İbrahim Okur'un tutukluluk halinin devamına karar verildi

Darbe girişiminin ardından tutuklanan ve "örgüt yöneticiliği" ile suçlanan eski HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'un tutukluluk halinin devamına karar verildi.

İbrahim Okur'un tutukluluk halinin devamına karar verildi

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından tutuklanan ve "örgüt yöneticiliği" ile suçlanan eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 1. Daire Başkanı İbrahim Okur'untutukluluk halinin devamına karar verildi.

Darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.

İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince duruşma salonlarının dolu olması nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesindeki salonda görülen duruşmaya Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Okur, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Duruşmada sanık hakkında ifade veren tanıklar dinlendi.

Duruşmaya SEGBİS ile bağlanan eski HSYK üyesi Nesibe Özer, HSYK üyeliği sürecini anlatırken adaylığa kendisinin karar verdiğini, daha sonra İbrahim Okur'un "Tek başına çok şansın olmaz, bakanlık listesinden gir." dediğini anlattı.

Kumpas davalarında görev yapan Zekeriya Öz ve Fikret Seçen gibi isimlerin bu görevlere atanmasında Okur'un bir çabasının olup olmadığı yönündeki soru üzerine Özer, o dairede çalışmadığını, böyle bir çabaya şahit olmadığını ancak özel yetkili hakim ve savcıların doğrudan İbrahim Okur'u muhatap aldıklarını söyledi.

17-25 Aralık sürecinde HSYK'nin Adli Kolluk Yönetmeliğiyle ilgili yayımladığı açıklamanın İbrahim Okur tarafından mı hazırlandığı yönündeki soruya karşılık Özer, açıklamayı kimin hazırladığını bilmediğini ancak Okur'un, "Bu konuda bir açıklama yapmamız lazım" diye konuştuğunu aktardı. Özer, "Nedenini sorduğumda, 'meslektaşlarımız üst kurul olarak bizden böyle bir açıklama bekliyor' demişti. Açıklama yazıldı ama imzaya gelmesi bir kaç gün sürdü." diye konuştu.

Söz verilen İbrahim Okur, Zekeriya Öz ve Fikret Seçen'in kendi görev yaptığı kurul döneminde atanmadıklarını söyledi.

Eski HSYK üyesi Ahmet Kaya ise 2010 Anayasa değişikliğinin ardından yeni HSYK'nin yapılanmasının temel aktörlerinden birinin İbrahim Okur olduğunu, fikir bağlamında görüşlerinin etkili olduğunu ifade etti.

Kaya, İbrahim Okur'un 17-25 Aralık'tan önce de Ergenekon, Balyoz gibi davalarda yaşananlardan rahatsızlığını ciddi şekilde dile getirdiğini, bu süreçten sonra daha devletçi bir pozisyon aldığını kaydetti.

Söz verilen İbrahim Okur'un sorusu üzerine Kaya, Okur'un Zekeriya Öz gibi isimleri görevden almak istemesi halinde bir kişiden başka kimsenin onu desteklemeyeceğini söyledi.

Örgütün genel sohbetçisi Nesip Yılmaz ise 30 yıl örgütte yer aldığını, 17-25 Aralık sürecinden sonra moral motivasyon amaçlı sohbetler düzenlendiğini, kendisinin de bu kapsamda sohbet verdiğini anlattı. İbrahim Okur'u tanımadığını, bu toplantılarda görmediğini ancak il imamlarının bulunduğu bir toplantıda isminin geçtiğini belirten Yılmaz, "Önceki il imamı Cemil Koca bir toplantıda, 'İbrahim Okur bu işi hallederdi ama ya çekiniyor ya da bizi dinlemiyor.' demişti." ifadelerini kullandı.

Eski Adalet Bakanlığı Müsteşarı Birol Erdem de sanık Okur ile 17 yıl beraber çalıştıklarını söyledi. 28 Şubat sürecinde İbrahim Okur, Ahmet Kahraman ve kendisinin soruşturma geçirdiğini belirten Erdem, çeşitli gruplardan arkadaşlarıyla toplantılarda bir araya geldiklerini anlattı.

Bu toplantılarda cevşen dağıtıldığını ancak kendilerinin hiç almadığını savunan Erdem, Okur'un toplantılarda "Bizi cemaatçi saymayın" dediğini aktardı.

Düzenli olmasa da bu tür davetlere icabet ettiklerini dile getiren Erdem, "Bu sohbetlerin abisi yoktu. Hatta aralarında himmet topladıklarını biliyorum ama kimin topladığını bilmiyorum. Bu toplantılar aynı yerde çalışanların bir araya gelmesiydi. Genelde aktüel konulardan bahsederdik. Bazen 5-10 dakikalık Fetullah Gülen'in videoları izlenirdi. Bir şey demezdik. Çünkü o zaman herkesin itibar ettiği bir vaizdi." dedi.

Yargıtay ve Danıştay üyeliği seçimi için eski HSYK Genel Sekreteri Mehmet Kaya'nın evinde yapılan toplantıda, cemaatçi kurul üyelerinin sayı konusunda diretmesi üzerine Okur'un buna karşı çıktığını anlatan Erdem, yüksek yargıdan gelen üyelerle anlaşılmasını önerdiğini söyledi.

Okur'un bu yapıya karşı en net tavrını 7 Şubat 2012'deki MİT krizinde gördüğünü, yapılanları açıkça eleştirdiğini ve krizin yönetilmesinde aktif rol aldığını ifade eden Erdem, Okur'un cemaatçi kurul üyelerine "Hocanız kimin kucağında oturuyor." dediğini aktardı.

"Açıklama konusunda aynı düşünmüyorduk"

17-25 Aralık sürecinde HSYK'nin yayımladığı açıklamada, İbrahim Okur'un da imzasının bulunduğunun hatırlatılması üzerine Erdem, "Açıklama konusunda aynı düşünmüyorduk ama İbrahim Bey kurulun sözcüsü konumundaydı. Bana göre bir strateji hatası yaptı. O soruşturmayı açan savcıları desteklemek için yaptığını düşünmüyorum." diye konuştu.

Erdem, Okur'dan 2014'teki seçimde Kurul üyeliği için aday olmamasını istediğini, buna karşın Okur'un hakkında makam karşılığında adaylıktan vazgeçeceğine ilişkin haberler nedeniyle bağımsız aday olarak seçime girdiğini anlattı.

Eski HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici de tartışılan HSYK'nin açıklama yapması fikrinin İbrahim Okur'dan çıktığını, ilk yazılan açıklamanın çok sert olması nedeniyle Okur tarafından düzeltildiğini söyledi.

Açıklamanın nedeninin o dönem hazırlanan Adli Kolluk Yönetmeliği olduğunu ifade eden Hamsici, "Yönetmelik kuvvetler ayrılığı açısından bence de sıkıntılıydı. Devlete kafa tutmak gibi bir niyetimiz yoktu. Amacımız uyarmak ve meslektaşların tepkisini dindirmekti. Şu an gelse imza atmam. Çünkü bunların işine yaradı." ifadelerini kullandı.

Hamsici, Okur'un dönemin İstanbul Başsavcısını arayıp 17-25 Aralık savcılarının yaptıklarına karşı mücadele verdiğini kaydetti.

Okur ile katıldıkları toplantılara ilişkin de bilgi veren Hamsici, Okur'un cemaatçilere "ben sizden değilim" diyerek himmet vermeyi reddettiğini anlattı.

Diğer tanıkların dinlenmesi için yeterli zaman kalmadığı belirtilerek Okur'a söz verildi.

İbrahim Okur, 2 yılı aşkın süredir tutuklu bulunduğunu, ifadelerin lehine olduğunu, delilleri karartma imkanı bulunmadığını savunarak tahliyesini istedi.

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, sanık İbrahim Okur'un tutukluluk halinin devamına karar verdi.

Bugünkü duruşmada dinlenemeyen eski HSYK üyeleri Mustafa Kemal Özçelik ve Ömer Köroğlu'nun gelecek duruşmada tanık olarak dinlenmesi, duruşmanın 16 Ocak 2019'a bırakılması kararlaştırıldı.

ibrahim okur