Mehmetçiğe hastalıklı et gönderildi iddiası

Türkiye’nin en büyük tarım ve hayvancılık işletmelerinden Urfa'daki Ceylanpınar Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM)'nde hastalıklı hayvan skandalı yaşandığı iddia edildi. Geçen ay işten çıkarılan Aziz Kendik, Brucella hastalığı olan büyükbaş hayvanların TSK'ya gönderildiğini öne sürdü

Mehmetçiğe hastalıklı et gönderildi iddiası

TİGEM'de yaşanan sorunlarla ilgili ciddi iddialar ortaya atıldı. İddialara göre, hayvanlarda Brusella hastalığı ortaya çıktı, bir çok büyükbaş hayvan telef oldu. Hatta çalışanlardan altı kişi de bu hastalığa yakalandı. Hastalanan çalışanların tedavisi sürüyor.

Üstelik karantina kararı alınmasına rağmen binlerce hasta hayvan Urfa ve Diyarbakır Et Balık Kurumlarına gönderildi. Etlerin buradan askerlere de gönderildiği öne sürüldü. Çok sayıda işçinin işten atıldığı ya da sürgün edildiği de öne sürüldü.

İşletmede daha önce de garip şeyler olduğu öğrenildi. Üç yıl önce kenevir ekildiği tespit edildi, anız yakılması yasak iken burada yakıldı. Ancak ateş buğday tarlalarına sıçradı. Geçen aylarda da tedbir alınmadığı için yıldırım çarpması nedeniyle yangın çıktı ve binlerce dönüm ekin yandı. Aydınlık, işletmeye yönelik önemli iddiaları yetkililere sordu ancak cevap alamadı.

12 yıl boyunca işletmede çalışan işçi Aziz Kendik, şahit olduğu olayları Aydınlık gazetesine anlattı.

Kendik'in iddiaları şöyle:

“Ben ve 18 arkadaşım ramazan ayında işten atıldık. Özellikle vurgulamak isterim ki, biz vatanımız, milletimiz ve bayrağımıza canımızı verecek kadar bağlı kişileriz. Ben ve atılan arkadaşlarım Ak Parti üyesiyiz. Bizi atarlarken hiçbir gerekçe gösterilmedi. Sadece muhasebeden telefon ederek işimize son verildiğini açıkladılar. 60 işçi arkadaşımız da nisan ayında atılmıştı. Bu güzelim işletmede yapılan birçok kanunsuzluğun şahitleriydik. Bizi ister tekrar işe alsınlar ister almasınlar, önemli değil. Önemli olan çok büyük umutlarla kurulmuş, ülkemizin tarımını ve hayvancılığını geliştirecek böyle devasa bir kurumun, hakkını verecek, adil bir şekilde işletecek ellerde olmasını istiyoruz”

'KULLANIM TARİHİ GEÇMİŞ AŞI YAPILDI'

“Büyükbaş hayvanların bulunduğu ortam zaten hijyenik değildi. Ayrıca gözlerimizin önünde tarihi geçmiş aşılar yaptılar. İtiraz ettiğimizde ‘Amir siz misiniz, yoksa biz miyiz’ dediler. Hastalık yayılınca karantina kararı aldılar. Bu hastalığa yakalanan hayvanların ne eti yenir, ne de sütü içilir. Üstelik hastalık bulaşıcıdır, altı arkadaşımız bu hastalığa yakalandı.

'HASTALIKLI ETLER MEHMETÇİĞE Mİ GİTTİ?'

“En vahimi, karantinaya alınan bir yerde hayvan giriş çıkışı yasaklanır. Ama bunlar bin 500 hayvanı Urfa ve Diyarbakır Et Balık Kurumlarına sevk ettiler. 'Günahtır, yazıktır, ne yapıyorsunuz' dedik. Verdikleri cevap 'Merak etmeyin, bu etler askere gidecek. Büyük kazanlarda kaynatıp konserve yapacaklar. Böylelikle hastalık ve mikrop kalmayacak' şeklindeydi. Gece gündüz, yaz kış demeden sınırlarımızı bekleyen Mehmetçiğimize gönderilmesi bizi daha fazla üzdü. Hatta bu hayvanları taşıyan tır şoföründen biri olan M.A. Diyarbakır yolunda kaza yaptı ve hayatını kaybetti. Hayvanlar kaçtı, kaçanların bir kısmı yakalandı, yakalanamayanlar silah ile öldürüldü

'SUÇLU KÖPEKLER OLDU'

“İşletmede çalışan iki kız kardeş A. ve M.D., sokaktaki kimsesiz hayvanlara bakıyorlardı. Hem besliyor, hem de hasta olanları veterinere götürüp tedavi ettiriyorlardı. Bazı iş bilmez müdürler hastalığın köpeklerden geçtiğini söylediler. Bu hanımlar köpeklerin bu hastalığa yakalanmayacağını, onun için köpeklerden geçmediğini tıbben açıkladılar. Ancak sürgünden kurtulamadılar. Biri Konya’ya, diğeri Sivas’a sürgün edildi.”

'ÇALINAN KABLONUN PARASI GÜVENLİKÇİDEN KESİLİYOR'

İsim vermekten çekinen güvenlikçiler de şunları söylediler: “14 yıl önce işe başladığımızda kuyu sayısı 300, güvenlikçi sayısı 100 idi. Şimdi kuyu sayısı iki bine yaklaştı ama güvenlikçi sayısı 164. Başa çıkamadığımız için kuyular arasında döşenen bakır kablolar çalınıyor. Çalınan kabloların parası ise bizden kesiliyor. Kendilerine bakır kablo yerine alimünyum kablo döşensin dedik, kabul etmediler. Müfettiş geldi, rapor hazırladı. Hırsızlığı önlemek için en az 530 kişi ve 24 aracın olması gerekiyor dedi. Buna rağmen yeni kadro almıyorlar. Ne oluyorsa bizim maaşlara oluyor.”

ulusal.com.tr

tsk