Antalya'da 2500 Türelzede

Antalya'da 2500 Türelzede

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı göreve geldiği günden beri çalışan kıyımı hız kesmedi. Son olarak 700'e yakın taşeron işçinin tebligat yapılmadan ten atılması üzerine, işçiler Disk bölge temsilciliği ile birlikte Attalos heykeli önünde imza masası açarak ve baretli eylemle bu uygulamaları protesto ettiler.

Deprem vurdu, bir de Türel vurdu

Görevleri, aile durumları, öyküleri farklı da olsa, işçilerin ortak derdi, bir anda işsiz ve ekmeksiz kalmış olmak.

Antalya'ya gelerek Mustafa Akaydın tarafından işe alınan Vanlı depremzede Süleyman Yektaş, biri asker diğerleri okuyan 6 çocuğu ve kredi borçları ile ne yapacağını bilmez durumda. "1 yılımın dolmasına sekiz gün kala haber bile verilmeden işten atıldım. Altı çocuktan biri Zonguldak'ta asker, diğerleri okuyor. Ev aldım kredi borcu ödüyorum. Tek çalışan benim. Belediyeye gidiyorum güvenlikçiler kovuyor.Ben kimin kapısını çalayım? Deprem vurdu, yıktı şimdi de Türel vurdu" diye anlatıyor içinde bulunduğu durumu. Yektaş kendisi dışında temizlik işlerinde çalışan depremzede kadın işçilerin de atıldığını anlatıyor.

Gerekçe: "2500 İşçi Bankamatik Memuru"

2009 yılında belediyenin ASAT şirketinde çalışmaya başlayan Kıvanç ık, artık genç bir işsiz :" Türel işten çıkarmalara gerekçe olarak çalışanların "banka matik memuru"olduğunu savunuyor. Diyelim ben bekarım. Çoluk çocuk besleyen abilerim var. Onlar park bahçelerde, temizlik işlerinde, alt yapı hizmetlerinde Belediyenin en ağır yükünü taşıyan emekçiler. İşe ihtiyaçları olmasa 900 Lira'ya taşeronda çalışırlar mı?" diyor.

Ulaşım alt yapı hizmetlerinde çalışan Ali Özal, 3 ay maaş alamadan işten çıkarılmış. Özal,"Hiç bir bilgi verilmeden şirkete uğramamızı söylediler. Baktığınızda işten atılanların hepsi yandaş olmayan işçiler. Bundan sonra ikinci dalga geliyor. A Partisi geliyor B partisi gidiyor, bedelini işçiler ödüyor. Sorun bizlerin örgütlü olmayışında. Bir arada durmalı, mücadelemizi Ankara'ya kadar taşımalıyız"

Emekliliğine iki yıl kala Fen İşlerinden çıkartılan Şefik Yaman ise 3 gün önce işten atıldığını çalışma arkadaşlarından öğreniyor. Şirket yetkililerinin belediyenin verdiği listelere bağlı kalarak, işten atılacakların isimlerini belirlediklerini öğrenmiş. Yaman, çalışırken de hak gaspına uğrayan işçilerden biri. Sigortasının ayda ancak bir gün yattığını anlatıyor ve uygulamaları hukuksuzluk olarak değerlendiriyor.

İbrahim Halil Belden, imza masası açtıkları caddeyi göstererek, "bu caddeyi ben süpürüyordum" diye başlıyor söze ve taşeron sistemdeki ödeme aksaklıkları yüzünden tedavi olamayan üç kişinin hayatını kaybettiğini anlatıyor.

Kiminin kredisini ödeyecek parası, kiminin ayağında çorabı yok. Okuyan çocuklarını okuldan almayı düşünenlerin sayısı ise her geçen gün artıyor. AKP'li Türel'in koltuğa oturmasının üzerinden 2 ay geçmeden kapı önüne konan bazı işçiler ise , seçimlerde kendileriyle tek tek görüşüldüğünü, kadro sözü verilerek oy avcılığı yapıldığını anlatıyor.

İşten atılan işçilerin maaşlarıyla 40 tane Atatürk Parkı yapılırmış.

Menderes Türel, yeni dalgaları hızlandırmak için, bir gazeteye demeç vererek, işsiz kalacak çalışanların sayısını toplam 2500 olarak duyurmuştu. Belediye Basın Dairesinin Perşembe günkü bildirisinde ise şu ifadelere yer verildi:" CHP’li Büyükşehir Belediyesi yönetiminin kanunsuz personel artışına aktardığı para ile hizmet yapılsaydı Antalya’da trafik sorunu diye bir sorun olmazdı. Yapılan hesaplamalara göre personel fazlasına ödenen ücret ile 80 kavşak ve yüzlerce kilometre yol yapılabilirdi. Antalya, yeni üst geçitlere, alt geçitlere ve raylı sisteme kavuşabilirdi. Bu para ile 40 tane yeni Atatürk Parkı yapılabilir, sosyal hizmetler alanında tüm Antalya’ya hizmet götürülebilirdi." Açıklamada Antalya Büyükşehir Belediyesinin işten çıkarmaların tasarruf politikaları çerçevesinde gerçekleştiği ve bu sayede her ay 10 milyon liranın hizmete aktarılabileceği iddiasına yer veriliyor.

Akaydın:"Milletin ekmeği ile oynarken yalanlara sığınmasın "

Konu ile ilgili görüşlerini aldığımız eski Belediye Başkanı Prof.Dr. Mustafa Akaydın, kendi dönemindeki istihdam artışını ve işten çıkarmaları Ulusal Kanal'a şöyle değerlendirdi:

"İstihdamın yüzde yüz arttığı doğru. 3 bin 200 den 7 bin 400'e çıktı. Nedeni ise Menderes Türel zamanında dışarıdan satın alınan bir çok ürünün Belediyenin kendisinin üretmeye başlamasıdır. Antalyada ik defa bir demir-döküm atölyesi kurdum. Park ve bahçelerdeki çalışan sayısını arttırdım, buna karşın Türel'in önceden 60 kuruşa aldığı çiçek fidesini ben 7,5 kuruşa mal ettim.Direklerin etrafına İtalya'dan aldığı saksı çiçekliğin tanesi 900 TL'ye satın alınmıştı. Ben onları kendi tesislerimde 60 TL'ye mal ettim. Bir yandan istihdamı arttırırken diğer yandan belediyeye tasarruf sağladım. Bir çok ilçe belediyesinde 2 bin kişi çalışırken, koskoca bir büyük şehir belediyesinde 7000 kişinin çalışması fazla bir rakam değil, üstelik kanunsuz bir uygulama da değil . Kanuna göre personelin bütçesi, belediyenin bütçesinin %30 unu geçemez. Benim bütçem %20 civarındaydı. Menderes Türel'in mal ettiği her şeyin en pahalısını üçte bir maliyetine indirdim.Ben üretken belediyecilik yaptım. Türel, Milletin ekmeği ile oynarken yalanlara sığınmasın. Bu işten attığı, zulüm yaptığı insanların yerine AKP'lileri aldığında ne olacak? Bunun hesabını verebilecek mi? Koskoca 21 bin km coğrafyayı işçi çıkararak idare edebilecek mi? Asıl işçi alması gereken o, ben değilim. İşten attığı kişilerin kul hakkının hesabını vermek zorunda. Ucuz yoldan kahraman olmaya çalışıyor. "

Haber: Devrim Aşkın Karasoy

Fotoğraf: Merve Demirağ

ulusalkanal.com.tr

antalya işçi belediye işsizlik başkanlık sendika türel