'Gözaltındayken sadece Adil Öksüz de telefon vardı'

Adil Öksüz'ün telefonu ile yakınlarını arayan Halil Burak Balcı, "17 Temmuz'da Sincan Adliyesinde gözaltı sırasında mahkemeye çıkarılmadan önce Jandarma Başçavuş Osman Gök'ün mahkemeye çıkacaklarını ifade ederek, avukatlarını arayabileceklerini söyledi. Bu sırada kimsede telefon yoktu. Adil Öksüz'ün telefonunu istedim. Görevliler bu kişi izin verirse telefonunu kullanabilirsiniz dediler. Öksüz telefonu uzattı" dedi.

'Gözaltındayken sadece Adil Öksüz de telefon vardı'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Hava Üssü'ndeki eylemlere ilişkin 486 kişi hakkında açılan davanın 23. celsesine başlandı. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmaya, tutuklu ve tutuksuz sanıklar, sanık avukatları, Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığının da arasında bulunduğu bazı müştekilerin avukatları ile bazı müştekiler katılıyor.

Duruşmada, oğlu darbe girişimi sırasında bazı komutanların İstanbul'dan Akıncı Üssü'ne kaçırılmasında görev yapan ve darbe sonrasında 17 Temmuz'da firari Adil Öksüz'e ait telefondan aranarak 3 kez görüşme yaptığı belirtilen sivil sanık Hasan Balcı'nın çapraz sorgusu tamamlandı. Sanık Balcı, Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada avukatların ve bazı sanıkların sorularını yanıtladı. Soru üzerine, darbe girişiminin gerçekleştiği 15 Temmuz 2016 günü neler yaptığını anlatan Balcı, büyük oğlu Gökhan Balcı'nın o gün normal mesaisinden çıkıp eve geldiğini söyledi.

Gökhan Balcı'nın asıl görev yeri Tekirdağ'dan Kara Harp Okulunun öğrenci seçme sınavları için görevli olarak Ankara'ya geldiğini ileri süren Balcı, oğlunun bu nedenle bir aydır Ankara'da bulunduğunu savundu. Akşam yemekten sonra ailece evin önündeki parka gittiklerini, eve döndüklerinde televizyonda Boğaz Köprüsü'nün tutulduğunu, hareketlilik olduğunu gördüklerini anlatan Balcı, ardından oğluna Kara Harp Okulundan telefon geldiğini ve mesaiye çağrıldığını kaydetti. Oğlunun birliğini arayıp bütün askerlerin kışlaya çağrıldığını öğrendikten sonra sivil kıyafetleriyle ve silahını almadan yeniden mesaiye gittiğini savunan Balcı, diğer oğlu Halil Burak Balcı'nın Akıncı'da olduğunu ise sonradan öğrendiğini iddia etti. Balcı, oğlu Halil Burak Balcı'nın telefonda "Nizamiyeden içeri geçtik, silahımı teslim ettim, bekliyoruz." dediğini söyledi.

Gökhan Balcı'ya da saat 04.00'te ulaştığını, kızarak "Hemen oradan çık." dediğini savunan Balcı, oğlunun ise "Burası çok karışık, görev var diye çağırdılar, tuzağa düştüm." karşılığını verdiğini öne sürdü. Oğlunun sabah saatlerinde demir parmaklıklardan atlayarak kışladan kaçtığını, kendisinin arabayla onu aldığını anlatan Balcı, Yenikent kavşağında polis tarafından durdurulduktan sonra oğlunun gözaltına alındığını kaydetti. Sanık Balcı, müşteki avukatının 15 Temmuz'da İran ve Azerbaycan'a yaptığı aramalara ilişkin sorusu üzerine, Orta Aras Havzası Sempozyumu nedeniyle görüşmeler yapmış olabileceğini iddia etti.

ADİL ÖKSÜZ'ÜN TELEFONUNU İSTEDİM

Daha sonra Balcı'nın oğlu sanık Halil Burak Balcı söz aldı ve o günün tanığı olarak olayı anlatmak istediğini söyledi. Balcı, 16 Temmuz'da gözaltına alındığını belirterek, 17 Temmuz'da Sincan Adliyesinde gözaltı sırasında mahkemeye çıkarılmadan önce Jandarma Başçavuş Osman Gök'ün mahkemeye çıkacaklarını ifade ederek, avukatlarını arayabileceklerini söylediğini belirtti.

Bu sırada kimsede telefon bulunmadığını, Adil Öksüz'ün telefonunu istediğini anlatan Balcı, görevlilerin bu kişi izin verirse telefonunu kullanabileceklerini, görüşmeleri kamera karşısında yapmaları gerektiğini söylediğini ifade etti. Adil Öksüz'ün telefonuyla görüşme yaptıktan sonra "Kullanabilirsiniz." diyerek kendisine verdiğini savunan Balcı, telefonla kameranın önüne geçtiğini, babası Hasan Balcı'yı 3 kez aradığını, tanıdığı tek avukat olan eşinin amcasına mesaj çektiğini savundu. Kendisinden sonra iki kişinin daha aynı telefonu kullandığını ileri süren Balcı, ardından telefonun alınarak poşete geri konulduğunu söyledi.

Balcı, "Kendi öz babamı en zor anımda avukat istemek için aramamdan dolayı babam bir yıldır tutukludur. Olayla uzaktan yakından ilgisi bulunmuyorken benim yüzünden mesleğinden ihraç edildi, onuru zedelendi. Bir evlat olarak bir yıldır babamın tutuklu bulunmasını ve çektiğim vicdan azabını burada hazır bulunan herkesin takdirine bırakıyorum. Kamera kayıtlarının daha sonra silindiğini öğrendik ama bunların imajı alınabiliyormuş. Adaletin tecelli edeceğine yürekten inanıyorum." diye konuştu.

İddianamede, sanık Hasan Balcı'nın suç tarihinde Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunda, Atatürk Araştırma Merkezinde şube müdürü olarak görev yaptığı, küçük oğlu Halil Burak Balcı'nın Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığında MAK timinde astsubay rütbesiyle görevli olduğu ve darbe girişiminde Konya'dan İstanbul'a giderek, darbe karşıtı komutanların Akıncı Üssü'ne kaçırılması eylemine katıldığı belirtiliyor. Balcı'nın diğer oğlu Gökhan Balcı'nın da Tekirdağ'da Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde 8. Piyade Tank Taburunda kurmay binbaşı rütbesiyle görev yaptığı, Genelkurmay Karargahında darbeye teşebbüs faaliyetine katıldığı ifade ediliyor. Hasan Balcı'nın, 17 Temmuz 2016'da Adil Öksüz tarafından kullanılan hatla 3 kez telefon görüşmesi yaptığı, darbeyi yönetip organize eden diğer sanıklarla eylem ve iş birliği içinde bulunduğu, darbecilerce verilen görevleri yerine getirdiği kaydediliyor./Milliyet

ankara fetö 15 temmuz adil öksüz 17 temmuz