“Trump'ın Amerikası: Değişimler, Tehditler ve Beklentiler“ paneli

"Trump, müesses nizama karşı bir aday olarak ortaya çıktı. Trump'ın CIA'de yaptığı konuşma istihbarata açtığı ilk savaştı. Daha sonra Dışişleri Bakanlığı'nda atamaları yapmamış olması ki bu kilit atamalar bu savaşın devamıydı"

“Trump'ın Amerikası: Değişimler, Tehditler ve Beklentiler“ paneli

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) Washington Araştırma Direktörü Kılıç Buğra Kanat, ABD Başkanı Trump'ın müesses nizama karşı bir aday olarak ortaya çıktığını hatırlatarak, "Trump'ın, CIA’de yaptığı konuşma istihbarata açtığı ilk savaştı. Daha sonra Dışişleri Bakanlığı'nda atamaları yapmamış olması ki bu kilit atamalar, bu savaşın devamıydı." dedi.

SETA'da düzenlenen, "Trump’ın Amerikası: Değişimler, Tehditler ve Beklentiler" konulu panelin ABD'nin iç siyasetini konu alan oturumunda konuşan Kanat, Trump'ın başkan olduktan sonraki durumunu ve farklı gruplarla diyaloğunu anlattı.

Trump'ın ABD Başkanlığını kazanmasının herkes için sürpriz olduğunu anımsatan Kanat, "Oysa uzmanların sosyolojiye sırtını dönüp değerlendirme yapmasıyla ne kadar miyop kaldıklarını görüyoruz. Seçim sonuçları aslında Trump’ın bir tabanı olduğunu gösterdi. Demokrat Parti’nin çok yüksek oy aldığı yerlerde birden insanlar Cumhuriyetçi aday Trump’a oy verdi. Sebebi ise küreselleşmenin bu insanları olumsuz etkilemesi ve bu insanların taleplerinin görmezden gelinmesi. 2000'li yılların başından beri, ABD kamuoyunun çoğunluğu ABD başkanlığına ve Beyaz Saray'a güvenini kaybetti." ifadelerini kullandı.

ABD’nin popüler filmlerinde ABD Başkanının sürekli elit olarak gösterildiğini, Amerikan halkının çoğunda bu elitizmin artık rahatsızlık yarattığını anlatan Kanat, bu rahatsızlığın Trump’la kendini gösterdiğini söyledi.

Kanat, geleneksel Cumhuriyetçi taban ile Trump ilişkisi ve Bürokrasi-Trump konuları hakkında ise şunları söyledi:

"İlk başta bu taban tarafından Trump kabul edilebilir biri değildi. Cumhuriyetçi yapı, Trump’ı kabul etmeyen bir duruş sergiledi ilk etapta. Sonraki dönemde Trump'ın Cumhuriyetçi Parti'deki kilit isimlerle durumu düzelttiğini gördük. Bu iş birliğinin devam edeceğini görüyoruz. Kongre seçimlerinde Trump’ın desteklemediği birinin seçilmeme ihtimali var. Trump faktörünün önemli hale geldiğini söyleyebiliriz. Trump-Bürokrasi konusunda ise Trump, müesses nizama karşı bir aday olarak ortaya çıktı. Trump, CIA'de yaptığı konuşma istihbarata açtığı ilk savaştı. Daha sonra Dışişleri Bakanlığı'nda atamaları yapmamış olması ki bu kilit atamalar bu savaşın devamıydı. Trump, karar verecek kişinin kendisi olduğunu söylüyor. O atamaların yapılıp yapılmaması onun için o kadar önemli değil."

Sakarya Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tuncay Kardaş ise seçim zaferini üç temel dayanağa bağlayarak, bu dayanakların; kişisel, kültürel ve yapısal faktörler olduğunu söyledi.

Trump'ın başarısında sağcı profesyonel kurumların hem slogan hem de politika belirlemede büyük katkısı bulunduğunu belirten Kardaş, şunları kaydetti:

"Bireysel olarak Trump’ın mizacı onu siyaseten güçlü biri haline getirdi. Şu an da ise topal bir ördek görüntüsü var Trump’ın. Bunun bir sebebi onun karşısında direnen eski rejim savunucularının olması. Beyaz Amerikan portföyüne uymayan azınlıklar Trump'a karşı direniyor. Trump'ın temsil ettiği değerler, yani "Beyaz Amerikan" portföyüne ait olanlar siyasi mücadeleyi kazandı. ABD'deki beyaz üstüncül ve azınlık grupları arasındaki çatışma, yalnızca siyasetten değil, aynı zamanda kültür farklılıklarından kaynaklanmaktadır. Ekonomik seçkinler ABD siyasetinde güçlerini ve etkilerini hızla arttırdı."