İsmet Özçelik, 'Evet'çilerin 'yalan' yalanını yazdı

Yazı şu şekilde:

“Evet” kampanyası yürütenler kürsülerde yapılan değişiklikleri anlatmaktan çok AKP iktidarının yaptıklarını anlatıyorlardı. “Hayır” diyenler ise seçmene, anayasa değişikliği kabul edilirse Türkiye’nin neyle karşılaşacağını kavratmaya çalışıyorlardı.

Sonra Avrupa krizi ortaya çıktı. Almanya, Hollanda derken iş büyüdü. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım’ın gündeminde Avrupa vardı. Bir türlü anayasa değişikliğinin içeriğine gelememişlerdi.

TAKTİK DEĞİŞTİ

Yaptırılan kamuoyu yoklamaları “tehlike” işareti verince yeni taktik devreye girdi.

Anayasa değişikliğine “Evet” denirse, “Türkiye’nin demokratikleşeceği, yargının tarafsız olacağı, ekonominin uçacağı, çiftçinin yüzünün güleceği, ...” söylemleri dillendirilir oldu.

OHAL altında halk oylamasına giden AKP, “sıkıyönetim olmayacağı” propagandası bile yaptı.

Şu anda reklam panolarında bu afişler asılı.

“Olumludan giden” bir propaganda kampanyası öne çıktı.

YENİ AŞAMA

Bu kampanya da istenileni sağlamayınca “YALAN” yalanı gündeme geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, AKP yöneticileri, bakanlar kürsülerde, televizyonlarda “YALAN” diye bağırıp duruyorlar.

Buna Erdoğan’ı “başkanlık tuzağına” düşüren MHP Genel Başkanı Bahçeli de katıldı. Erzurum’da AKP’lilerin “YALAN”ını tekrarladı durdu.

HALK GERÇEĞİ ÖĞRENİNCE

Yapılan tüm araştırmalarda anayasa teklifini öğrenenlerde “Hayır”, bilmeyenlerde “Evet” önde çıkıyor. 16 Nisan yaklaştıkça yapılacak değişikliklerle ilgili merakın artması “Evet” kampanyası yürütenleri kaygılandırıyor.

Durum böyle olunca Goebbels’in çok kullandığı “büyük yalan” taktiği bütün ağırlığıyla devrede. “YALAN” yalanına sarılındı.

Özellikle AKP’ye oy veren seçmenin anayasa değişikliğine yönelik eleştirilerden etkilenmemesi hedeflendi. Eleştirilere kulakların kapatılması amaçlandı.

Doğrulara “YALAN” denilerek kafaları karıştırma çabası öne çıktı.

Bu arada, kürsülerde AKP iktidarının başarısı, Türkiye’ye çağ atlattığı(!), ballandıra ballandıra anlatılıyor. Ama, “Madem sistem kötüydü, bu başarı nasıl oldu?” sorusuna yanıt verilmiyor.

TÜRBAN YALANLARI

Gezi eylemleri sırasında “Kabataş yalanı” piyasaya sürülmüştü. Kabataş iskelesinde bir türbanlı kadına saldırıldığı, üzerine işendiği iddia edilmişti. En yetkili makamdakiler bile halkı kışkırtmak için bu yalanı kullanmıştı.

“Yetmez ama Evet”çi İsmet Berkan görüntü kasetlerini izlediğini yazmıştı. Kaset falan yoktu. Ama o izlemişti.

16 Nisan yaklaştıkça benzerleri yine piyasaya sürülüyor. “Evet” uğruna halkı birbirine kışkırtmaktan çekinmiyorlar.

FESİH YETKİSİ

Taraflar şimdi Cumhurbaşkanına fesih yetkisini tartışıyor. Erdoğan önceki akşam televizyonda “Fesih yetkisini ispatlayın istifa edeceğim” dedi.

Oysa ki AKP’nin “Evet” kitapçığında anayasa değişikliği anlatılırken, “Fesih yetkisi yeni sistemde seçimlerin yenilenmesi yoluyla gerçekleştirilebilecektir. TBMM 3/5 çoğunlukla, cumhurbaşkanı da dilediği zaman bu yetkiyi tek başına kullanabilir” ifadeleri yer alıyor.

Erdoğan bu danışmanlarıyla daha çok sıkıntıya düşer.

MHP’LİLER: YEMEZLER

AKP’nin “Evet” kampanyasına ilgi zayıf. Birçok yerde MHP’nin müziklerini kullanıyorlar. Ama bu durum MHP’lileri bile cezbetmiyor.

Ankara Kızılay Meydanı’ndaki AKP araçlarının yanından geçiyorum. Araçtan “Türkiyem” şarkısı çalıyor. Çevreden geçen ve MHP’li olduğu anlaşılan grup araca dönüp, “yemezler” diye laf attılar. Bu olay bile durumu anlatıyor.

ERDOĞAN HAYIR ÇADIRINDA

Cumhurbaşkanı Erdoğan dün İstanbul’da “Hayır” çadırını ziyaret etti. Muhalefet doğal olarak “Cumhurbaşkanı teröristleri mi ziyaret etti?” siteminde bulundu.

Ama iyi oldu. Gerilimin düşürülmesi şart. 16 Nisan’da her şey bitmeyecek. “Evet” de çıksa “Hayır” da çıksa Türkiye Cumhuriyeti devam edecek.

“Hayır” çadırını ziyaret yetmez, ama “Hayırlı” oldu.

ulusalkanal.com.tr