Türkiye'yi AiHM'de Perinçek savunmalı!

Türkiye'yi AiHM'de Perinçek savunmalı!

13 Ocak Salı günkü Aydınlık Gazetesi manşeti, "PERİNÇEK'İN YASAĞI HÂLÂ KALKMADI - TÜRKİYE'Yİ AİHM'DE KİM SAVUNACAK?" şeklindeydi.

Türkiye'yi AİHM'de kimin savunması gerektiği besbellidir.

Soykrım yalanlarına karşı Türkiye'yi şimdiye dek en kararlı şekilde kim savundu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan mı?

Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül mü?

Başbakan Ahmet Davutoğlu mu?

Sözde Atatürkçü, Ana Muhalefet Partisi (Y-CHP) Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu mu?

Sözde Milliyetçi Muhalefet Partisi (MHP) Başkanı Devlet Bahçeli mi?

Kürtçü, Türk, Türkiye düşmanı partiler mi?

Ötekiler mi?

Bunlar şimdiye dek parmaklarını kımıldatmamışlardır, kımıldatmamaktadırlar ve kımıldatmayacakları da besbellidir...

PERİNÇEK TEK DOĞRU İSİM

Türkiye Cumhuriyetini şimdiye dek bu ulusal davada kararlılıkla savunan kişi İşçi Partisi Genel Başkanı, Anayasa Hukuku Doktoru Doğu Perinçek olmuştur ve yine savunmak için elinden geleni yapmak istemektedir. Doğrusu da onun savunmasıdır.

Neden?

1. Dr. Doğu Perinçek daha 1968 yılında Anayasa Hukuk Doktoru olmuştur. Avrupa anayasalarını bilen bir hukuk uzmanıdır.. Dört yıl Türk Hukuk Kurumu yöneticiliği yapmıştır.

2. Ermeni sorunu üzerine araştırmalar yapmış ve çok sayıda yazılar yazmıştır. Rus-Sovyet arşivlerinin binlerce belgesini incelemiştir. Bu konuda da uzmandır.

3. Almancaya hakimdir. İngilizce bilir.

4. 54 kitap yazmış, 6 kitap hazırlamış/derlemiş, üç kitap çevirmiş, beş kitabı başka dillere çevrilmiş olan uluslararası alanda tanınmış bir yazardır. Düşünce ve anlatım özgürlüğünü en kararlılıkla savunacak kişidir. Bunu savunduğu için mahkum edilmesi uluslararası alanda büyük tepkilere yol açar.

5. Vatanı ve vatanın çıkarlarını herşeyin üstünde tutan dik duruşlu bir yurtsever olduğunu, İsviçre'de savcıya açık ve net bir şekilde şu sözlerle dile getirerek bir kez daha sergilemiştir:

"Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa'nın birçok parlamentosu, Ermeni soykırımını kabul etti. Bu uluslararası bir yalandır. Bu tarihsel bir yalandır. O zaman, Birinci Dünya Savaşı koşullarında, üç emperyalist devlet; İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusyası, bizim anavatanımızı paylaşmak istediler. Ve biz ülkemizi savunduk. Bu soykırım değil, fakat vatan savunmasıydı. Vatan savunması, insanlığın en yüksek hakkıdır".

..." ben yalandan yana değil, fakat gerçekten yanayım. Dünya dönüyor. Ben aynı zamanda tarihçiyim. Ankara Hukuk Fakültesi'nde görev yaptığım zaman Kamu Hukuku meseleleri üzerinde çalıştım ve aynı zamanda Ermeni sorunu üzerine araştırmalar yaptım ve yazdım. Rus-Sovyet arşivlerinin belgelerini de inceledim. Binlerce ve binlerce belge kanıtlamaktadır ki, o zaman yaşanan olaylar halklar arasında karşılıklı kırımdı; soykırım değildi. Ermeniler, emperyalist devletlere alet oldular. Türkiye, kendi vatanını savundu. Bu konu en iyi İsviçre'de anlaşılır. Bir büyük devlet eğer Fransızca konuşan İsviçrelileri veya İtalyanca konuşan İsviçrelileri kışkırtacak olsa ne yaparsınız? O zaman vatanınızı savunursunuz, tıpkı bizim yaptığımız gibi. En yüksek hak, düşünce özgürlüğü yanında vatanı savunma hakkıdır. Bu, elbette sizin anayasanızda da var. Ben anayasa hukuku uzmanıyım. Avrupa anayasalarını biliyorum".

(http://talatpasa1915.com/tr/makaleler/86-dogu-perincek-winterthur-savcilarina-verdigim-ifade)

KÖPEKLER SALINDI TAŞLAR BAĞLANIYOR

Perinçek'i engellemek isteyenler ise yalnız diyaspora, Ermenistan, İsviçre, Fransa, ABD ve diğer soykırım yalanlarının üreticileri değil, aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti içindeki bazı güçlerdir.

Emperyalizm köpeklerini üstümüze salmıştır, Türkiye Cumhuriyeti'nde bazı güçler de taşları bağlamaya çalışmaktadır.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da duruşmaya Doğu Perinçek'in katılmasından yana olduklarını söylemişti. Buna rağmen Perinçek'in yasağının kalmaması yargıdaki pararlel yapıyı akla getirdi.

Çavuşoğlu'nun Anadolu Ajansına verdiği bir demecinde cemaatı hedef alması da bu kuşkuyu güçlendirmektedir. “Bu kişiler ‘biz Türküz’ diyor ama bu ülkeyi zayıflatmak için her türlü şeyi yapıyor” diye konuşan Çavuşoğlu, ABD’de Türkiye aleyhine kararlar alınması için yoğun çaba sarf ettiklerini vurgulamıştı. Çavuşoğlu, bu kişilerin bulundukları her yerde çok para harcadıklarını da ifade etmişti. Paralel Yapı’nın Ermeni meselesinde bile Türkiye’nin aleyhinde çalıştığının altını çizen Çavuşoğlu, “2015 olayları, diğer olaylar... Türkiye’nin aleyhine ne kadar unsur varsa onlarla işbirliğine giriyorlar” şeklinde konuşmuştu.

ULUSLARARASI SKANDAL

Her ne olursa olsun uluslararası alanda saygınlığı olan İşçi Partisi Genel Başkanı, Anayasa Hukuku Doktoru Gazeteci Yazar Doğu Perinçek'in bu davaya katılmasının engellenmesi ülkemiz açısından büyük bir ayıptır. Utanç vericidir. Uluslararası bir skandaldır.

Tüm hukuk, gazeteci, yazar, kültür, siyaset insanlarımız, örgütlerimiz ivedilikle harekete geçip bu yasağın kaldırılmasını sağlamalılardır.

Dava, Doğu Perinçek'in özel davası değil, hepimizin, Türk ulusunun, Türkiye Cumhuriyeti'nin davasıdır.

Not: Hukukçu, Tarihçi ve on yıldan fazla zamandır soykırım konusunda araştırmalar yapan Mehmet Perinçek'in, soykırım yalanlarına karşı mücadele eden Talat Paşa Komitesi Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin'in, Talat Paşa Komitesi Eski Genel Sekreteri Gazeteci, Yazar, Siyasetçi Ferit İlsever'in ve daha pekçok önemli ismin yurtdışı yasakları da hemen kalkmalıdır. Bunlara karşı açılan davalar çökmüştür. Kaçma ya da delil karartma olasılıkları yoktur. Asıl suç keyfi yasaklarda ısrardır.

Abdullah Gürgün

ulusalkanal.com.tr

aydınlık gazetesi aihm perinçek-isviçre davası Beni alın Perinçeki Gönderin abdüllah gürgün