İftarda ve sahurda, kimler, nasıl beslenmeli?
Ramazan ayının yaklaşmasıyla oruç tutan yurttaşlar, iftarda ve sahurda beslenmelerine dikkat etmeli. Kimlerin, nasıl besleneceğini İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Dr. Özgür Şamilgil anlattı.
Kalp-damar hastaları ve kalp yetersizliği olanlar, inme geçirmiş hastalar nasıl beslenecekler?
Vücudumuzun yaklaşık yüzde 60'sı, kanımızın çok büyük bir kısmı yüzde 92 kadarı sudan oluşuyor. Buna bağlı olarak, kalp damarlarında darlık olan yurttaşların oruç nedeniyle uzun süre susuz kalmaları kanın koyulaşmasına neden olabilir. Dr. Özgür Şamilgil, koyulaşmış kanın daralmış yerlerden geçerken pıhtılaşarak aniden damarda tıkanmaya yani kalp krizine yol açabileceğini aktardı. Şamilgil, aynı zamanda, iftarla sahur arasında kalan 7 saatlik süreyi iftar sırası, yatmadan önce ve sahurda olacak şekilde üçe bölerek dengeli bir şeklide sıvı tüketilmesi gerektiğini söyledi.
“İdrar renginin koyulaşması su kaybının göstergesidir”
Şamilgil, şöyle konuştu: “Oruç saatlerinde terle su kaybına engel olmak için sıcakta dolaşmamak, vücudun ısısını arttırmamak için fazla hareketten kaçınmak gerekiyor. Gün içinde idrar renginin koyulaşması su kaybının önemli bir göstergesidir. Bu durumda kan basıncını koruma refleksleri devreye girer. Damarlar daralır, kalp ritmi hızlanır ve hatta ritm bozukluğu ve tansiyon yükselmesi görülebilir.”
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü, iftarda ve sahurda kana yavaş su geçişi sağlaması için kabuklu salatalık, karpuz, kayısı gibi sulu meyveler tüketmenin ani sıvı yüklenmesine bağlı kalp yetersizliği riskini azaltacağını hatırlattı. Ayrıca Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü, idrarla sıvı kaybına neden olmamak için sahurda idrar söktürücü özelliği nedeniyle çay ve kahve içilmesini önerdi. Şamilgil, "Kalp hızını yavaşlatan bazı kalp ilaçları da uzun süren açlık ve susuzluk döneminde ani tansiyon düşüklüğü ve bayılma riski yaratabilir" açıklamasını yaptı.
En riskli hasta grubu şeker hastalarına iftar ve sahur önerileri
Oruç açısından en riskli hastaların başında şeker hastaları geliyor. Kan şekerini dengeleyen sistemin bozuk olması oruç sırasında ani şeker düşüklüğü ve veya susuzluğa bağlı koma, tansiyon düşüklüğü, bayılma ve zaten şeker hastalığından etkilenmiş olan böbreklerin yetersizliğe girmesine, damarlarda pıhtılaşmaya bağlı kalp krizi ve inmeye neden olabiliyor. Bu risklere rağmen oruç tutacak olanların hiç olmazsa, üç ana öğün olacak şekilde iftar ve sahur arası bir ana öğün planlaması gerekiyor.
Şeker hastaları için riskli gıdalar?
Beyaz unlu gıdalar; ekmek, pide, pizza, börek, poğaça, kek, kurabiye, ayrıca pirinç, patates.
Şerbetli tatlılar örneğin tulumba tatlısı, baklava, şekerpare, revani, lokma, kadayıf, künefe, şöbiyet, kemalpaşa, çikolata, bal, reçel...
Şekerli meşrubatlar, meyve suları.
Şeker oranı yüksek meyveler, örneğin muz, üzüm, incir, kavun.
Bunların yerine; süt, peynir, yoğurt, ayran, kefir, yumurta, zeytin, yeşil sebze, çavdar ekmeği, kepekli ekmek, ızgara et! balık, tavuk gibi proteinden zengin, domates, salatalık ve meyve çeşitleriyle beslenmeyi tercih etmesi önerilir. İftarda un içermeyen sebze çorbası, sebze ve zeytinyağlı yemeklerin tüketilmesi uygun olacaktır. . Gündüz aşırı acıkma riskine karşı bulgur pilavı, kuru fasulye, nohut, mercimek, benzeri protein ağırlıklı gıdalar yenmesi faydalı olacak.
Protein içeren gıdalar, mideden barsağa yavaş geçerler, uzun süreli tokluk hissi sağlarlar. Ayrıca yavaş çiğnemek ve yemek sırasında fazla su içmemek yine sık acıkmayı engelleyen önlemlerden.
Yüksek kan basıncı olan hastalar iftar ve sahurda nasıl beslenecekler?
Dr. Özgür Şamilgil, şöyle yanıtladı: “Tüm tansiyon ilaçları son kademede oruç tutmayan kişiler üzerinde denendikten sonra onay alınarak piyasaya sürülüyor. Oruç tutan kişilerde susuzluk nedeniyle bu ilaçlar, hem aşırı ve ani tansiyon düşüklüğüne neden olabiliyor hem de kanda yoğunlaşarak daha fazla yan etki yapacak düzeye ulaşabiliyor.
Yine de oruç tutacak tansiyon hastalarının doktorlarına danışarak ilaç dozlarını azaltmak veya özellikle idrar söktürücü yani su kaybını artıran tansiyon ilaçlarını değiştirmeleri gerekebilir.
Özellikle sahurda çay, kahve ve idrar söktürücü özellikteki bitki çayları yerine ayran, soda veya süt tüketmeleri riski azaltabilir. Sahurda hiçbir şekilde çok susatan, fazla tuzlu ve şekerli gıda tüketilmemeli.”
Mide ülseri, kabızlık, reflü ve benzeri barsak sorunu yaşayanlara öneriler
Uzun süreli açlığa bağlı artan mide asidi, gastrit, ülser (mide yarası), kabızlık, kolit (barsak iltihabı), basur gibi sorunları arttırıyor ve kötüleştiriyor.
Buna rağmen oruç tutmakta ısrar eden bu tür hastaların, mide asidini arttıran gıdalardan uzak durmaları gerekmiyor. Çiğ sebze, sarımsak, soğan, domates, acı biber, meyve yerine, zeytinyağlı sebzeler, hoşaf, komposto gibi pişmiş meyveler, kızartma yerine başlanmış ya da ızgara balık, tavuk, et, yumurta, yoğurt tüketimi faydalı olabilir. Kahve ve çay yerine adaçayı, zencefil, nane, ıhlamur çayı tercih edilmeli.
Reflü sorunu olanların mide hacmini fazla arttırmayacak miktarda gıda almaları, aynı nedenle yemek sırasında fazla sıvı tüketmemeleri, mideden yemek borusuna asid kaçağını önlemek açısından faydalı olacak. Yemek üzerinden 2 saatten fazla süre geçmeden yatmak reflü olasılığını artırıyor. Yine de mecbur kalınıp yatılacaksa yatak başını ayaklarına takoz koyarak 10 cm kadar yükseltmek reflü riskini azaltabiliyor.
Alerji tedavisi görenlere öneriler
Vücudun suyunun oruç nedeniyle eksilmesi, solunum yollarının doğal savunma sistemini zayıflatarak hava yollarında spazma yani daralmaya neden olarak astım ataklarının artmasına yol açmakta, üst solunum yolu hastalıklarına, yazın soğuk algınlığına yakalanmaya neden oluyor. İftarda sigara tiryakilerinin peş peşe sigara yakmaları, astım ataklarını tetikliyor. İftar sahur arası 2-3 litre kadar su, ayran, soda içilmesi, hekime danışılarak balgam yumuşatıcı kullanılması, oruca bağlı riskleri azaltabilir.
Bağışıklık sistemi zayıf olanlar nasıl beslenecekler?
Çeşitli nedenlerle bağışıklık sistemi zayıflamış veya kanser ya da romatizmal hastalıklar nedeniyle alınan ilaçlara bağlı bu sorunu olanların oruç tutmaları önerilmiyor.
Bu kişilerin basit mikroplara karşı dayanıksız hale gelmiş olmaları özellikle oruç sırasında daha kolay hastalanmalarına neden olabiliyor. Özellikle organik çiğ sebze, meyve, kuruyemiş tüketimi bu kişileri daha dayanıklı hale getirebiliyor. Koyu yeşil yapraklı sebzeler örneğin, ıspanak, roka, semizotu, ebegümeci, tere, nane, kırmızı lahana, havuç, çilek, kiraz, vişne, böğürtlen, dut, mavi yemiş (yaban mersini), kavrulmamış badem, ceviz ve fındık bu hastaların oruç tutmakta ısrar ederlerse dayanıklılıklarına yardımcı olması mümkün.
ulusalkanal.com.tr