Antalya Barosu'ndan Şehit Savcı Kiraz'ın katledilmesine kınama
Antalya Barosu Cumhuriyet Savcısı Mehmet Selim Kiraz'ın İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde katledilerek, şehit edilmesine karşı tepki açıklaması yaptı. Açıklamada ayrıca avukatlık mesleğinin töhmet altında bırakılmak istenmesine ve hedef haline getirilmesine de tepki gösterildi
Barohan'da bir araya gelen Avukatlar adına açıklama yapan Antalya Barosu Başkanı Alper Tunga Bacanlı, cinayeti nefretle kınadıklarını ifade etti. Bacanlı; "Bu alçakça cinayeti nefretle kınıyor, görevi başında canı alınan Cumhuriyet Savcımıza Tanrıdan rahmet, ailesine, yakınlarına ve yargı dünyam8ıza başsağlığı diliyoruz" diye konuştu.
Avukatlar, Bırakın Tedbir Alalım, Acımızı Yaşayalım, Cenazemizi Kaldıralım
Adliyelerde avukatların, hakim ve savcıların güvenliğini sağlamakla görevli olan bakanların hala görevi başında olmasını eleştiren Bacanlı, dün Türkiye genelinde yaşanan elektrik kesintisiyle ilgili olarak da yine hiç kimsenin siyasi sorumluluğu üstlenmemesine dikkat çekti. Yaşananlar ortada iken, vahim bir terör olayı üzerinden avukatlara yönelik algı operasyonu yapıldığını vurgulayan Bacanlı, buna asla izin vermeyeceklerini belirterek şunları kaydetti; "Devletin en yetkili makamlarında görev yapan kişilerin hiç bir somut belge ve bilgi olamadan, sıcağı sıcağına mesleğimizi töhmet altında bırakmasını kınıyoruz. Malum basında yer alan ve tek merkezden talimatla atılan manşetler dikkat çekicidir. Tetikçi medyanın bu seferki hedefleri avukatlardır. Buna izin vermeyeceğiz. Gür bir sesle haykırıyoruz; Bırakın tedbir alalım, bırakın acımızı yaşayalım, bırakın cenazemizi kaldıralım."
Bacanlı, Bir Tane Şerefli İstifaya Rastlayamıyoruz
Ülkeleri temelinden sarsacak yılda belki bir defa gerçekleşebilecek olayların Türkiye'de hemen hemen her gün yaşandığına dikkat çeken Bacanlı, dün avukatlara yönelen şiddette gereğini yapmayanların, bu şiddetin zamanında Yüksek Yargıya şimdilerde ise hakimlere, savcılara kadar gelmesinin sebebi olduklarını ama sorumluluğu üstlenmediklerini vurguladı. Bacanlı; "Şimdi oturup takkeyi önümüze koyarak, düşünüp tedbir almak yerine daha birinci dakikada, 'avukat kimliğiyle girmiş, sırtında koltuğunun altında cübbe varmış' söylemleriyle mesele saptırılmaya çalışılıyor. Buradan rica ediyorum muhataplarımızdan; dünyanın başka yerinde olsa yer yerinden oynar, hükümetler yıkılır. Şu memlekette olan bir tane aksiliğin vahim olayın sorumluluğunu kimse üstlenmiyor. Biz bir tane onurlu, şerefli istifaya rastlamadık" diyerek tepkisini dile getirdi.
Sorun Avukatlarda Değil, İstihbarattadır
Sorunu 'güvenlik ve asayiş sorunu' olarak niteleyen Bacanlı, bu sorunun avukatları Adliyeye sokmamayla çözülmeyeceğini vurguladı. İstihbarat Teşkilatını sorumlu tutan Bacanlı, "Eğer ben bir tane hakimin, savcının burnunun kanamayacağını bilsem, evet gitmeyelim. Nasıl yapacaksak mesleğimizi gitmeyelim ama sorun bizden kaynaklanmıyor. Sorun, oradaki güvenlik zafiyeti. Bu güvenlik zafiyetini ortaya koyanların böylesine Türk Yargı tarihinde rastlanmamış ağır bir eylemin gerçekleşeceğini istihbar edemeyen, İstihbarat Teşkilatımızdadır. Başka lüzumsuz işlerle uğraşıp, bu memleketin iç güvenliğini tehlikeye sokanlardadır" ifadelerini kullandı. Operasyonun nasıl yapıldığıyla ilgili kamuoyunun hala aydınlatılmadığını da vurgulayan Bacanlı, "Savcı Beyi vurdular, onun üzerine mi bu operasyon gerçekleşti yoksa polis müdahalesi sırasında mı Savcı Bey hayatını kaybetti? Bugün bu bile hala muamma. Türkiye son iki günde çok iki ciddi olay yaşadı ama maalesef bu olayların üzerinde ki şüphe dağılmadı" diye konuştu.
Ülkede Yaratılmaya Çalışılan Algılarla Değil, Somut Olaylar Üzerinden Konuşalım Uyarısı
Gelen bir soru üzerine Bacanlı, avukat kimliklerinin normal kimliklerden çok daha güvenli olduğunu vurguladı, kimliklerini okutmadan turnikelerden geçmenin mümkün olmadığını söyledi. İstanbul Çağlayan Adliyesi'ndeki sistemin daha da ileri olduğunu vurgulayan Bacanlı, bu işi yapacak kişi yada kişilerin hakim, savcı, polis kılığında da içeriye girebileceğine değinerek, meselenin Adliyelere giriş çıkışla ilgili olamadığını, böyle bir terör eyleminin istihbaratının yapılarak her elini kolunu sallayanın da geçmemesini sağlamak olduğunu söyledi. Savcıların özel korumalarının olduğuna da dikkat çeken Bacanlı, "Olay olduğunda bu korumalar neredeymiş?" diye sordu. Daha bunların sorgulamasının bile yapılmadığı durumda avukatların hedef haline getirilmesine yeniden tepki gösteren Bacanlı; "Adliyeler gibi sözde güvenli binalarda bir terör eylemi yapacaksanız ve işbirlikçiye ihtiyacınız varsa, avukatta, hakim de, savcı da, personel de, polis de olabilir. Bunu engellemek güvenlik güçlerinin görev alanındadır. Adliye'de savcı 8 saat rehin alınmış. Bakın, ülkede yaratılmaya çalışılan algılarla konuşmayalım. Somut olaylar üzerinden konuşalım. Savcıyı kurtaramıyorsunuz. Olayı başından engelleyemiyor, olayın sonunu berbat ediyorsunuz. Bunun en az İç İşleri Bakanı'na kadar giden siyasi sorumluluğu var, İstanbul Emniyet ve Genel Müdür'de dahil, şimdi biz bunları hiç konuşmuyoruz, avukatların adliyeye giriş çıkışını konuşuyoruz. Olay ne, konuştuğumuz ne. Lütfen buna dikkat edelim" diyerek hem tepkisini hem de uyarısını dile getirdi.
Haber: Devrim Dönmez Koçak
Fotoğraf: Ekin AKGÜN