Kürdümüz nasıl kazanılır nasıl kaybedilir?
Birliğin değerini herkes kendi deneyimiyle anlayacak
Haziran-Temmuz Ayaklanması, Kürt yurttaşlarımız arasında büyük umut yarattı.
O ayaklanmada Türk bayrağı altındaki eşitliği, özgürlüğü, kardeşliği yaşadı. Kürdümüz, Dersim özürleriyle değil, Atatürk’le kazanılır.
(Hürriyet, 15 Ekim 2013)
İşte bu tutum, Kürdümüzü de kaybeder, “Dersimliyim” diyen yurttaşlarımızı da.
Bu tutum, Cumhuriyet yıkıcısı AKP+PKK ortaklığını güçlendiriyor. Çünkü Tunceli’yi Dersim yapma programı, uzun yıllardan beri PKK ve AKP’nin programıdır. Hiçbir parti, başka partilerin önündeki mayınları temizleyerek büyümemiştir. Oy da toplayamamıştır.
Türk milletini kaybeden
Kürdümüzü de kaybeder
AKP-PKK ortaklığının Dersim Harekâtının basit bir isim değiştirme girişimi olmadığını farketmeyecek kadar bu ülke gerçeğinin dışında olamayız.
Bu aymazlıkla CHP, bütün Türk milletini kaybeder. Türk milletini kaybedince, Kürdü kazanma olanağını da hepten kaybeder.
Yalnız Dersim mi?
CHP yıllardan beri,
- Özerklik Şartı’ndaki çekincelerin kaldırılmasını savunuyor.
- Anayasa Uzlaşma Komisyonundaki CHP Temsilcileri Rıza Türmen ve Atilla Kart, CHP Genel Merkezi adına Türk milletini “ahali” haline getirme gayretinde.
- CHP Meclis Grubunda, anadilde eğitim konusunda bölücü talepleri yüksek sesle savunan bir kesim var.
CHP oyları PKK’nin kucağına itiyor
Başta Kılıçdaroğlu olmak üzere CHP yönetimi, sanıyor ki, bölücü örgütün taleplerini ne kadar gayretli savunursa, “Kürt oylarını” da o kadar çok kazanacak!
Bu tavrın, Türkiye’nin bölünmesine katkısı bir yana, oy kazanma şansı da yok. Çünkü bu tavır, oyları PKK’nin kucağına itiyor. CHP, Türk milletinin güvenini kaybetmenin ötesinde, Kürdümüzü de kazanamıyor.
Kürdümüzün oyları nasıl kazanılır
Kürdümüzün oylarını kazanmanın biricik yolu, bölücü taleplerin tehlikesini anlatmak ve Türkiye’nin birliğini kararlı olarak savunmaktır.
Buna dudak bükenler büyük yanılgı içinde.
CHP yönetimi farkında değil, bölünme tehlikesi Kürt yurttaşlarımızın büyük çoğunluğu tarafından ciddiye alınmaktadır ve kaygı konusudur.
Gezici Araştırma Şirketi’nin yaptığı araştırmada, çok önemli bir gerçek belirlenmiş: BDP’ye oy verenlerin yüzde 37’si anadille eğitimin bölünmeye yol açabileceği tehlikesini görüyor.
[8 Ekim 2013 günlü Rota’da bir dizgi hatası nedeniyle yüzde 63 olarak yazılan bu oran yüzde 37’dir. Yazıyı saklayan okuyucu varsa, düzeltmesini diliyorum.]
Birliğin değerini herkes kendi deneyimiyle anlayacak
Bizim Türkiye’nin birliğini savunma görevimizin ötesinde, Kürdümüzü kazanmak için de, millî birliğimizin değerini anlatmamız gerekiyor.
Bölünme, Kürdümüzü Ortaçağın mağaralarına kapatır. Mağaranın sahibi dahi, kendisi olmaz, İsrail o mağaranın ağasıdır. ABD’ye gedikli askerlik de Kürdün görevi olur.
Türkiye’nin birliği, Kürdümüz için biricik özgürleşme ve çağdaşlaşma zeminidir.
Biz Kürdümüze birlik vaat ediyoruz. Halk hükümeti kurmayı vaat ediyoruz. Kürdümüze milletin parçası olarak hem merkezde, hem yerel düzlemde hep birlikte hükümet olmayı vaat ediyoruz.
Türk bayrağı altındaki eşitlik, özgürlük ve kardeşlik
Bunlar, boş vaatler değildir. Haziran-Temmuz Halk Ayaklanması, Kürt yurttaşlarımız arasında büyük umut yarattı. O ayaklanmada Türk bayrağı altındaki eşitliği, özgürlüğü, kardeşliği yaşadı. Kimsenin Kürde göz ucuyla bile yan bakmadığını gördü. İşte Kürdümüzü kazanma çizgisi budur.
Kürt, Türk bayrağıyla kazanılır.
Kürdümüz, Dersim özürleriyle değil, Atatürk’le kazanılır. Bu, çok değerli bir tarihsel deneyimdir.
Diğer ülkelerdeki Kürtlerin Ortaçağ koşullarındaki durumu ile Türkiye Kürtlerinin koşulları karşılaştırılınca çağ farkı görülür. Bunu bizzat PKK yöneticileri kabul ederler. Kemalist Devrim farkı, Kürdümüz için çağdaşlaşma ve özgürleşme farkıdır. Kadının kurtuluşu farkıdır.
Öte yandan Türk Kürt birbirine karışmıştır.
(Milliyet, 14 Nisan 2013)
Millî Hükümet, gerçekleşebilir bir seçenek olarak görülsün, Kürdümüzün nasıl Türk milleti içinde kararlı olarak yer alacağını göreceğiz.
Kürdümüzü, milleti bölerek değil, milleti birleştirerek kazanırız. Bunu ispatlayacağız.
Doğu Perinçek
Aydınlık/ ROTA