YEP 2019-2021’in hedefi: İşçiye kölelik!

Mehmet Akkaya yazdı...

YEP 2019-2021’in hedefi: İşçiye kölelik!

Hazine ve Maliye Bakanı’nın “Bekleyin, büyük adımlar atıyoruz” dediği program açıklandı. Beklenti kuvvetlensin diye, adı da değiştirilmiş. Orta Vadeli Program, “Yeni Ekonomik Program” oluvermiş. 16 yıldır size de ait olan “Orta Vadeli Program”ın suyu mu çıktı? Çıkmış demek ki.

KRİZİN SEBEBİ, GEZİ OLAYLARI VE 15 TEMMUZ’MUŞ

Her şey yolunda giderken aniden ekonomiyi bozan, Gezi eylemi ve 15 Temmuz darbe teşebbüsüymüş meğer. Program diyor ki, “Gezi olayları ile başlayan, 17-25 Aralık 2013 yargı darbesi ve 15 Temmuz 2016 menfur darbe girişimleri ile devam eden dönemde... bu sürecin ülke ekonomisine olumsuz etkileri olmuştur.”

Emperyalist programı adeta emir komuta ilişkisiyle uygulamak, Cumhuriyet ekonomisini yıkmak değilmiş sebep. Oysa “Ulusal İstihdam Stratejisi” Gezi’den üç yıl önceydi. “Ekonomide Milli Seferberliğe” ya da kalan bütün kurumları bir çuvala doldurmaya ne demeli? Seferberlik savaşta olur. Gezi’nin ve 15 Temmuz seferberlik ilan etmenizi gerektirdiyse, ne kadar narin bir ekonomidir bu? Teşhis yanlışsa, ilaç da yanlış olur. Virüsü bulamayan doktor, hastayı döverek iyileştirmeye kalkıyor.

KRİZDEN ÇIKIŞIN YOLU, İŞÇİYİ KÖLELEŞTİRMEK Mİ?

24 Haziran seçimlerinden üç gün sonra 27 Haziran’da, kesinleşmiş sonuçlar bile açıklanmamışken, TİSK, Cumhurbaşkanını kutlamış, iki istekte bulunmuştu: Çalışma hayatını esnekleştirin, asgari ücreti düşürün.

Programın yaptığı da bu! Hatta daha da ötesi... Saldırıyor işçiye: Esnek çalışma, performans köleliği, kıdem tazminatına göz dikme ve BES için işçiden zorla kesinti.

“Ekonomi yönetimi ile ilgili kurumlar yeniden yapılandırılacak, liyakat ve performans odaklı insan kaynağı yönetimi... benimsenecek.”

Program, esnek çalışmada sınır tanımıyor. Her türlü esnekliye yol veriyor: “Hizmetin özelliğine göre uygulanacak esnek çalışma modelleri ile...”

Esnek çalışma köleliğinin o kadar sevmiş ki program, bir kez daha bastırarak yazıyor: “Kamu kurumlarının esnek çalışma ile iş tatmini ve verimi yüksek işgücüne sahip olmaları sağlanacaktır.”

AKP ve işverenler esnek çalışmayı niye bu kadar seviyor?

Örgütlenme, sendikalaşma, hatta toplusözleşme yok bu sistemde. Bazı çalışma biçimlerinde kıdem tazminatını ve emekli olabilmeyi rüyanda görüyorsun. Sebep bu!

KIDEM TAZMİNATI KONUSU HORTLUYOR MU?

Meşhur “FON” konusu, işçinin kıdem tazminatını tasfiye etme niyeti, yeniden hortlamış açıklanan programda: “Sosyal tarafların mutabakatıyla kıdem tazminatı reformu gerçekleştirilecek.”

22 Eylül 2018 tarihli Aydınlık’ın, “Ekonomi Programı Kıdem Tazminatını Vuracak mı?” başlıklı haberi okuyalım: “Zamanın Çalışma Bakanı Süleyman Soylu..., ‘bireysel kıdem tazminatı hesabı’ açılarak işverenin bu konudaki yükünün hafifleyeceğini söylemişti. Soylu, kıdem tazminatı ile ilgili yüzde 8.33 olan rakamın, kademeli olarak yüzde 3.75’e indirilmesi için çalışma içinde olduklarını itiraf etmişti. Bu bir işçinin en az yüzde 55 hak kaybı yaşayacağı anlamına geliyor. Fon sisteminde 30 güne dokunulmadığı takdirde bile.”

İŞSİZLİK FONU YETMEDİ, BES FONU

Program diyor ki, “Yarım çalışma ödeneğinin etkin şekilde uygulanması sağlanacaktır.” Diğer yarısı İşsizlik Fonu’ndan karşılanacak.

Sanayici, tarım, batan şirket, işsiz, teşvikteki işçinin sigorta primi... İşsizlik Fonu bitmez kuyu değil ki! Başka kaynak lazım... Akıllarına yine işçi geliyor. “Çalışanların işverenleri aracılığıyla bireysel emeklilik sistemine otomatik olarak katılması uygulaması yeniden yapılandırılarak daha sürdürülebilir hale getirilecektir.”

Otomatik katılma! Zorla yani. Çalışanları nereye zorla katıyorlar? Sigortalı olmaya. E zaten hepsi SGK’lı, sigortalı. O halde bu ne? Çoğu yabancı olan bu şirketleri niye besliyor AKP?

Önce emperyalistlerin isteği içindi. Şimdi de Åyama kapatmak için.

BES’lerin danışmanlığını da yapan Hürriyet yazarı Noyan Doğan’ın 24 Eylül 2018 tarihli yazısından alıyoruz ki, hükümetin gerçek niyeti üç yıl boyunca bütün çalışanları zorla üye olarak tutmak ve zorla kesinti yapmak. Bütçenin diğer delikleri -giderek büyüyen deliklere yeterse- buradan yamanacak.

Görünen o ki, AKP krizi de anlamamış, çıkılacak yolu da.

İşçiye saldırmak, hem çare değil, hem akıl işi değil.

Sendikacılar, Türk-İş, Hak-İş ve DİSK yöneticileri, programı incelemiştir umarım.

Aydınlık

aydınlık mehmet akkaya