Servet Vergisi niçin gündeme girdi

Servet Vergisi niçin gündeme girdi

Başbakan Davutoğlu’nun 6 Kasım 2014 günü 11 bakanı yanına alarak açıkladığı Yapısal Dönüşüm Hamlesi pek anlaşılamadı. AKP basını, olayı “Altın Çağ” gibi başlıklarla reklâm etti. AKP’nin muhalifi olma iddiasındaki CHP ve MHP, ekonomi alanında zaten yoklar. Çünkü iktidardan farklı bir çözümleri yok.

İFLASLA GELEN MECBURİYET

Bu köşede birbirini izleyen yazılarla AKP’nin iflas ilanında bulunduğuna dikkat çekildi (Aydınlık, 8, 9, 11 Kasım 2014). 1980 yılında Turgut Özal’la başlayan Borçlanma Ekonomisinin sonuna geldik.

Keşan, Edirne, Lüleburgaz, Kırklareli ve Çorlu’dan sonra Antalya, Gebiz, Alanya ve Gazipaşa’da yurttaşlarımıza seslenirken ısrarla önümüzdeki mecburiyeti anlattık. Evet mecburiyet!

Türkiye, zorunlu olarak Karma Ekonomiye geçecektir. Altı Ok dersek, Türk Devrimi içindeki yerine oturturuz.

GÜNDEMDEKİ MECBURİYETLER

Borçlanma Ekonomisinden Karma Ekonomiye geçiş kuşkusuz kolay olmayacak. Fırtınalı bir döneme giriyoruz. Bu dönemden Türkiye ancak küresel merkezlerden yönetilmeyen Millici Hükümetle çıkar.

Önümüzde halka dayanan disiplinli devlet ve disiplinli toplum var. 24 Kasım 2014 akşamı Ulusal Kanal’da Hulki Cevizoğlu’nun yönettiği Çıkış Yolu programında Prof. Dr. İzzettin Önder ve Prof. Dr. Esfender Korkmaz ile bunları tartıştık. Orada önümüzdeki dönemin mecburiyetlerinden söz ederken, Servet Vergisi gibi uygulamaların da gündeme geleceğine işaret etmiştik.

Borçlanma olanakları tıkanan bir Türkiye’nin önündeki çözümler sınırlıdır. Öncelikle iktidarlar o sınırları tanımak zorundadır. Çünkü ekonominin çarkını çeviremeyen hükümet yıkılır. İnsanların evine ekmek götüremediği koşullarda sorunlar kömür ve makarna torbalarıyla çözülemez. Bizim tatlı su muhaliflerimizin ve bulutların üzerindeki “solcu”larımızın anlayamadıkları da budur.

ENİŞTE NİÇİN ÖPTÜ

Bizim haberimiz yoktu, “21. YüzyıldaKapital” kitabının yazarı Thomas Pikettyde, “Türkiye’de servet vergisi alınmalı” diyormuş. Milliyet gazetesi muhabiri Şükrü Andaç, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’a bu konuda görüşünü soruyor.Yanıt şöyle: “Daha ne vereceğiz. Bir gömleğimiz kaldı. Kayıtsız ekonomiyi kayıt altına aldıktan sonra bunu tekrar konuşmak lazım.” (Milliyet, 26 Kasım 2014)

Servet vergisi laflarının birden piyasaya çıkması, önümüzdeki gündemin habercisi olmalı. Milliyet gazetesi ilginçtir, bu haberi “Daha istikrarlı dönem geliyor” başlığı altında veriyor.Servet vergisi tartışması ile istikrar arasındaki bağlantı nasıl kuruluyor? Bunu fırtınalı dönemlerin eşiğinde manzarayı tozpembe gösteren gözlüklere duyulan ihtiyaçla açıklayabiliyoruz.

Böylece kamuoyu, önündeki gündemle tanışmaya başlamış oluyor.

ANTALYA TİCARET VE SANAYİ ODASI’NIN GENİŞ UFKU

21 Kasım Cuma günü Antalya Sanayi ve Ticaret Odası (ATSO)’nı ziyaretimizde de bu gündemi konuştuk. ATSO Başkanı Çetin Budak, Başkan Yardımcısı Yusuf Hacısüleyman, ATSO Yönetim Kurulu Üyeleri Ömer Dinç ve Osman Avşaroğlu bizleri sanayimizin gerçekleri konusunda bilgilendirdiler. Sıcak para akışının seyriyle ilgili beklentilerini de öğrendik.

ATSO Başkanı Budak ve arkadaşları, sanayicimizin ve tüccarlarımızın sorunlarına geniş bir ufuk içinde bakıyorlar. Maddi boyuttaki kısa vadeli destekler ve çözümler üzerinde durmadılar. Özellikle Adalet ve Eğitim reformunun zorunlu olduğunu vurguladılar. Bu talepler de aslında Türkiye ekonomisinin yapısal sorunlarla karşı karşıya olduğunu hatırlatıyor.

Artık herkes geniş ufuklu olmaya mecburdur. İstikrar dönemlerinde önünüzü görme ihtiyacı yakıcı değildir. Görmeseniz de olur, önünüzde ne olduğu bellidir. Çalkantı dönemleri farklıdır, yarının bilgisini bugüne bakarak anlayamazsınız. Bir bakmışsınız birden bulutlar kararmış. O nedenle hava raporlarının sağlıklı olması gerekir.

KAYNAKLARIN YENİDEN BÖLÜŞÜMÜ GÜNDEME GELİYOR

Türkiye, bugün Sıcak Para Komisyoncularının ve Tarikat Rantçılarının diktatörlüğü altındadır. Sanayici ve tüccar kenarlara sürülmüştür. Kaynaklar, üretime değil, faize ve ranta akıtılmaktadır.

İşte bu koşullarda, servet vergisi gibi mülkiyet ve bölüşüm ilişkilerine müdaheleyi öngören çözümler ister istemez Türkiye’nin gündemine girmektedir.

Alâmetler artık herkesin görüş menzili içindedir. Önümüzde fırtınalı bir dönem var. Borçlanma ekonomisinin sonu gelmiştir.

Kaynakların bölüşümü sorunu ufukta gözükmüştür. Kaynakları ranta ve faize akıtan sistem çöküşün eşiğindedir.

Türkiye’nin Ankara’dan yönetilmesi, paranın giriş çıkışının denetimi, gümrüklerin dikilmesi ve üreticinin korunması, sanayi ve tarımın desteklenmesi, iç tasarrufların artırılması, etkin ve adil vergi rejimi, yargı ve eğitim reformları artık zorunlu çözümler olarak önümüzdedir.

YARIN: Nuh’un gemisi

Doğu Perinçek

Aydınlık/ROTA