Ankara'nın göbeğinde unutulan çocuklar
Ankara’nın göbeğinde, gökdelenlerin arasındaki bir ilkokul... Gecekondu ve çadırlarda yaşayan ailelerin çocukları... Kimisi tacize uğruyor, kimisi annesini öldüren babasıyla yaşıyor, kağıt topluyor, dileniyor.
Aydınlık gazetesi'nden Zeynep Sıla Kemahlı'nın haberine göre, çocuklar, okullar kapanmadan mevsimlik işçi olan aileleriyle kenti terk ediyor. Okula kayıtlı 113 öğrencinin sadece 80’i derslere devam ediyor. Diğerlerinin nerede olduğu bilinmiyor...
Hayvan haklarını anlatmak için Ankara’da bir okula giden avukatlar, çocuklardan yakınları tarafından cinsel tacize uğradıklarına ilişkin ifadeler duydu. Avukatın anlattıklarını sormak için aradığımız Okul Müdürü S.Y. çocukların yaşadığı başka sıkıntıları gündeme getirdi.
Türkiye Barolar Birliği ve Hayvanlara Adalet Derneğince hazırlanan projeyle okullarda; hayvan hakları konulu seminerler veriliyor. Ankara Çankaya’da K. N. T. İlkokulunda geçen haziran ayında konuyla ilgili bir etkinlik yapıldı. Okula, hayvanlara nasıl davranılması gerektiğini anlatmak için giden bir grup avukat, duydukları karşısında dehşete düştüler. Avukatlardan Hülya Yalçın, hayvanlara uyurken ve yemek yerken dokunulmayacağını anlatırken yanına gelen bir kız çocuğu, “Ama amcam bana uyurken dokunuyor” dedi. Daha sonra 12 yaşlarında iki erkek çocuk çekingen bir biçimde “.... beni kucağına alıyor, arkama dokunuyor” dedi. Bu konuşmaların üzerine sınıfta gülüşmelerin olduğunu söyleyen Yalçın, “Muhtemelen yaşadıklarını ve kendi aralarında paylaştıkları tacizleri anlamlandıramıyorlar” dedi.
‘Tacizler yüzünden kavgalar çıkıyormuş!’
Avukat Hülya Yalçın, etkinlikte yaşananları Aydınlık’a anlattı: “Çocukların söylediklerini okuldaki öğretmenlere aktardım. Ailelerin çok fakir ve kötü durumda olduğunu, tacizler yüzünden kavgalar çıktığını, müdahale edemediklerini söylediler. Kaymakamlığa haziran ayında telefon açtım. ‘İlgileneceğiz’ denildi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne de telefon açtım, ‘kaymakamlığa iletmeniz yeterli’ dediler. Geçen günlerde tekrar Kaymakamlığı aradım, Kaymakamlığın tüm makamlarında görev değişikliği olduğunu, şikayetimin kayıtlı olmadığını söylediler. Yazılı başvuru istediler. Onu da yaptım. Çocuklarla, psikolog eşliğinde özel görüşmeler yapılması; tacizlerin ortaya çıkarılması ve önlenmesi gerekiyor. Cumhuriyet Savcılığının harekete geçip bu çocukları koruması gerekiyor.”
Hülya Yalçın’ın anlattıklarını okul müdürü S. Y.’ye sorduk. S.Y. seminer sırasında sınıfta olmadığını ve çocukların böyle anlatımlarına şahit olmadığını söyledi. Ancak okulda okuyan çocukların başka sorunlarını gündeme getirince, okula gittik. Çocukların bir çoğunun yaşadığı yer Ankara’nın göbeğinde, gökdelenlerin ortasında yıkık gecekondular ve çadırlar... Hayrete düştük.
113 çocuktan 80’i devam ediyor
Çocukların durumunu Müdür S.Y. şöyle anlattı: “Okulda kayıtlı yaklaşık 113 öğrenci var. Ancak 80 öğrenci derslere geliyor. Öğrencilerin 12’si Suriye uyruklu. Bir çok çocuk okula geç başlamış. Yaşları 13’e kadar çıkabiliyor. Okulun arkasındaki gecekondularda yaşayan çocuklar, gecekondular yıkılınca çadırlarda yaşamaya başlamış. Adres kayıt sisteminde yaşanan sorunlar nedeniyle, okula devam etmeyen çocukların nerede oldukları tespit edilemiyor. Ailelerde imam nikahı çoğunlukta. Çocuk doğuyor, anne baba sadece imam nikahlı olduğu için babaanne ya da amcanın üzerine kayıt oluyor. Okula yüzük takıp gelen öğrenciler var. ‘Nişanlandım, ben de kaçacağım’ diyor. Mevsimlik işçi olarak çalışan, bir ay önce okula gelen bir kız çocuğu; anne, baba ve ‘kuma’ ile aynı evde yaşıyor.
Camide dileniyorlar
Annesini öldüren babasıyla aynı evde yaşayan, ailesi ‘torbacılık’ yapan çocuklar var.
Terlikle okula gelenler var. Bot veriliyor, iki gün sonra tekrar terlikle geliyor. ‘Yandı, kayboldu, köpek götürdü’ diyorlar. Çocuklar kağıt topluyor, cumaları okula gelmeyip camide dileniyor.”
Müdür S.Y. çocukların yaşadığı sıkıntıları yetkililerle paylaştıklarını ancak hiçbir sonuç elde edemediklerini söyledi.