Akar: Türkiye'ye karşı hava ve füze tehdidi var
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, S-400 füze savunma sistemine ilişkin, "Ekim 2019'dan itibaren bunun kurulum çalışmaları başlayacak. Şu anda personel seçimi safhasındayız. Seçilecek personel 2019 yılının başlangıcından itibaren Rusya'ya eğitime gönderilecek. Orada gerekli eğitimleri alacak, gelip görevlerinin başına geçecekler." dedi.
Milli Savunma Bakanı Akar, AA muhabirine, Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400 füze savunma sisteminin kurulum aşaması ve ABD'nin F-35 savaş uçaklarını teslimine ilişkin açıklamada bulundu.
Akar, S-400'ün savunma meselesi olduğunun altını çizerek, Türkiye'ye ve Türk milletine karşı ciddi şekilde hava ve füze tehdidi bulunduğuna işaret etti.
Bu tehditlerin engellenmesi için gayret gösterildiğini, bunun şartları olduğunu dile getiren Akar, bu şartların ortaya konulduğunu, çeşitli ülkelerle temasa geçildiğini ancak istenen cevapların alınamadığını anlattı. Akar, temasa geçilen ülkeler arasında ABD ile Fransa-İtalyan ortaklığı bulunduğunu hatırlattı.
Bunun sonucu olarak Rusya ile anlaşmanın imzalandığını, takvimin başladığını vurgulayan Akar, "Ekim 2019'dan itibaren bunun kurulum çalışmaları başlayacak. Şu anda personel seçimi safhasındayız. Seçilecek personel 2019 yılının başlangıcından itibaren Rusya'ya eğitime gönderilecek. Orada gerekli eğitimleri alacak, burada gelip görevlerinin başına geçecekler." dedi.
Sistemin kurulacağı yerlere ilişkin çalışmaların sürdüğünü kaydeden Akar, Hava Kuvvetleri Komutanlığının yoğun bir şekilde hava ve füze tehditlerine karşı değerlendirme yaptığını, değerlendirme sonuçlarına göre sistemlerin uygun yerlere konuşlandırılacağını söyledi.
Sistemin NATO sisteminden tamamen ayrı şekilde ve bağımsız kullanılacağını aktaran Akar, "ABD'nin veya NATO'nun endişelerini yersiz buluyoruz. Burada hiçbir şekilde ABD veya NATO sistemlerine tacizin olmasına, herhangi bir rahatsızlık verilmesine de müsaade etmeyiz. Bu bir tercih meselesi değil bu bir zorunluluktu." diye konuştu.
"Bizimle işbirliği yapanlarla işbirliğimizi sürdüreceğiz"
Akar, 81 milyonun ve 780 bin kilometrekare vatan toprağının dışarıdan gelecek muhtemel uçak ve füze tehdidine karşı korunması için bu sistemin hayata geçirileceğini söyledi.
Patriot ve SAMP/T için yapılan müracaatın cevabının hala beklendiğini belirten Akar, "Burada biz artık her şeyi alan ülke değil, alıp bilgiyi üreten, imal edebilen bir ülke konumundayız. Bu nedenle anlaşmalarda bazı şartlarımız var. Bunu S-400 sağladığı için de biz S-400 ile bunu gerçekleştiriyoruz." ifadesini kullandı.
Akar, meseleye ülkelerin egemenlik ve bağımsızlığı, savunma ve güvenlik ihtiyaçları açısından bakılması gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin alıcı değil aynı zamanda üretici olmak istediğini dile getiren Akar, "Bu konuda bizimle işbirliği yapanlarla da işbirliğimizi sürdürmeye devam edeceğiz." dedi.
"Dört pilotumuz Amerika'da eğitimlere başladı"
Bakan Akar, Türkiye'nin program ortağı olduğu ve test uçuşları Haziran'da ABD'de Türk pilotlarca yapılan F-35 savaş uçaklarının teslimatına ilişkin de değerlendirmelerde bulundu.
F-35 savaş uçaklarının teslimatının geçici olarak durdurulmasının söz konusu olmadığını vurgulayan Akar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ABD Başkanı Donald Trump tarafından ABD Ulusal Güvenlik Yetki Kanunu çerçevesinde buradaki bazı sorulara, endişelere cevap vermek üzere Amerika Birleşik Devletleri Savunma Bakanının 90 gün içerisinde bir rapor hazırlaması istendi. Bu süre bizim tahminlerimize göre, bir iki gün oynayabilir, 13 Kasım'da doluyor. 13 Kasım'a kadar Amerika Birleşik Devletlerinin Savunma Bakanı kendi iç kurumlarıyla konuşmak, görüşmek suretiyle bir rapor hazırlayacak. Bu süreç devam ediyor. Diğer taraftan pratikte, sahada herhangi bir değişiklik yok. Haziran ayında iki F-35 bize teslim edildi. Bu arada bizim dört pilotumuz Amerika'ya intikal etti, eğitimlerine başladı. Ayrıca orada sayıları 50'ye varan astsubayımız da uzunca süredir bakım kurslarını sürdürüyorlar ki alındıktan sonra bu kurslara devam etsinler diye. Türkiye'ye getirildiğinde F-35'lerin üsleneceği yer Malatya. Oradaki altyapı çalışmaları da yoğun şekilde devam ediyor. Projede herhangi bir aksaklık yok, proje planlandığı şekilde devam ediyor. Üç ve dördüncü uçaklar da önümüzdeki yıl mart ayında teslim edilecek. Bu süreç de devam ediyor."
Akar, bu konuyu teknik seviyede takip eden ilgili bürokratların yaptığı açıklamaların da aksamanın söz konusu olmadığı, faaliyetlerin planlandığı şekilde devam ettiği yönünde olduğunu kaydetti.
"Biz orada ortağız, tek değiliz." diyen Akar, projedeki ortaklara ilişkin de bilgi verdi.
Türkiye'nin bugüne kadar bu ortaklığa 1 milyar dolara yakın para yatırdığına işaret eden Akar, "Ayrıca Türkiye'nin de sorumlulukları var. Bazı yedek parçaları ülkemize getireceğiz. Bu, yalın bir mesele değil.
Bunun dikkatli konuşulması, tartışılması lazım. Bizim umudumuz, dileğimiz, beklentimiz; bu konuda herhangi bir değişiklik olmadan faaliyet planlandığı şekilde devam edecektir." ifadesini kullandı.
ABD Savunma Bakanının F-35 konusunda 90 gün içerisinde hazırlayacağı rapora ilişkin Akar, "Bu konuda herhangi bir olumsuzluk beklemiyoruz. S-400'den, siyasi ve yargıdaki gelişmelerden dolayı birtakım sıkıntılar söz konusuydu ama şu ana geldiğimizde siyasi, askeri şartlar, böyle bir olumsuzluğu düşündürecek durumda değil. Ben herhangi bir şey beklemiyorum." değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye'nin endişe duyması söz konusu değil"
"Yunanistan Savunma Bakanı Panos Kammenos, Washington'a Yunanistan'da üç askeri üs kurmasını önerdi. Girit'teki Suda Üssü ABD için Türkiye'deki İncirlik Üssü'ne alternatif olabilir mi?" sorusuna karşılık Akar, Yunanistan'ın egemen ve bağımsız bir devlet ve ABD'nin NATO içinde müttefiki olduğunu, bu iki ülkenin bazı çalışmalar yapmasını çok doğal karşıladıklarını, Türkiye'nin bu durumdan endişe duymayacağını söyledi.
Lozan Anlaşması'yla belirlenen, silahsızlandırılmış statüde olan adaların bulunduğunu hatırlatan Bakan Akar, "Bizim meselemiz silahsızlandırılma statüsündeki adaların silahsızlandırılması. Bunu takip ediyoruz, bunun üzerinde duruyoruz. Uluslararası hukuka, komşumuzla yapmış olduğumuz anlaşmalara ve teamüllere saygı gösterilmesine, tahriklerden, provokasyonlardan uzak durulmasına, iyi komşuluk ilişkilerine ve ilkelerine riayet edilmesine önem verilmesini bekliyoruz." değerlendirmesini yaptı.