İşte, 'İhsanoğlu olmaz' dedirten gerekçeler...
Aydınlıkyazarı Mehmet Faraç'ın kaleme aldığı köşe yazısının konusu 'İhsanoğlu olmaz' dedirten gerekçeleri kaleme almıtır.
İşte Mehmet Faraç'ın o yazısı:
Toplumun; bırakın tanımayı, adını bile söyleyemediği bir isim Çankaya hesapları üzerinden ülkeyi, daha doğrusu cumhuriyete duyarlı kesimleri germeye yetti...
Hiç kimse umutlanmasın ve "Tayyip gitsin de nasıl giderse gitsin" şeklinde, cemaatçilere bile kucak açan kangrenleşmiş gafletin bir kez daha esiri olmasın...
Çünkü İhsanoğlu isminin; AKP iktidarının son 12 yıldaki vahim icraatlarıyla da dışavuran, cumhuriyetin geleceğiyle ilgili aşılamayacak çıkmazları var... Bakınız;
Deniz Baykal, İlhan Kesici, Emine Ülker Tarhan, Meral Akşener ve Abdüllatif Şener gibi Cumhuriyete bağlı çok sayıda isim Çankaya anketlerinden çıkarken, Ekmeleddin İhsanoğlu adı hiç ortada yokken, sinsice ve sessizce gündeme getiriliyorsa...
Bu ismin gündeme getirilmesi görevi; ne yazık ki son yıllarda "sağa açılma" iddiasıyla iyice rotasından çıkan Atatürk'ün kurduğu partiye verilmişse!..
Üstelik o parti, 30 Mart seçimlerinde cemaat müritlerini de aday yaparak, "Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak" gibi büyük bir hezimet yaşamışsa...
İhsanoğlu ismi; CHP'nin milletvekilleri, hatta parti organlarından bile habersiz, apar topar ortaya atılmışsa...
CHP içinde, adları "Fethullahçı"ya çıkan kimi isimler İhsanoğlu'nu övmeye başlamışsa...
Sanki birileri bu ismi, belki de çok uzaklardan CHP liderinin kulağına fısıldamış gibi bir algı büyümeye başlamışsa...
Üstelik İhsanoğlu'nun atalarının, Atatürk'ün 1923 devriminden sonra Mısır'a kaçtığı konuşuluyorsa...
Bu şaşırtıcı Çankaya adayı, Mısır'da El Ezher gibi şeriatçı yetiştiren bir okuldan da referans almışsa...
Atatürk'ün koltuğuna oturtulmak istenen şahıs, El Kaide'yi bile dünyanın başına bela eden "Suudi'nin adamı" diye biliniyorsa...
CHP ve MHP'nin ortak adayı, her fırsatta Erdoğan'a, "son 10 yılda Ortadoğu'ya gelmiş en büyük siyasetçi" diye övgü yağdırmışsa...
Yandaşı, döneği, tarikatçısı, eski şeriatçı, yeni Etiler müdavimi kalemşorlar İhsanoğlu'nu pohpohlamaya başlamışsa...
Cemaat gazeteleri bile bu ismi övüyorsa; Gülen'in müritleri sosyal medyada onun için göbek atıyorsa...
Sizce Ekmeleddin İhsanoğlu gibi bir isim, Abdullah Gül'le birlikte büyük yıkım yaşayan Çankaya'nın zirveleri için kurtuluş olabilir mi?..
OLMUYOR CHP OLMUYOR...
CHP; "sağa ve tarikatlara açılma" gibi vahim ve hatalı üstelik dayatılmış stratejiden bir an önce vazgeçmeli...
Çünkü parti, Atatürk'ün çizdiği "Aydınlanma" rotasından uzaklaştıkça kimliğini kaybediyor, zayıflıyor ve tükeniyor...
Ana muhalefetin; Çankaya adayı olarak bile bir El Ezherci'yi öne sürmesi, eski hatalarından zerre kadar ders almadığının en vahim kanıtı...
Söyler misiniz; 2011 seçimlerinde "CHP'nin vekiliyim ama CHP'li değilim" diyen Faik Tunay gibi Said Nursi ve Fethullah hayranlarını mebus yapan, partiye sağcıları dolduran "Yeni CHP" değil mi?..
Kaçak Kuran kurslarına, İmam-Hatiplere katsayı kıyağına, bir gecede 5 bin okulun İmam-Hatibe dönüştürülmesine, "Öğretim Birliği Yasası"nın temeline dinamit koyan "444" rezaletine ve türbanın üniversitelerle kamu kurumlarında serbest bırakılmasına, "oy uğruna" göz yuman "Yeni CHP" değil mi?..
Ne yani; laiklik karşıtları, tarikat ve cemaatler, hatta liboş dönekler parti tabanını eriten ve infial yaratan tüm bu tavizler karşısında CHP'ye oy mu yağdırdılar?..
Şimdi asıl soruya gelelim; yukarıdaki vahim örneklerin 2011 genel ve 2014 yerel seçimlerinde CHP'ye ve ülkeye hezimetten başka bir şey getirmediği ortadayken, Ekmeleddin İhsanoğlu gibi "şeriat üniversitesi"yle ilişkili biri ne getirebilir acaba?..
BU TAKTİK ERDOĞAN'I GÖTÜRÜR MÜ?..
Sorulara devam edelim... CHP örgütlerine ve oy veren kitlelere şu tuhaf ve tabansız gerekçeler dayatılmadı mı?..
CHP "büyüsün" diye BDP'den TESEV'e, sağcılardan cemaate kadar her kesime taviz verilmedi mi?..
Bunun propagandası da, "CHP her kesimi kucaklamalı" diye yapılmadı mı?..
Bugün CHP içinde; sağcı vekiller, adları PKK, "CIA" ve cemaatle ilişkilendirilenler bile yok mu?...
Peki; tüm bu unsurlar 2011 seçiminde ve 30 Mart'ta oy getirisi açısından ne kattılar ki CHP'ye?.. Partinin asıl tabanını da uzaklaştıran kocaman bir hiç...
"Mustafa Sarıgül CHP'den yolsuzluk raporuyla atıldı ama olsun!.. Sağdan ve tarikatlardan oy alabilir, o yüzden tüm hatalarına rağmen oy verelim" şeklindeki kaypak bir propaganda yürütülmedi mi?..
Yani topluma taviz uğruna omurgasızlık dayatılmadı mı?.. Peki sonuç?.. Ne yazık ki, kocaman bir yıkım ve CHP tabanında üzüntü yaratan yeni bir hezimet...
CHP; tıpkı AKP'nin yaptığı gibi kendi öz kaynaklarına dönmediği, bu ülkenin sağında ve solunda, "cumhuriyetle barışık kesimler"le birlikte yürümediği ve ideolojisine sahip çıkmadığı sürece, yeni bir taviz modeli olan Çankaya adayıyla da biraz daha eriyecek ve çıkmaz bir yola girmekten de kurtulamayacak...
Ne demişler; "Tarih tekerrürden ibarettir..." Üstelik hem hata hem de hezimet açısından!..
Anlayacağınız; "Erdoğan gitsin de nasıl giderse gitsin" anlayışıyla CHP düşmanlarına bile verilen tavizler, siyasi hatalar, ideolojik yalpalamalar "Yeni CHP"nin yola çıkarıldığı 2010'dan bu yana, Atatürk'ün miras bıraktığı siyasete yıkımdan başka bir şey getirmedi...
Aslında Erdoğan, muhalefetin tavizle örtmeye çalıştığı beceriksizlik yüzünden bir türlü gitmedi... Hem de cemaate bile kafa tutan Erdoğan götürülemedi!..
Sözün özü; kitlelerin karşısında, "Erdoğan'ı yıkmak için" hata ve tavizlerle değil topluma inandırıcı gelen ideoloji ve kararlılıkla hareket edilmediği sürece, rotadaki zikzaklar uçurumdan başka bir yere götüremez!..
ulusalkanal.com.tr