Türk tezlerine aykırı sunum

Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-Havacılık-Hudut Genel Müdürü Çağatay Erciyes, 18 Şubat’ta ABD’de düzenlenen bir konferansta Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki tezlerini anlattı. Harita üzerinde Türkiye-Libya deniz sınırını gösteren Erciyes, “ (Hesaplamayı kast ederek) Bunu iddia edemem çünkü Türkiye adına sunum yapıyorum” dedi. Erciyes, ayrıca Türkiye ile İsrail arasında deniz sınırı olmadığını da iddia etti. Aynı iddia, Libya için de ileri sürülmüştü.

Türk tezlerine aykırı sunum

TURKİSH Heritage Organization (THO) tarafından 18 Şubat’ta ABD’de düzenlenen bir konferansa, Dışişleri Bakanlığı İkili Siyasi İşler ve Denizcilik-HavacılıkHudut Genel Müdürü, eski Beyrut Büyükelçisi Çağatay Erciyes davet edildi.

Erciyes, burada yaptığı sunumda, Doğu Akdeniz’deki anlaşmazlıkları ve Türkiye’nin pozisyonunu anlattı. Yaklaşık 40 dakikalık sunumunda Türkiye’nin resmi tezlerini aktaran Büyükelçi Erciyes, konu Libya ile yapılan anlaşmaya geldiğinde ise skandal bir ifade kullandı. Erciyes, harita üzerinde Türkiye-Libya deniz sınırını gösterdikten sonra, “Bunu iddia edemem ama Türkiye adına sunum yapıyorum” dedi. Erciyes’in bu sözleri, salonda gülüşmelere neden oldu. Libya tarafının da Yunanistan’ın Girit’e “tam yetki” vermesi nedeniyle bu anlaşmayı yapmaya motive olduğunu belirten Erciyes, sık sık Türkiye ve Yunanistan’ın diyalog yoluyla kazan-kazan durumuna geçebileceğini vurguladı.

‘İSRAİL’LE DENİZ SINIRIMIZ YOK’

Sunumunun ardından geçilen sorucevap kısmında ise Çağatay Erciyes daha açık konuştu. Erciyes bir soru üzerine şu ifadeleri kullandı: “Kişisel düşüncem; Türkiye ile İsrail arasında deniz sınırı olmadığı yönünde.” Aslında Türkiye’nin İsrail ile karşılıklı kıyılarının olmadığı düşüncesi, Libya ile karşılıklı deniz sınırlarımız olmadığı düşüncesiyle birebir örtüşüyor. Çünkü iki sınırda, harita çizimindeki yeni bir metadolojiden kaynaklanıyor. Erciyes bu söylemiyle, Türk Deniz Kuvvetleri’nin yaptığı akademik çalışmaları ve Türkiye’nin resmi tezlerini gözardı ediyor.

BÜYÜKELÇİ’NİN GÖRMEDİĞİ GERÇEKLİK

Türkiye ile Libya arasında imzalanan “Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası”, her şeyden önce deniz yetki alanı belirlenmesindeki metodolojiyi değiştiriyor. Türk amirallerin dünyanın 1 derecelik doğu-batı eğimini katarak yaptıkları sınır hesapları, Doğu Akdeniz’de bambaşka bir harita ortaya çıkarıyor. Anlaşmanın mimarı Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı, bu durumu şöyle anlatıyor:

“Akdeniz’deki deniz alanı hesaplamalarında dikey ve yatay hatlar (mercator) kullanılıyor. Bu durumda sadece kuzey-güney ya da doğu-batı hattında ilgili kıyı ve kıyıdaş devletler tespit edilebiliyor. Esasen yerküre haritasına üç boyutlu bakılarak, 360 dereceyi kapsayacak şekilde farklı açılar kullanarak çeşitli istikametlerde ortay hat belirlenmesi gerekmektedir.” İşte bu yeni harita hesaplamalarında (gnomonic ve jeodezik), Türkiye’nin denizden iki yeni komşusu olduğu görülüyor. Bunlardan biri Libya, diğeri ise İsrail. Bu iki ülkenin de Rumlarla yaptıkları anlaşmalardan çok büyük kayıpları bulunuyor. Bugün GKRY’nin sahiplendiği parsellerden 12’nin tamamı, 8, 9 ve 11’in büyük kısmı ile 1, 7 ve 10’un bir kısmı aslında İsrail’e ait. Yunanistan’ın ilan ettiği 20 No’lu sahada ise Libya’nın hakkı var. Bu iki yeni komşumuzla birlikte Türkiye’nin de Libya civarındaki 15 No’lu sahada hakkı olduğu görülüyor. İsrail’le yapılacak bir anlaşma ise deniz yetki alanımızı Kıbrıs’ın güneyine kadar uzatıyor. Aydınlık

dışişleri bakanlığı