Hükümet Sözcüsü Bozdağ'dan CHP, Kılıçdaroğlu ve Rıza Sarraf açıklaması
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bozdağ, "CHP, Cumhurbaşkanımızı Cumhurbaşkanlığından indirmek için terör örgütleri ile aynı hedefe koşma konusunda çalışma içerisinde. Türkiye karşıtları ile işbirliği çok açık. Eline altın bir fırsat vermiş oldu sayın Cumhurbaşkanımız. İsim isim saydı, onun üzerine avukatlar açıklama yaptı ve Cumhurbaşkanımızın açıklamaları ortada. Yurt dışına giden tek kuruş para yoktur. Kağıt parçaları da sahtedir." dedi. Bozdağ, ABD, Atilla'ya karşı davası ve Rıza Sarraf ile ilgili de açıklama yaptı
Bakanlar Kurulu, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığında toplandı.
Çankaya Köşkü'ndeki toplantı sonrası Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, kameralar karşısına geçti.
Bozdağ'ın açıklamaları şu şekilde:
Dün Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı açıklama bugün Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından ne demek istediğini açıkladı. Türkiye serbest piyasa ekonomisine sahip, vatandaşlarımız ve yabancı yatırımcılar istediği yerde yatırım yapma hakkına sahiptir.
Aynı şekilde yurtdışında da yatırım hakkına sahiptir. Her türlü para transferi yapabilirler. Herhangi bir sınırlama söz konusu değildir, bundan sonra da olmayacaktır. Cumhurbaşkanımızın böyle bir talimatı olmamıştır. Cumhurbaşkanımızın dikkat çektiği husus kendi ülkesine güvenmediği için sermayesini başka yere aktarmak isteyenlere istem olduğunu ifade etti. Ekonomi dara girsin diye uğraş varken işadamlarımız ekonomilerini güçlendiren Türk ekonomisine güvenmeleri ve sahip çıkmaları konusunda bir sitemini ifade etmiştir.
CHP'nin yarın açıklayacağı belge, kağıt parçası, yeni bombalar nedir bilmiyorum. Kılıçdaroğlu üst üste ekranlar önünde bir iddiada bulundu. Man Adası var, 1 sterlinlik şirketler var. Cumhurbaşkanının akrabası, ailesi para transfer ettiği iddialarında bulundu. İspat olarak da dekontları gösterdi. Sayın Cumhurbaşkanımız benim ve yakınlarımın para göndermesi söz konusu değildir, siyaseti ve Cumhurbaşkanlığını ispat edersen bırakırım dedi. CHP, Cumhurbaşkanımızı Cumhurbaşkanlığından indirmek için terör örgütleri ile aynı hedefe koşma konusunda çalışma içerisinde. Türkiye karşıtları ile işbirliği çok açık. Eline altın bir fırsat vermiş oldu sayın Cumhurbaşkanımız. İsim isim saydı, onun üzerine avukatlar açıklama yaptı ve Cumhurbaşkanımızın açıklamaları ortada. Yurt dışına giden tek kuruş para yoktur. Kağıt parçaları da sahtedir. Bir banko görevlisinin bile bilebileceği bir şeyi, öğrenmesi gereken Kılıçdaroğlu bunu yapmıyor. İncelediğimizde şunu gördük, burada sayın Cumhurbaşkanımızın ve ailesinden herhangi bir kimsenin Man Adası'nda bir şirkete tek bir kuruş para göndermeğini bu dekontlar ispat etmektedir. Dışarıya, Cumhurbaşkanının ailesinden şunlar ve yakınlarından şunlar şu kadar para havale ettiler iddia ediyor. Havale edilen para yok, dışarı aktarılan para kesinlikle söz konusu değil. Bu dekontlar sayın Kılıçdaroğlu'nun müfteriliğini kesinlikle ispat etmiştir. Yalancı olduğunu ispat eden kanıtlardır. Hiçbir tartışma burada yok. Onun için bizim Kılıçdaroğlu'ndan beklediğimiz şu. Onurlu davranmak. Ben de buradan soruyorum. Gösterdiğin dekontlar sizin müfteriliğinizi ispat eden belge olduğu ortaya çıktı. Sayın Kılıçdaroğlu, söyler misin? Alçak kim, müfteri kim, yalancı kim? Bunu net bir şekilde ifade etmesi lazım. Onurlu bir insan gibi yapması gereken CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa etmektir. İstifa etmeye davet ediyorum. İstifa etmeyeceğini bilerek davet ediyorum. Sizi göreve getiren baronlar, FETÖ'cüler sizin gitmenize karar vermişler. Baronlar artık Kılıçdaroğlu'nun gitmesini istiyorlar. Karanlık güçler Kılıçdaroğlu'nun son kullanma tarihinin dolduğuna karar vermişler. Yarın da başka belge açıklayacağını söylüyor. Ben de merakla bekliyorum. Hangi yalancılığını ortaya koyacak, hep beraber göreceğiz. Kılıçdaroğlu elinde patlayan Man Adası'nın bombalarından sonra konuyu değiştirip yeni bombalar ortaya koyarak başka tartışma ile günü kurtarmaya çalışacaktır. Yalan üzerine kurulan siyasetin CHP'ye de Kılıçdaroğlu'na da faydası yoktur.
ABD'NİN OLASI KUDÜS KARARI
Kudüs'le ilgili son günlerde çok yoğun haberler var. Kudüs'ün İsrail'in başkenti yapılması hususunda adım atılacağına ilişkin iddialar dolaşıyor. Kudüs'ün statüsü bellidir. Kudüs'ün statüsünü korumak, bölgedeki huzur ve barışı korumak bakımından tarihi öneme sahiptir. Kudüs'ün uluslararası anlaşmalarla koruma altına alınan statüsü kaldırılarak başka adımlar atılırsa büyük bir felaket olur. Bölgede yeni çatışmalara, kavgalar yol açar. Hiç ön göremediğimiz, ne zaman biteceğini bilemediğimiz olayların ortaya çıkmasına yol açabilir. İsrail'e, başka ülkelere, bölgeye faydası yoktur. Bu adımı atmak bölgeyi yeni bir felakete sürüklemek için yeni kapılar açmaktan başka bir işe yaramaz. Türkiye, Kudüs'ün bu anlaşmalar çerçevesindeki statüsünün korunmasını hep müdafaaa etmiştir. 1967 sınırları dahilinde başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Devleti kurulmasının son derece önemli olduğunu hep ifade ettik. Türkiye bu politikasından sapmış değildir. Türkiye gelişmeleri takip etmektedir, edecektir. Oldu bittilere karşı Türkiye'nin evet demesini kimse beklememelidir.
OLASI AFRİN OPERASYONU
Suriye'de yaşanan her hadise Türkiye'nin ulusal güvenliği ile doğrudan ilgilidir. Bunu hep ifade ettik. Suriye'de yaşanan her hadise Türkiye'nin ulusal güvenliği ile doğrudan ilgilidir. Bunu hep ifade ettik. Türkiye bölgede çatışmaların sona ermesine, barış ortamının tesis edilmesine son derece önem vermektedir. Terör örgütlerinin bu süreçte muhatap kabul edilmesini Türkiye reddetmektedir. Afrin'de PYD-YPG teröristlerinin yer aldığını, Türkiye'ye karşı hazırlık içinde olduklarını biliyoruz. Türkiye herhangi bir saldırı olasılığında karşılık vermekten tereddüt etmeyecektir. Afrin'e dönük bir adım atılıp atılmamasını bölgede yaşanacak gelişmeler tayin edecektir.
ABD ATİLLA'YA KARŞI DAVASI VE RIZA SARRAF
2008'in yaz aylarıydı, Almanya'da bugün New York'taki dava gibi bir dava vardı. Deniz Feneri davası üzerinden bir takım hadiseler vardı. Kılıçdaroğlu'nun ilk parlatılmaya çalışıldığı hadise de bu Almanya kaynaklı projelerdir. Amerika'da görülmeye başladığı hafta Türkiye'de de eş zamanlı bir şekilde sayın Cumhurbaşkanımız ve ailesi hakkında bir itibar suikastına Kılıçdaroğlu teşebbüs etti. Geçmişte de Almanya'da Deniz Feneri, Türkiye'de de aynı konuda Kılıçdaroğlu rol almıştı. Şimdi aynı şeyin buradan devam ettiğini görüyoruz. Türkiye'nin hukukunu korumak için, hiçbir ülke Türkiye hakkında yargı yolu ile karar veremez demesini beklerdim. Onun üzerinden bu işe bir tavır koyması, yerli ve milli bir duruş ortaya koyması lazım. Kılıçdaroğlu'nun duruşu yerli ve milli değildir.17-25 Aralık'ta FETÖ'nün Türkiye'de yaptığı bir yargı darbe teşebbüsünün bir parçasını oluşturmaktadır. Türk savcılıkları soruşturma yaptı, takipsizlik kararı verdi. TBMM komisyon kurdu, konuyu inceletti sonuçta Yüce Divan'a sevk etmeme kararı verdi. Şu anda New York'ta devam eden davanın yargıcı 2014'te FETÖ terör örgütünün bir organizasyonu ile Türkiye'ye getirilmiş ve 17-25 Aralık sürecinde FETÖ'nün görüşlerini kullanarak Türkiye'ye karşı açıklamalarda bulunmuş birisidir. Davanın bütün lojistiği FETÖ'dendir.
ulusal.com.tr