Gençliğin Cevabı Boğaziçi'nde Yankılandı

Boğaziçi Üniversitesi’nde 29-30 Aralık’ta düzenlenen Atatürk Sempozyumu tamamlandı. Gençler, 2018 yılını tarihi sempozyumla noktaladı. Bine yakın üniversiteli gencin katıldığı sempozyuma ilgi yoğun oldu. Salonun kapasitesi, gençlerin yoğunluğunu karşılamaya yetmedi.

Gençliğin Cevabı Boğaziçi'nde Yankılandı

19 Mayıs’ın 100. yılına girerken düzenlenen Atatürk Sempozyumu, iki gün boyunca süren on oturumla tamamlandı. Türkiye’deki en seçkin üniversite topluluklarının katıldığı sempozyum salonu iki gün boyunca doldu taştı. Gençler 2018 yılını Atatürk’ün mücadele kararlılığı ile mücadele edeceklerine söz vererek sonlandırdı.

ATATÜRKÇÜLÜK CEPHEDE MÜCADELE DEMEKTİR

Alanlarında uzman, çok sayıda akademisyen ve aydının yaptıkları sunumlarla katkı yaptığı sempozyumda ikinci günün ilk oturum konuşmacısı Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek’ti. “Kemalist Devrim ve Cihan Harbi” konulu konuşmasını yapan Perinçek, Kurtuluş Savaşı’nın Birinci Dünya Savaşı ile başladığını söyledi. Türkiye’nin Birinci Dünya Savaşı’nda tarafsız kalabileceği fikrine cevap veren Perinçek, “Dünyada Birinci Dünya Savaşı’na katılacak tek devlet olsa, o da Osmanlı olurdu. Biz irademiz dışında savaşa girmek zorundaydık. Bu savaş zaten Osmanlı Devleti’nin paylaşılması savaşıydı. O koşullarda birbirleriyle savaşan Mihver Devletleri ile İttifak Devletleri arasındaki savaşa, biz vatan savaşı yaparak dahil olduk” dedi.

Atatürk devriminin bir hatıradan ibaret olmadığına dikkat çeken Perinçek “Bugün Atatürk Devrimi; PKK’yı ve FETÖ’yü temizleme mücadelesinde, Suriye topraklarından emperyalizmi temizleyen Türk Ordusu’nun mücadelesinde devam etmektedir. Bugün Atatürk Devrimi, Ege ve Akdeniz’den namlularını gösteren emperyalizmi süpürme mücadelesinde yol göstericidir. Bugün Atatürk devrimciliği Afrin’dedir, Fırat Kalkanı’ndadır, Zeytin Dalı Harekatı’ndadır. Türkiye’nin ezici çoğunluğu bu mevzidedir. Atatürk devrimi önümüzdeki büyük görev ve iştir” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Kemal Üçüncü, Atatürk ve Türk Dünyası” konulu sunumunu yaptı. Türkiye’nin jeopolitik önemine vurgu yapan üçüncü “Türkiye, bir köprü, Balkanlar bir kavşak olma özelliğini koruyor. Atatürk ufku, bu büyük perspektiftir. Bununla da sınırlı değildir. Batı üzerinden milli mücadele döneminde akaryakıt gelmesini sağlıyor. İşte bugün önümüzde olan şey Çin’e kadar uzanan yol, çok stratejik. Bu yol, Rusya'ya en kestirme yoldan Afrika veya Akdeniz'e inilmesini sağlayacaktır” dedi.

“SAVUNMA DENİZDE BAŞLAR”

Son zamanların yakıcı meselelerinden biri olan Mavi Vatan’ı Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz anlattı. Gürdeniz, Atatürk’ün politikalarından günümüze Doğu Akdeniz ve Kıbrıs meselesiyle ilgili önemli çıkarımlar yaptı. Milli savunma sanayisinin önemine dikkat çeken Gürdeniz, “Dünyada iki yüze yakın ulus devlet var, 14 ülke sadece fırkateyn yapabiliyor. MİLGEM projesi kapsamında ürettiğimiz gemilerimizin yüzde yetmiş beşi yerli üretim” şeklinde konuştu.

Doğu Akdeniz’de yaşanan sorunlar için Yunanistan’ı uyaran Gürdeniz, “Türkiye denizde güçlü olduğu sürece kimse bizi alt edemez. Savunma denizde başlar. Yunanlı komşularımızı ikaz edelim. 1919’daki Türkiye ile şu anki Türkiye’yi kıyaslamasınlar, çok üzülürler” dedi.

Doç. Dr. Atakan Hatipoğlu, Atatürk ve Kurtuluş Savaşının aydın profili başlıklı konuşmasında aydınların tarihsel sorumluluğunu anlattı. Hatipoğlu, “Mustafa Kemal; korkakları, bencilleri, nankörleri, imansızları yanında tutarak onların Kurtuluş Savaşı'nda büyük isimler olarak kalmalarını sağladı. Tarihi kitleler yapar. Ancak kitleler, onlara önderlik eden öncüleri, yani aydınları olmadığı takdirde başı kesilmiş tavuk gibi nereye gideceği belli olmayan, kolayca kontrol edilebilecek bir dinamik koyar.” ifadelerini kullandı. Bugünün koşullarının milli mücadele yıllarından çok daha iyi olduğunu söyleyen Hatipoğlu, “Keşke Atatürk’de Türkiye Gençlik Birliği’ne (TGB) sahip olsaydı, o zaman koşullar daha farklı olurdu” dedi.

‘ATATÜRK GİBİ TEŞKİLATLI OLACAĞIZ’

Günün son oturumunda ise Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı Yıldırım Gençer, Atatürk’ün lise yıllarından son nefesine kadar teşkilatlı mücadele edişine dikkat çekti. Mustafa Kemal’in Kurtuluş Savaşı’nı teşkilatlanarak başlattığını ve başarıya erdirdiğini vurgulayan Gençer, çıkartılan İrade-i Milliye ve Hakimiyeti Milliye gazeteleriyle teşkilatın bilgiye hızlı ulaşması ve merkezi yönetimi güçlendirmenin sağlandığını ifade etti. Kurtuluş Savaşı’nda gençliğin ülke çıkarlarını savunmayı kendine görev edindiğini, bu konuda aldıkları kararları kamuoyuna duyurduklarını belirten Gençer, işgallere karşı mitingler düzenlendiğini, bağımsızlık talebinin dile getirildiğini ifade etti.

Gençer, konuşmasında “Mustafa Kemal, düzenli orduya büyük önem vermiştir. Düzenli ordu demekte büyük bir teşkilatlanma demektir. Atatürk milli orduyu, toplumsal örgütlenmenin askeri alandaki en ileri biçimi olarak görüyor” ifadelerini kullandı.

BOĞAZİÇİ’NDEN ATAYA CEVAP

Konuşmasının ardından Gençer, gençleri Boğaziçi Üniversitesi’nden Atatürk’e söz vermeye davet etti. “Gençliğin Ata’ya cevabı” hep bir ağızdan mücadele kararlılığı ile okundu. Gençlerin coşkusu bütün Boğaziçi’ni sardı.

Sekiz yüzü aşkın gencin katıldığı sempozyum, iki günün ardından coşkuyla sona erdi.

Boğaziçi Üniversitesi