Cargill’in ÇED’siz ek tesisine yürütmeyi durdurma!
Bursa 3. İdare Mahkemesi, Amerikan Cargill firmasının Orhangazi’deki fabrikasında biyoetanol üretmek üzere kuracağı ek tesis için “ÇED gerekli değildir” kararı veren Bursa Valiliği işleminin yürütmesini durdurdu. Mahkeme, yürütmeyi durdurma kararına gerekçe olarak, tesisin doğal çevre açısından telafisi olanaksız zararlar yaratabileceğini gösterdi.
İdare Mahkemesi’nin kararını, Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, davacılar arasında yer alan Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Erkan Yaslıoğlu, Kimya Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Rengin Demiröz ile Bursa Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Bursa Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Özdemir, Bursa Barosu önceki başkanlarından ve 20. Dönem Bursa Milletvekili Av. Yahya Şimşek, Bursa Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu Başkanı Av. Eralp Atabek ile avukatların katılımıyla düzenlediği basın toplantısında açıkladı.
22 yıllık Cargill özeti
Bursa’nın Orhangazi İlçesi sınırlarında kuruluşu 1997 yılına uzanan ve mısırdan nişasta bazlı şeker üreten Amerikan Cargill fabrikasında yapılmak istenen ek biyoetanol tesisi için Bursa Valiliği’nin “ÇED gerekli değildir” kararının yürütmesinin, Bursa 3. İdare Mahkemesi’nce durdurulduğunu açıklayan Altun, “Bu kararın ne anlama geldiğini anlamak için öncelikle, 22 yıl öncesinden bugüne Bursa Barosu öncülüğünde sivil toplum örgütleri ve çevreci yurttaşlarca verilen mücadeleyi, bu süreçteki hukuki aşamaları, daha doğrusu hukuksuzlukları hatırlamak gerekmektedir” dedi. Altun şöyle devam etti:
“1997 yılında Cargill Orhangazi fabrikasının, bütün imar planları, yasa ve yönetmeliklere aykırı bir şekilde kurulmasına izin veren idare aleyhine açılan yürütmeyi durdurma ve iptal davalarında önceleri hukuk galip gelmiş, hatta bir süreliğine fabrika kapatılmıştır. 60’dan fazla ülkede tesisi bulunan Amerikan şirketinin oluşturduğu lobi, her türlü yolu denemiş, bağımsız karar verebilen yargıyı dolanabilmek, verilen yürütmeyi durdurma ve iptal kararlarını kadük hale getirebilmek için tesisin bulunduğu alanın Gemlik sınırlarına bile aldırmıştır. Bu da engellerin aşılmasına yetmeyince metinde adı tam olarak yazılmasa bile Cargill için hazırlandığı çok belli olan iki yasal düzenleme yapılmış, Türki Büyük Millet Meclisi’nde saatlerce Cargill mesaisi yapılmıştır. Hukuksuzlukları meşru kılmak için yapılan toplantılar için Başbakanlık binası adeta Cargill ofisine dönüştürülmüştür.
Yargı aşaması utancımız!
Bunlar sadece idari katmanlarda yaşananlar… Yargı boyutunda yaşananlar da bağımsızlık adına utanç vericidir. İlk aşamada yürütmeyi durdurma ve iptal kararı veren hakimler sürgün edilmiş, idare mahkemesi kararlarını uygulamayan idareciler hakkında açılan tazminat davalarında bazı hakimler önce davaları reddetmişler, Yargıtay’ca bozulunca da bozmaya uymuş ama yine reddederek, hukuk literatüründe olmayan tanım ve kavramlar yaratmış, idarecileri koruma yolunu seçmişlerdir.
Son aşamada Cargill tesisi, özel yasalar çıkarılarak ‘yasal’ hale getirilmiştir, ancak yasallık hukukilik değildir. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nce tespit edilmiştir.”
Güncel gelişme yürütmeyi durdurma
Bursa Barosu Başkanı Av. Gürkan Altun, daha sonra güncel gelişmeye ilişkin bilgi verdi. Bursa Barosu, Kimya Mühendisleri ve Ziraat Mühendisleri odalarının Bursa şubeleriyle, Av. Erol Çiçek ve Av. Ali Arabacı tarafından açılan davada yürütmeyi durdurma kararı verildiğini belirtti ve Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin şu gerekçesini okudu:
“…dosyada mevcut bilgi ve belgelerle, bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden; yapılması planlanan tesisin bulunduğu alanın zeytinlik alanlarına ve tarım arazilerine yakınlığı, gelinen süreçte tesise ilişkin 2009 yılında verilen 'ÇED gerekli değildir' kararı sonrasında değişik tarihlerde verilen birçok ÇED Yönetmeliği Kapsam Dışı kararları da dikkate alındığında projenin uygulanması ile birlikte önemli çevresel etkilerinin olacağı, projenin uygulanacağı saha, coğrafya ve tesisin geldiği aşama bir bütün olarak değerlendirildiğinde, gerek su kaynakları, canlı ve bitki çeşitliliği ve gerekse de Bursa ilinin ve özellikle de Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak tescil edilen İznik Gölü'ne yakın olan projenin uygulanacağı sahanın tarımsal potansiyeli ile projenin olası etkileri dikkate alındığında bilirkişi raporunda da vurgulanmış risk ve etkiler sebebiyle ÇED sürecinin işletilmesi ve neticede ortaya çıkan duruma göre iş ve işlemler gerçekleştirilmesi gerektiği kanaatine varılmış olup, belirtilen sebeplerle dava konusu idari işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; hukuka aykırılığı açık olan dava konusu işlemin (...) yürütülmesinin durdurulmasına (…) kesin olmak üzere 09/07/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”