Şam Opera Evi savaş koşullarında da faaliyetlerine ara vermedi

Suriye’de sanatın kalbi olan Şam Opera Evi, faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Dünyanın en büyük ordularının ülkede yürüttüğü operasyonlar, şehirlerde patlatılan bombalar, roket yağmurları... Hiç bir şey bu güne kadar Opera Evi’nin sesini kısamadı. Müziğin direniş biçimine dönüştüğü Suriye’de zaman zaman konuk sanatçılar da ülkeye geliyor. Sanatın ve savaşın nasıl bir arada yürüdüğüne Opera Evi’nin penceresinden bakalım.

Şam Opera Evi savaş koşullarında da faaliyetlerine ara vermedi

Şam semalarının son altı yıldır alışık olduğu savaş sesleri altında, Ulusal Senfoni Orkestrası, Maestro Missak Bağbudaryan yönetiminde konser verdi.

Konuk sanatçı İtalyan tenör, Joe Fallisi’ydi. O da Suriye Ulusal Senfoni Orkestrası’nın sesine katkı sunmak için Milano’dan geldi.

Suriye için şiir okuyan İtalyan sanatçı, konser bitimi Suriye milli marşınına katıldı. Peşinden slogan atarak Suriye direnişine destek verdi.

Suriye’de savaşı ve sanatı Suriye Ulusal Senfoni Orkestra Maestro’su Missak Bağbudaryan’la konuştuk. Aile adının Türkçe olduğunu belirterek başladı söze.

"Aslında ailemin adı Ermeni adı değil. Türkçe’den geliyor. Soyadımız Bağbudaryan. Bağ, bahçe anlamında. Budar budanmış, üzüm toplayan insanlar, büyük dedem yapıyormuş."

Savaş boyunca bir çok ülkeden Suriye’yi terk etmesi için teklif almış. Özellikle Suriye Hükümeti aleyhine konuşması istenmiş. Bu yöndeki telkinleri reddeden sanatçı, “sonunda anladılar beni rahat bıraktılar” diyor.

"Benim şahsi fikrim Opera Evi basit bir gösteri ortamı değil. Opera Evi toplumun bütün renklerinin, hatta politik olarak ayrı görüşte olan insanların bir araya geldiği yerdir. Bu insanlar burada sanat ve kültür ortamını paylaşıyor. Bu unsurlar, toplumu bir arada tutmak için gereklidir. Şayet şu soruyu düşünecek olursak; savaş sürecince müzik olacak mı olmayacak mı?"

Sanatçı müzik yapmanın da politik bir eylem olduğunu söylüyor. Kriz boyunca, hatta Şam’a roket yağdığı günlerde bile “işimizi yapmaya devam ettik” diyor.

"25 Ocak 2015 bir konsere hazırlanıyorduk opera evinde. Öğlen iki ya da üç sıralarıydı. Konser saat beşteydi. Şam’a roket yağıyordu. Seçenkler; evimize dönmek ya da tiyatroda kalıp provamıza devam ederek konseri yapmaktı. Bazı mensuplarımız “konsere bombardıman altında kim gelecek” diye sordu. “Ve biz neden konser yapıyoruz bu bizim için de hayati tehlike taşıyor.” dediler. Beşi çeyrek geçe önümüze bakınca büyük bir kalabalığın konseri izlemeye geldiğini gördük. Sonra burada kalmanın bunun bizim sorumluluğumuz olduğunu fark ettik."

O gün izleyiciye büyük saygı duyduklarını söyleyen Bağbudaryan, sanatçıların toplumun diğer kesimlerinden kendisini ayıramayacağını söylüyor.

Şam Opera Evi’nde 150 civarı öğrenci var. Ortadoğu’nun ilk kadın orkestrası çalışmalarına burada devam ediyor. Faaliyet masraflarının tamamı devlet tarafından karşılanıyor. Şam’da savaş ve sanat kol kola gidiyor.

Haber – Kamera: Mehmet Kıvanç / Şam

ulusalkanal.com.tr