Yemen'i anlamak için

Yemen'i anlamak için

Yemen’de Ensarullah hareketini hedef alan, Suudi Arabistan’ın öncülük ettiği “Kararlılık Fırtınası” operasyonu bu yazının yazıldığı dakikalarda devam ediyor.

Bazı Arap ülkelerinin Yemen'in 22 ocak’ta istifa eden Cumhurbaşkanı Mansur Hadi'yi destekledikleri yönündeki açıklamalarından sonra, Arabistan savaş uçakları dün gece Yemen'deki askeri hedeflere hava saldırısı düzenledi, hava saldırılarından birçok sivil bölgede nasibini aldı.

Saldırı emri Suudi Arabistan kralı tarafından verildi. Saldırılarla eş zamanlı olarak Arabistan'ın Amerika büyük elçisi telekonferans yoluyla yaptığı açıklamada on ülkenin bu saldırılara katıldığını bildirdi. Katar, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Pakistan, Fas, Sudan ve Ürdün bu saldırılara destek verdiklerini dünya kamuoyuna açıkladılar. Mısır Dışişleri Bakanlığı Yemen'e karşı yapılan bu saldırıyı desteklediğini ve gerekmesi halinde kara, deniz ve hava kuvvetleriyle bu saldırıya katılacaklarını açıkladı. Körfez İşbirliği Konseyine üyesi olup da bu saldırılara katılmayan tek ülke Umman oldu. Sadırıların başlamasının ardından Mısır’da toplanan Arap Birşiği Dışişleri Bakanları Konseyi, "Ortak Arap Gücü" oluşturulmasını öngören karar tasarısını onayladı.

Beyaz saray Barack Obama'nın bu saldırı planından haberdar olduğunu ve bu saldırılara lojistik ve istihbarat desteği verilmesini emrettiğini açıkladı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı da istihbarat ve lojistik destek açıklaması yaparak İran’ın, Irak ve Suriye’de olduğu gibi Yemen’de de “Şia yayılmacılığı” yaptığını ve buna tahammül edilemeyeceğini açıkladı.

ENSARULLAH HAREKETİ MEZHEPSEL ÜSTÜNLÜK PEŞİNDE Mİ?

Ülkesine yapılan saldırı sonrasında kameralar karşısına geçen Abdulmelik Husi, mezhep eksenli hiçbir çağrıda bulunmadı.

El-Mesire, El-Meyadin ve El-Menar televizyonları tarafından naklen yayınlanan konuşmasının satırbaşları şöyle idi.

Yemen’i parçalama ve tahrip etme planını uygulamakta “Bunun için milyarlarca Dolar harcayıp kendi uşaklarını etkin hale getirdiler ve Yemen halkını birbirine düşürmeye çalıştılar. Ama bu proje mali ve siyasi açıdan ve medya propagandaları açısından başarısız olunca gerçek çirkin yüzlerini ortaya koydular ve Yemen’e saldırdılar.

Açlığı ve zulmü hakim kılıp ardından karadan Yemen’le savaşa girmek istiyorlar. Ama Yemen halkı kolayca avlanacak ve hazmedilebilecek bir lokma değil. Mütecavizler, Yemen içindeki kuklaları hedeflerine varmakta başarısız olunca aptallık edip bu saldırıyı gerçekleştirdiler”

Yemen halkının her türlü terörizmle baş edebilecek güçtedir, kuzeyde de güneyde de zaferi Yemen kazanacak güney’deki Yemenlilerde ülkelerinin bölünmesine karşı.

Yemen’e savaş ilan etmelerini gerektirecek tek bir meşru sebep söylesinler

Şeref, izzet ve onurumuzla zafere kadar savaşacağız. Yemen halkı zillete boyun eğecek, soysuzluğa teslim olacak değildir. Yemen’deki izzetli kabileler ve onurlu insanlar, toprakları işgal edilirken elleri kolları bağlı duracak değiller.

Çirkin saldırılar, Yemen halkının devrim ve mücadele azmini daha da güçlendirmiştir. Yemen bu zulme asla ve asla boyun eğmeyecek, çok daha güçlü bir şekilde harekete geçecektir.

Sizin müttefiklerinize güvendiğinizin kat be kat fazlasıyla biz Alemlerin Rabbine güveniyoruz. Zafer ancak Allah’tandır!

Bu halka savaş ilan etmelerini gerektirecek tek bir meşru sebep söylesinler. Söyleyemezler!

Yemen’in onlar için basit bir lokma olacağını nasıl düşünebilirler? İşbirlikçi hainler size diyorum ki; Bu mesele bu kadar basit değil. Onurlu Yemen halkı, Suudi Arabistan’ın zulmüne boyun eğmeyecek! Gereken cevabı en sert şekilde verecektir.

Bundan böyle iki cephede savaşıyoruz. İçeride ve dışarıda! Allah’ın izniyle dışarıdan gelen saldırılara da en güzel karşılığı vereceğiz.

Yemen’e yönelik iç ve dış saldırılara karşı koruyabilecek mekanizmaları devreye sokacak ve halkımızla birlikte üzerimize düşeni yapacağız. İşadamları ve basın mensuplarına sesleniyorum: Halkın izzetini maddi ve enformasyon alanında müdafaa etmek sizin üzerinizde bir sorumluluktur.

"Teslim olmayacağız"

Bugün Yemen halkının kahramanlık ve vefa günüdür. Vatana sadakat günüdür. Yapılması gerekenler birer zorunluluktur!

Bir diğer nokta, manevi noktadaki direniş sahasıdır. Ordu ve halk el ele olmak zorundadır. Yemen’deki tüm siyasiler takınacakları tavırla ülkesine olan bağlılığını göstermelidir. Yemen’in çıkarları için siyaset yapılmalıdır.

Hiç kimse bizden teslim olmamızı beklemesin. Bugün meydanlara inen halk bunu kanıtladı. Ancak hainler ve korkaklar, teslim olur. Şahsiyetini az bir değer karşılığında satmış olanlara sesleniyorum, yanlış yapıyorsunuz.

Dünyanın bütün özgür vicdanlı insanlarına sesleniyorum: Meydanlara inin ve bu saldırılara karşı sesinizi yükseltin. Yemen’deki 24 milyon insanı esir edebileceğini düşünmek, boş ve yersizdir.

Yemen halkı, maddi olarak fakir bir halk olabilir; ama iman ve ahlak noktasında güçlü bir halktır. Yemen halkı güçlüdür; çünkü haklıdır.

Allah’ın yardımıyla zafere ulaşacağımızdan en ufak bir şüphemiz yoktur! Allah Kur’an’da “Zulmedilenlere cihat hakkı verilmiştir” diyor. Biz, Allah’ın bize yazdığı bu vazifeyi şerefle yerine getirmekten geri durmayacağız.

Dün Filistin’de yaşananlar bugün Yemen’de yaşanıyor

Mısır halkı ile Yemen halkı kardeştir. Mısır halkı, ordusunun para ile satın alınmasına izin vermemeli.

Eğer saldırılar devam ederse, Yemen halkı önündeki tüm seçenekleri devreye sokacaktır buradan ilan ediyorum. Uluslararası anlaşmalar ve insan hakları ayaklar altına alınmıştır. Yemen halkı da boş duracak değildir!

Dün Filistin’de yaşananlar, bugün Yemen’de yaşanıyor. Dün Filistin’de susanlar bugün Yemen’de susacaktır. Dün Filistin direnişi Siyonistlere nasıl hezimeti tattırdıysa; Yemen halkı da saldırganlara aynı hezimeti tattıracaktır.

Suudi rejimine sesleniyorum: Sen zayıf konumdasın, bizim yenilmemizin veya geri adım atmamızın imkanı yok. Arabistan’ın Yemen halkına yönelik geçmişteki adımları yeterli olmadı mı ki şu an Yemen’i yok etmeye çalışıyor? Ama çok yakında saldırganların nasıl bir aptallık yaptıkları görülecek.

Son kez söylüyorum. Saldırıları durdurun aksi takdirde, bir sonraki konuşmamda savaşa yönelik detaylı yol haritamızı açıklayacağım!

Ensarullah Lideri içerisinde tek bir kelime mezhep, şii, sünni geçmeyen konuşmasında Yemenlilere ve Dünya’ya bu mesajları verdi.

YEMEN’DE YAŞANANLARI ANLAMAK İÇİN NOTLAR

Güney ve Kuzey Yemen 1990'da birleşti ve 1978'den beri Kuzey'i yöneten Ali Abdullah Salih birleşen Yemen'in Cumhurbaşkanı oldu.

ABD ve Suudi Arabistan'ın desteklediği Salih, Arap ülkelerindeki halk hareketlerinin Yemen'e de sıçramasıyla koltuğunu geçiş hükümeti sürecinde 2012'de yeni Cumhurbaşkanı seçilen Mansur Hadi'ye devretti.

Salih'in devrilmesinde kendisi gibi Şii olan Husi'ler (Ensarullah Hareketi) aktif rol oynadı. Husi'ler 2004'te de Salih'e karşı ayaklanmışlardı.

Amerikancı ve Suudi rejimine yakınlığından dolayı eleştirilen Salih'in yolsuzluk olaylarına karışması ülkedeki işsizlik ve fakirlik sorunu Ensarullah Hareketi'nin şekillenmesinde ve bugün gelmesinde etkili olan sebepler arasında yer alıyor.

Şii olan Husi'ler geçiş hükümeti ve sonrasındaki süreçte Sünni olan Hadi'ye karşı bir tutum sergilemediler. Husi'lerin kendileri gibi Şii olan Salih'e cephe almaları ve Hadi'ye karşı çıkmamaları onların mezhepçi olmadıklarına delili sayılmaktadır.

Ensarullah Hareketi'nin 2014'ün sonlarına doğru Yemen'de etkinliklerini artırması ve ülkedeki tüm dini ve siyasi grupları “Ulusal Hükümet” kurulmasına katılması için teşvik etmesi de bu hareketin mezhepçi olmadığının diğer bir kanıtı olarak önümüzdedir.

Hadi'nin ocak ayında istifası Parlamento tarafından kabul görmedi. Ensarullah Hareketi de hükümetin görevine dönmesi çağrısında bulundu ve sonraki süreçte Ulusal Hükümet kurulması çalışmalarının başlatılmasını istedi.

Husi’lerin göreve geri dön çağrısına kulak tıkayan Hadi, Aden'e kaçtı ve başkent’te değil burada görevini sürdürmek istemesi Ensarullah Hareketi tarafından ülkeyi böleceği gerekçesiyle kabul görmedi.

Ensarullah Hareketi'nin Aden'de de hakim olmasıyla deniz yoluyla buradan da kaçan Hadi, Suudi Arabistan'a sığındı.

Hadi'nin yolsuzluk, yoksulluk ve terörizme mücadelesini yetersiz ve etkisiz bulan Husi'ler mevut hükümetin de bir öncekinin devamı olduğunu düşüncesiyle Ensarullah Hareketi'in güç kazanması için asli rolü üslendiler.

Hükümet boşluğunun El Kaide vb. Terör örgütlerinin elini güçlendirdiğini savunan Husi'ler bu gerekçelerle başkent Sana ve diğer şehirlerin kontrolünü ele geçirdiler.

Ensarullah Hareketi'nin güçlenmesin karşısında harekete geçen tekfirci terör örgütleri bombalama eylemlerini başlattı. Geçtiğimiz cuma günü 5 ayrı camiye yapılan saldırılarda en az 150 kişi hayatını kaybetti, 350 kişi de yaralandı. IŞİD, saldırıları Yemen'deki unsurlarının gerçekleştirdiğini açıkladı.

Ensarullah Hareketi, saldırılardan ABD, İsrail ve Suudi Arabistan'ı sorumlu tuttu.

Ülkede Ensarullah Hareketi ve Ordu bir tarafta, terör örgütler ile Salih ve Hadi yanlıları da bir tarafta bulunuyor.

Ayrıca İran, Irak, Suriye, Lübnan Hizbullah'ı Ensarullah Hareketi'ni desteklerken Suudi Arabistan, Bahreyn, Kuveyt, BAE, Katar'ın yanı sıra Türkiye, Mısır, Pakistan, Sudan, Fas ve diğer bazı Arap ülkeleri Ensarullah Hareketi'ne karşı çıkıyor.

ABD, İngiltere, İsrail, Fransa gibi Batılı ülkeler de Yemen'e saldırıyı desteklerken, Rusya ve Çin saldırının durdurulmasını istiyor.

Yemen’in güneyinde bulunan Sosyalist siyasiler Ensarullah hareketini desteklelediğini açıklarken bazı Sünni gruplarda Ensarullah hareketine karşı olmadıklarını açıkladılar.

Hadi yaşananlara çözüm olarak altı’ya bölünmesini önermektedir.

SALDIRININ TEMEL EKSENİ:

Yemen'e yapılan askeri saldırının karar ve uygulaması, bu ülkeye yapılacak saldırıda lojistik ve bilgi desteği vereceğini vaat eden Amerika'nın izniyle gerçekleştiği açıktır ABD’nin Yemen konusundaki siyaseti aslında geçmişte yaşananlara dayanmakta. Geçtiğimiz yılın Şubat ayında Sana'da bulunan askeri üstelerini boşaltan ABD bu şehirde bulunan elçiliğini de kapatmıştı. Bu Amerikalıların sahneden çekilip perde arkasından yazdığı senaryoyu uygulayacağına bir işaretti.

Suudi Arabistan Husilerin Aden'i kontrol altına almaları halinde kolayca denize ulaşabileceklerini ve hem petrol ticareti açısından ve hem güvenlik açısından çok önemli olan stratejik Aden bölgesini kaybedeceklerini düşünmektedirler.

Aden Suudi Arabistan'ın Yemen'deki son mevzisidir ve gerçekte Aden'in kaybedilmesi Riyad açısından kırmızı çizgi olarak görülmektedir.

Ensarullah Hareketi, 22 mart'ta Taiz'i aldıktan kısa bir zaman sonra Muha Limanını da ele geçirdi. Taiz'i ve Muha Limanı'nı ele geçirmek demek kısa zaman sonra Bab'ül Mendeb Boğazı'nında kontrol altına alınması anlamına gelmekte idi.

Suudi Arabistan için Bab'ül Mendeb Boğazının önemi nedir?

Bab'ül Mendeb Boğazı'ndan yılda 40 bine yakın gemi geçiyor, yine yıllık 2 trilyon amerikan dolarına yakın ticaret hacmi var.

Bab'ül Mendeb Boğazı Asya ile Afrika kıtalarını birbirinden ayırıyor. Petrol ticareti için büyük öneme sahip.

32 km genişliğindeki Bab'ül Mendeb, Kızıldeniz'i Hint Okyanusu'na bağlıyor ve on binlerce gemi Asya'dan Afrika'ya bu boğazdan geçiyor.

Bu boğazı kullanmayan gemiler Ümit Burnu'nu dolaşmak mecburiyetindeler ve bu da 4 kat daha fazla mesafe demektir.

Yani Dünya petrol ihracatının yüzde 30'u Bab'ül Mendeb Boğazı'ndan gerçekleiyor.

Bab'ül Mendeb Boğazı, Kızıldeniz'i Süveyş Kanalı'na bağladığı için Mısır ve İsrail içinde stratejik öneme sahip.

Yakup Aslan

ulusalkanal.com.tr