlatanları, zavallılar, eğlence düşkünleri, boynu bükükler…
Oysa biz cumhuriyeti kurunca kadılığı kaldırmıştık. Padişahlığı kaldırmış, demokrasiye geçmiştik. Tekke ve zaviyeleri kapatıp özgür bilim yuvalarını açmıştık...
Cumhuriyetin onurlu yurttaşları olmak, milletleşmek, minnetsiz yaşamak size yetmedi mi? Ne işiniz ve ilginiz var sizin bu sözcüklerle, isimlerle?
Bana, “adresini bildir, yazışalım” deseniz şunu yazmak zorundayım:
“Damat Mustafa Paşa Caddesi, Hacıibalı Mahallesi, Saltanat Sokak, No: 6, (veya Tunahan Sokak, No: 13) Karatay-KONYA
“Paşa, Hacıibalı, Tunahan, Saltanat, …”
Konya’nın yerel kafaları bize böyle adresler yazdırıyor.
Karamanoğlu Mehmet Bey’in fermanı
Karamanoğlu Mehmet Bey 726 yıl önce, Mayıs ayının 13’ünde biz Türklerin Arapça ve Farsçanın istilası altında ezildiğimizi görünce dayanamamış, Alaaddin Tepesi’nin altında şu fermanı yayınlamıştı:
“Bundan sonra divanda, dergâhta, mecliste, meydanda, Türkçeden başka dil kullanılmayacaktır!”
Mehmet Bey’in Türkçeciliği bize bir nefes aldırmıştı. Osmanlılar döneminde yine Arap-İran kültürünün işgali başladı. Sonra Atatürk’ün Türkçeciliği bizi kendimize getirirken çok geçmedi, kafası kültürel soysuzluğa uğrayanlar bizi yeniden Araplaştırmaya, Acemleştirmeye başladılar.
Gelinen noktada bugün: Soysuzlaşma akımını def etmek, Türkçenin namusunu kurtarmak zorundayız. Türk ulusu yabancı dillerin boyunduruğundan kurtulacak, dilsizlerin tarlasını sürmeyecektir.
“Arapça ortak dilimizdir” yalanı
Geçen eğitim-öğretim yılında, MEB Dinöğretimi Genel Müdürlüğü, El Arabiyyetü Lügatüna’l Müştereketü=Bizim Ortak Dilimiz Arapçadır” sloganıyla Türkiye çapında bir yarışma düzenledi. Yarışmanın Konya ayağı 17-18.05.2013 tarihlerinde yapıldı. Çevremiz ve medyamız, “Ortak Dilimiz Arapçadır” yalanıyla süslendi.
Arapça bizim ortak dilimiz mi?
Hayır! Bizim ortak dilimiz Türkçedir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin resmi dili Türkçedir.
Bize Arapçayı ortak dil diye yutturmaya kalkanlar kültürde soysuzlaşmayı temsil ediyorlar.
Konyalı ve elbette Türk halkı, Arapça üzerinden yapılan soysuzlaştırma projesini kabul edilemez. Konyalıya sorsanız, “Benim ortak dilim Türkçedir” der; Konya Büyükşehir ve merkez ilçe belediye başkanlıklarına, bu projeyi destekleyen cemaatçi kuruluşa “dur” der, o programa göz yummaz, tepki gösterir, göstermelidir. Biz görevimizi yaparsak gösterecektir.
Konya’da Almanca İngilizce âşıklığı
Konya belediyelerinde yalnız Arapça-Farsça âşıklığı yok; Almanca-İngilizce âşıklığı da var. Belleğimize “Kule Site”yi kazıyan, işyerleri ve levhalarındaki adların Almanca ve İngilizce olmasından hiç rahatsız olmayan belediyecilerimiz bu tutumlarıyla Türkçeden intikam alıyorlar, görevlerini savsaklıyorlar.
Belediyelerimiz Türkiye’nin parçasıdırlar. Türkçecilik belediye başkanlarının görevidir. Ben belediye başkanlarını Türkçeye dönmeye, ceplerindeki kimliğin hakkını vermeye çağırıyorum. Kendilerine diyorum ki:
Yabancı dillerin uşağı olmayın, Türkçenin âşığı olun.
Büyük önderimiz Atatürk, Türk kimliğini ve Türk milletini Türkçeyle tarif etmişti, hayati önemdedir. Türk demek, dil demektir. Ulusun açık niteliklerinden birisi de dildir. Her şeyden önce ve kesinlikle Türkçe konuşulmalıdır.
Doğu Perinçek
Aydınlık/Rota