CHP grup toplantısı (27 Kasım 2018)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu TBMM'deki grup toplantısında konuşma yaptı. Vatandaşa seslenen Kılıçdaroğlu," Gözünü soğana değil devleti soyana çevir" dedi.

CHP grup toplantısı (27 Kasım 2018)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Öğretmenlerin sorunlarını çözmek için CHP ne yapacak.

1-Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılmalı. Kanun teklifimizi TBMM'ye verdik.

2-Hiç bir öğretmen yoksulluk sınırının altında aylık almamalıdır. TÜRKİŞ belirliyor. En az ayda 6bin ücret alınması gerekiyor.

3-Öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi gerektiğini söyledik. Seçim bildirgelerinde olmasına rağmen 3600 ek gösterge verilmesini hem AK Parti hem de MHP reddetti.

4-24 Kasım Öğretmenler Gününde birer maaş ikramiye verelim. Hİç bir öğretmen yoksulluk sınırının altında maaş almamalı. Ücretli öğretmenler asgari ücretin yarısı kadar ücret alıyor. Öğretmenin ayrımcılığı olmaz. Öğretmen öğretmendir.

5-Okullarda öğretmen açığımız var dışarıda da yüzbinlerce atama bekleyen öğretmen var. 153 bin 640 öğretmen açığı bulunmaktadır. Türkiye'nin bu ayıba bir son vermesi gerekir.

6-Taşımalı eğitime son verilmelidir. Nerede öğrenci varsa orada öğretmen olmalı.

7-20 Temmuz darbesinden sonra çok sayıda öğretmenin işine son verildi. Eğer bu öğretmenlerin hiç bir günahı yoksa haklarında takipsizlik kararı verilmeişse o öğretmenlerin atanmaları gerekiyor. Biz bunu da ısrarla takip ediyoruz.

8-Devlet okulları ve özel okulları diye bir ayrımcılık var. Eğitimde tasarruf olmaz. Devlet okullarına her türlü destek verilmeli

9-21.yy'dayız. Hala ikili öğretimler var. Birleştirilmiş sınıflar var. Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin ayıplarından biridir.

10-Okul aile birliklerine yasa statüsü sağlanmalı.

Bizim 24 Kasım'da düşündüklerimiz bunlar.

Bir de 25 Kasım var 1 gün sonrası. Kadına yönelik şiddet son bulmalı. Kadına yönelik şiddete hep birlikte engel olmalıyız. 16 yıllık iktidar yönetimlerinde kadına yönelik şiddet oranı yüzde 1400 arttı.

Eğer sizler bu ülkede gerçekten mücadele etmek istiyorsanız kadın erkek eşitliğini sağlamak istiyorsanız yönünüzü döneceğiniz bir parti var. CHP. Kadın erkek eşitliğini savunan bir parti.

Ekonomi'de işimiz pek parlak değil. Erdoğan daha iktidar olmadan önce çay ve simit hesabı yapıyordu. 16 yıllık kesintisiz bir yönetim ve bir Türkiye gerçeği. Çay ve simit hesabı yeniden yapalım. 5 kişilik bir aile. Bunlar hiç birşey yemesinler içmesinler. Sabah öğle akşam çay ve simit yiyip içsinler. 5 kişinin bir günlük harcaması 52,50 kuruş. 30 gün 1575 tl yapıyor. Asgari ücret 1,603 tl. Arada ne kalıyor? Vicdan sahibi herkese sesleniyorum. 28 lirayla bu insan okul, elektrik, su, doğalgaz parasını nasıl karşılasın? Ben bu yönetime Erdoğan’ın sözleriyle sesleniyorum:

"Senin bu zalim yönetimin değil bu yiyecekleri benim aziz milletime bir çayla simiti bile çok görüyor"

Şimdi şu soruyu asgari ücretli kardeşlerime sormak isterim. 16 yıldır bu ülkeyi yönetenler hala seni çaya ve simite mahkum ettilerse bundan hesap soracaksın kardeşim. 16 yıldır yönetiyor. Asgari ücreti arttırın diyoruz arttırmıyorlar. Memleketi bu hale getiren kayınpeder ve damadı. Hanedan yönetiyorlar. "Ağızlarından lokma da alsam bana gelip oy verecekler" diyor. "Sen 1,603 tl ile geçin bana yetmiyor, 74 bin 500 tl verin" diyor. Ne yese ne içse bedava, para yetmiyor adama. Eğer asgari ücretli kardeşim bu hesabı sormazsan sen asgari ücrete mahkumsun demektir.

Bir de hiçbir geliri olmayanlar var. Ekonomik krizden sonra gerçekten kapının önüne koyulanlar var.

Bunlara ders verdiğin zaman ülkeye bahar gelecek, ülkeye huzur gelecek. Biz de gündemi değiştirmiyoruz. Ekonomi, ekonomi. Vatandaşın sıkıntısını her ortamda gündeme getireceğiz. Gündemin en önemli konusu soğan. Teröristle soğan toptancısını aynı kefeye koyuyor. Silahlısını biliyoruz da soğanı olan teröristi ilk kez duyuyorum. Soğan üreticilerinin gözü aydın. Siz de terörist oldunuz. Soğanı depolamasa ne yapacak? Tarlada mı kalacak? Toprak Mahsulleri en büyük depoyu yapıyor, bas orayı o zaman. Dağıt buğdayı millete. Eğer Türkiye'yi bu hale nasıl getirdik diye düşünselerdi ülke bu hale gelmezdi.

Fakit fukaraya ucuz soğan yedireceksen çiftçiye destek vereceksin. Gübreye zam yapmayacaksın. Bizim insanımız çalışkan bizim insanımız üretir. Yeter ki kazansın. Vatandaşıma sesleniyorum gözünü soğana değil devleti soyana çevir.

Asıl hedef çiftçiyi bitirmek. Bütün bunların sebbei sarayda oturan zat ve damadı. İkisi kafa kafaya veriyorlar. Şimdi tek adam rejiminde yaşıyoruz. Demokrasilerde var mı böyle birşey?Yarın herhalde un fabrikalarını bastıracaklar. Ekonomi baskıyla yürütülmez. Ekonomiyi yönetmek için liyakat lazım bilgi, birikim lazım. Liyakat sistemini bozmayın dedik.Ekonomiden anlamayan damadı ülkenin kasasının başına oturttun.

İktidar olduklarında vatandaşın bankalara borcu 6 milyar 605 lira idi, şimdi 522 milyar. Vatandaş borç batağında beyefendi kilosu 4 milyarlık çay içiyor. Halktan kopan bir yönetimin Türkiye'yi getirdiği durum budur. Bu yılın ilk 9 ayında yurtdışında bir grup tefeciye ödediği faiz 9 milyar 124 milyon lira. Tefecilerin talimatından asla çıkmaz. O tefeciler ne isterlerse vermeye hazır.

Özellike AK Parti'ye oy verenlere seslenmek istiyorum. Bugüne kadar Tayyip bey ne isterlerse verdiniz şimdi kardeşim cebine bir bak. Cebinde ne var senin? Huzur içinde misin? Memleketin haline bak. Bir düşün ya insafla. Herşeyi verdin sende hiç birşey kalmadı. O zaman Mart ayı geliyor. Elini vicdanına koy ona bir ders ver, ders.

AK Parti demek israf demek , yolsuzluk demek, niteliksiz eğitim demek, itibarsız dış politika demek, Londra'daki bir avuç tefeciye mahkum olmak demek.AK Parti bu demek. Seçmenine söylemiyorum, AK Parti bu demek.

15 Temmuz şehit yakınlarına soruyorum. Sizin adınıza para toplandı yediler mi yemediler mi bilmiyorum. Sizin adınıza toplanan parayı götürdüler mi götürmediler mi bilmiyoruz. İktidara soruyorum parayı ne yaptın?

Ve Cemal Kaşıkçı olayı. Bu katilleri neden bıraktın? Bu soruyu hep sordum hep soracağım.

kemal kılıçdaroğlu