AB'den Trump'ın Ruhani ile görüşme isteğine destek
"AB, diyalog ve diplomasi yönündeki her gelişmeyi memnuniyetle karşılar ve destekler"
BRÜKSEL (AA) - Avrupa Birliği (AB), ABD Başkanı Donald Trump'ın İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile "doğru koşullarda" görüşme yönündeki beyanını desteklediğini bildirdi.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini, Birliğin dönem başkanlığını yürüten Finlandiya'nın başkenti Helsinki'deki gayriresmi AB Dışişleri Bakanları Toplantısının ardından basına açıklamalarda bulundu.
Mogherini, Trump'ın Ruhani ile görüşme sinyali vermesine ilişkin "AB, diyalog ve diplomasi yönündeki her gelişmeyi memnuniyetle karşılar ve destekler. Biarritz'de (G7 Zirvesi) birkaç gün önce yapılan açıklamalar, diyalog yönündeydi ve AB tarafından son derece memnuniyetle karşılandı." değerlendirmesinde bulundu.
Helsinki'de Fransız, Alman ve İngiliz bakanlarla İran nükleer anlaşmasının sürdürülmesine ilişkin bir görüşme yaptıklarını belirten Mogherini, Biarritz'deki toplantı ve etkinliklerin ardından bu duruma nasıl katkı sağlayacaklarını değerlendirdiklerini söyledi.
Mogherini, 3 bakanla yaptığı görüşmede, İran nükleer anlaşmasının korunması ve tam olarak uygulanması çalışmalarının sürdürülmesi konusunda mutabık kaldıklarına işaret ederek, bu konuda sadece Almanya, Fransa ve İngiltere ile değil İran, Rusya ve Çin ile de görüşmelerin devam ettiğini vurguladı.
Fransa'nın Biarritz kentindeki G7 Zirvesi'nin ardından Ruhani ile görüşmeye hazır olup olmadığına ilişkin soruya Trump, "Koşullar doğru olursa tabii ki kabul ederim." yanıtını vermişti.
İran yönetimi ile P5+1 ülkeleri olarak adlandırılan BM Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya'nın yanı sıra AB arasında yaklaşık üç yıl süren müzakerelerden sonra Temmuz 2015'te "Kapsamlı Ortak Eylem Planı" (JCPOA) olarak adlandırılan anlaşmaya varılmıştı.
İran nükleer anlaşması, ABD'nin JCPOA'dan tek taraflı çekilme kararı ve İran'a yönelik yaptırımları tekrar yürürlüğe sokacağını açıklamasının ardından dünya kamuoyunu en çok meşgul eden sorunlardan birine dönüşmüştü.