Gelelim o toplantı da konuşulanlara
Yandaşlar aldıkları emirle yine ortak manşetle çıktılar ve ihanet dediler.
Pardon ama asıl ihanet Türkiye’yi böylesine acze düşürmek değil midir?
MİT Müsteşarının katıldığı mahrem bir toplantıdan bile sızıntı oluyorsa ortada devlet diye bir şey kalmış mıdır?
Haftalardır aynı casusluk mugalatası...
Evet F tipi örgüt müritleri devletimizin içindeki casuslardır, vallahi doğru ama neden onları tasfiye adına gerekeni yapmıyorsunuz? Niçin o casusların böylesine önemli bir toplantıyı dinlemesinin önüne geçemiyorsunuz?
Ayrıca unutturamazsınız, o casus örgüt sizin eseriniz. Devlete onları sızdıran sizsiniz ve suç ortağısınız!
Gelelim o toplantı da konuşulanlara.
Yayın yasağı olduğu için ayrıntılı içeriğe girmeyeceğim ama bütün dünya biliyor yapılan yolsuzlukları milletin gözünden kaçırmak için Suriye’ye asker çıkarma toplantısıdır.
MİT Müsteşarı Fidan, “Gönderirim 4 adam, attırırım 8 füze ve müdahale şartlarını oluşturum” nasıl diyebilir?
Keza Genelkurmay gibi bir kurum nasıl o fotoğrafta yer alabilir? Efendim siyasi irade emretti mi diyecekler?
Ne yani siyasi irade vatana ihaneti emretse peki mi denilecek?
Söylemek istediğim elbette Genelkurmay ile MİT’e hiçbir şekilde ihanet imasında bulunmak değil sadece dikkatli davranmalarına davettir.
Bir başka boyut, MİT ile TSK Suriye’deki El Kaide ile müttefik midir değil midir açıklığa kavuşmalı?
Bu arada Twitter’den sonra Youtube’a getirilen karartma aslında bu toplantının amacının yani seçimle endeksli olduğunun delilidir... Öyle olmasaydı dünyanın bildiği şeyi Türk halkından saklamaya çalışmazlardı.
Bu dinleme sızmadan yani üç gün önce yazımın başlığı şuydu:
-”Seçimi kaybedeceğini anladığı an savaş bile çıkartır.”
Yapılan o toplantı bu başlığımızı kanıtlamıyor mu?
Yazımı şu ifadelerle bağlıyorum: Seçim sonucu ne olursa olsun Erdoğan Uluslararası Adalet Divanına gönderilecek ki sesi kısık olmasına rağmen önceki günkü çırpınışları o paniğini yansıtıyor...
BIRAKIN ÖLSÜN!
Twit sahibi Zekeriya Öz’dür. Hani Başbakanımızın bir dönem kahramanı olan Zekeriya!
Kendi altındaki zırhlı mercedesini tahsis ettiği o malum savcı.
İşte o adam diyor ki:
Muhsin Yazıcıoğlu’nu öldürdüler.
Helikopteri, kasıtla yanından uçan F-4’ün oluşturduğu basınç düşürmüş.
O F-4’ün pilotları ise Suriye’de düşen uçakta imişler.
Dahası Başbakan bu olaydan haberdar edilince “Bırakın ölsün” demişmiş!
Bu iddialar önemli zira Ergenekon gibi bir davanın savcısı tarafından yapılıyor.
Dün Ergenekon tezgahındaki rezil iddia ve ithamlara Kur’an ayetleri misali iman edenler bugün Zekeriya’nın bu ifadelerine haydi oradan diyemezler...
BU TAYYİP’İ BAYKAL BAŞBAKAN YAPTI İYİ Mİ!
Kemal Kılıçdaroğlu açıkladı. Meğer Baykal’a kurulan kaset komplosu ile alakalı olarak Tayyip Erdoğan’a ait sadece ses kaydı yok, fotoğraf da varmış ve kendisi bunu görmüşmüş.
Bu beyanı işitince vay be dedim kendi kendime!
Öyle çünkü Tayyip Erdoğan’ın 2003 başında önünü açan Deniz Baykal’dı.
Siyasi yasağının kalkmasına ve Meclis’e girmesine Anayasa değişikliği ile katkı veren oydu.
Deniz Bey hayır deyip diretseydi Tayyip Erdoğan mebus ve Başbakan olamayacağı gibi AKP kesin ikiye bölünecekti zira yakından biliyorum Abdullah Gül ile gırtlak gırtlağaydılar.
Bu olayın gösterdiği şudur:
Türkiye gibi ülkelerde ahlak ve ilke ile politika yapmanın sonucu maalesef hüsran oluyor.
Baykal, Tayyip Erdoğan seçimi kazandı Başbakanlık hakkı derken, kendisine yapılana (Eğer doğru ise) bakar mısınız?
Sabahattin Önkibar
Aydınlık